2

416 37 9
                                    

Lisa bana azıcık makyaj yapmıştı. Altıma bebek mavisi eteğimi giydim üstümede beyaz göbeği açık V yakalı tişörtümü giydim. "Çok tatlı oldun." dedi Lisa. Aynada kendime baktım heyecanla. "Ben gidiyorum." dedim. Çantamı omzuma astım ve evden çıktım. Siyah bir motorda oturuyordu Taehyung. Motorları hiç sevmezdim.

"Motorla mı gideceğiz?" dedim. "Beğenmedin mi?" dedi. "H-hayır." dedim ve arkasına oturdum. "Kask yok mu?" dedim. Kafasındaki kaskı çıkardı ve bana taktı. "Sen takmayacak mısın? Çok tehlikeli." dedim. "Bana bir şey olmaz." dedi. "Ama sıkı sarıl." dedi. "Efendim?" dedim. "Düşmemen için bana sarılman gerekiyor." dedi. Kafamı salladım. Kollarımı beline sardım.

Motor hareket edince çocuğu sıktığımı fark ettim. Korkuyordum ne yapayım. Her gün haberlerde motor kazaları vardı. Bir motora bindim diye ölmek istemiyordum.

Eski bir binanın önünde durmuştuk. "Korktun mu?" dedi. Evet. Kafamı olumsuz anlamda salladım.  Motordan kalkınca bende kalktım. Kaskıma hafifçe vurdu. "Kaskı çıkar." dedi. Ellerimi kaska koydum ve çektim. "Taehyung çıkmıyor bu!" dedim endişeli bir sesle. Güldü ve kaskı tek seferde çıkartı. "Güldün az önce." dedim. "Yanlış görmüşsün." dedi.

"Hiçte yanlış görmedim." dedim. Birlikte içeri girdik. Müzik sesi kulaklarımı acıtıyordu. Biri sigara dumanını suratıma üfledi. Öksürmeye başladım. Bu mekanlara bana göre değildi. Derin nefes aldığımda öksürmem geçmişti. Ayrıca bana böyle mekanlar yasaktı. "Taehyung burda olmamız ne kadar doğru? İkimizde daha 16 yaşındayız." dedim. Beni umursamadı. "Sen şuraya otur ben geliyorum." dedi ve gitti.

"Nereye?" diye bağırdım. Beni duymadı. Bu mekan gerçekten bana göre değildi. Peşinden gittim. Karşımda dört tane tahta kapı vardı. Bir kapı aralıklıydı. Aralıktan içeri baktım. Taehyung eğilmiş kağıdın üstündeki tozu burnuna çekti. "Taehyung çok yakışıklı değil mi?" dedi kız. Pembe güzel saçları vardı. "Ama piskopatın teki." dedi. "Nasıl?" dedim. "Ona güvenerek geldin ve hiç bir şeyden haberin yok mu?" dedi kız. "Bana anlatır mısın?" dedim.

"Gel şöyle ölmek istemiyorum." dedi ve kolumdan çekti. Yandaki odaya girdik. Yatağa oturduk. Neden yatak vardı? Ha tamam. "Taehyung kaç yaşında?" dedi. "16" dedim. Güldü ve "17" dedi. "Efendim?" dedim. "Bir yıl boyunca psikolojik tedavi gördü." dedi kız. "Neden?" dedim. "Çünkü piskopat. İnsanların canını yakmayı seven bir piskopat!" dedi.

Kız Taehyunga çok dolmuştu kesinlikle. Odanın kapısı açıldı. Sinirli bir adet Taehyungdu. "Sevgilin artık çoğu şeyi biliyor Kim Taehyung." dedi kız. "Sana içeride bekle demiştim?" dedi sinirli bir şekilde. "Nerde bekleyeceğimi unuttum." dedim masum bir sesle. "Rose!" dedi Taehyung ve üstümüze yürümeye başladı. Uyuşturucu içmişti ve kendinde değildi.

Rosenin kolundan sıkıca tutu ve kızı yataktan kaldırdı. "Senden korkmuyorum Taehyung!" dedi kız. "Korksan çok iyi olur Park Roseanne!" dedi Taehyung. Ben açıkçası çok korkuyordum. "T-Taehyung." dedim. Kızı iyice duvara yapıştırdı. Kesinlikle kendisinde değildi. Taehyungun koluna yapıştım. Onu kendime çektim.

"Taehyung ne yapıyorsun?!" dedim. "Uyuşturucu içtiğin içi-" "NE?" dedi. Benim kolumdan sıkıca tutu ve odadan çıkartı. Rose denen kız arkamızdan bağırıyordu. Bütün herkes bize bakıyordu. Canımıda yakıyordu. Kesinlikle onla geri gitmiyordum. Binadan çıkmıştık.

"Bu gece öğrenmemen gereken şeyleri öğrendin." dedi sinirlice. Ama sakin olmaya çalışıyor gibiydi. "Ne öğrendin acaba?" dedi. "Eee..." dedim. Konuşmaya korkuyordum. "17 yaşında olduğunu, piskolojik tedavi gördüğünü, uyuşturucu kullandığın-" dedi. "Bir bunlardan bir tanesini birinin ağızından duyiyim seni mahvederim. İki psikolojik tedaviye ihtiyacım yoktu.-" lafını kestim. "Psikolojisi bozuk olanlar her-" "Kes ve ben, dinle!" diye bağırdı.

DANGER | TAESOOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin