AİME MOİ ESLEM

1.BÖLÜM

Selamün Aleyküm yol arkadaşlarım! Nasılsınız? Umarım hepiniz iyisinizdir. Allah'ın izniyle Aime Moi Eslem'e başlıyorum. Dualarınızı eksik etmeyin...

Ya Bismillah, Allah'ım sen utandırma...

Keyifli okumalar...

🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕

Üzerinde ki kırık beyaz dantellerle süslenmiş elbisenin eteklerini avuçlarının arasında buruşturan Hatice, bir biri ardına yanaklarından süzülen yaşlara söz geçirmiyordu. Siyaha çalan harelerinin etrafı vedanın kızıllığına boyanmıştı. Herkes onun baba ocağına, ana kucağına veda edeceği için ağladığını düşünse de göz yaşları kalbine düşen bir harama akıyordu. Yasaktı, olmazdı, unutmalı, ailesinin uygun gördüğü, kendisi gibi Müslüman olan Kadim ile evlenmeliydi.

Zihninden silinmeyen kehribar rengi gözler parmağına az evvel geçirilen altın söz yüzüğüne ihanetti. Bu güne kadar haram ilişmemiş gönlüne kurulmuş bir dar ağacıydı. Nasıl yapabilmiş ti, elinde miydi ki? İnsan gönül tahtına kurulacak sultana karşı durabilir miydi?

Duramamıştı... Karanlık girdaplar misali insanı bilinmeze savuran gözleri, beyaz teni, edebin, hayanın süslediği gülüşü ile etrafındaki çoğu genç delikanlının yüreğine ateş salan Hatice, bir olmaza annesinin yüzüne haykırdığı gibi bir gavura teslim etmişti gönül tahtını. Kızının adının çıkmasından korkan Feriha Hanım ise çareyi mahallenin sevilen, işinde gücünde olan genci Kadim ile evlenmesi de bulmuştu.

Oysa adının anlamını bakışlarına nakşeden Archer, usta bir okçu gibi Hatice'nin hayallerini, gündüzleri, gecelerini ve dualarını vurmuş, can havliyle çırpınan genç kızın ruhunu avuçlarına hapsetmişti.

Archer Carel, veliahtı olduğu oteller zincirinin Türkiye de açılacak olan ilk oteli için İstanbul'a gelmiş ve tarihi esintileri duvarlarında saklayan Fatih semtinde bitmek üzere olan devasal yapıyı gezerken yanındaki şirket yöneticileri ile vedalaştıktan sonra civar sokakları gezmek istemişti. Ertesi gün Paris'e dönecekti ve gitmeden iş dışında bir kaç küçük, güzel anı biriktirmek istemişti. Yanı başından ayrılmayan korumaları en azından uzaktan takip etmeleri için ikna ettiğinde, bunun babası ile arasında yeni bir kavgaya neden olacağını biliyordu. Ama öylesine muhtaçtı ki özgür olmaya. Kendisini bulmaya, ipleri babasının elinde olan görenlerin sahip olduğu imkanlara iç geçirdiği pahalı, yakışıklı ve iyi eğitimli bir kuklaydı oysa.

Maynard Carel'in tek çocuğu Carel Oteller zincirinin tek varisi, babasının en büyük projesi. Evet tam anlamıyla bir projeydi Archer, babasının gücüne ve zenginliğine hizmet edecek uzun soluklu bir proje...

Yanında tercümanın anlattığı İstanbul'a özgü tarihî hikayeleri can kulağı ile dinleyen genç adam, guruldayan midesi ile bileğini süsleyen hayli pahalı özel tasarım saatine çevirdi bakışlarını. Gün batmak üzereydi ve hala hiçbir şey yememişti. Yetişmesi gereken toplantılar, babasına küçük bir servet kazandıracak detaylar vardı. Yemek yememesi veya özgürlüğe susuz ruhunun isyana el uzatması önemli değildi. Yapması gerekeni yapmalı ve ailesi adına en kârlı adımları atmalıydı.

Midesinden yükselen ses yüzünde mahcup bir gülümseme neden olurken insanı hipnotize eden tok sesi ile "j'ai peut être un peu faim." (Biraz acıkmış olabilirim.) dedi, sabahtan beri hiçbir şey yememesini yok sayarak.

Başını anlayışla sallayan Feyza Hanım, " Il y a un endroit un peu plus loin qui fait de la très bonne cuisine maison. Je m'arrêterai certainement à chaque fois que je viendrai ici." ( Az ileride çok güzel ev yemekleri yapan bir yer var. Buraya her geldiğimde muhakkak uğrarım." dedi daha önce yemek isteyip istemediğini sormadığı genç adama karşı kendini mahçup hissetmişti.