Selamün Aleyküm yol arkadaşlarım! Nasılsınız? Umarım hepiniz iyisinizdir. Aime Moi Eslem'in daha geniş bir kitleye ulaşması için arkadaşlarınızı etiketlerseniz çok sevinirim. Şimdiden teşekkürler ❤️
Keyifli okumalar...
🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕
Günler önce Hatice'sini ömrüne davet etmişti ve kızın kendisine bir cevap vereceğine dair ümitlerini yitirmişti. Hak veriyordu elbette Hatice'ye. Yüzünü sadece bir kez gördüğü bir yabancı karşısına geçip "Ben Hatice'nin Muhammed'iyim peki sen Muhammed'in Hatice'si olacak mısın?" demişti. Üstelik bunu diyen kişi gayri müslim olarak bildiği bir Fransız'dı.
Ümitlerinin boynu bükük olsa da kalbinde yanan son ümit meşalesi gururla harlandı. Dile gelmişti sanki ateş. "Onun adı Hatice. Ölüme, fakirliğe, kâfirlere boyun eğmemiş İslamiyetle müjdelenen ilk kadının adı okunmuş kulağına. Kaçar mı hakkında hayır olandan? Kaçar mı Muhammed'e Hatice olmaktan?" diyordu cehennemi değil cenneti süslercesine.
Bedenine ağır gelen heyecanını kalbi yüklendi genç adamın. Ellerine söz geçirmeyi başardığında telaşa kapılan parmakları söküp aldı Hatice'nin Muhammed'ine attığı ilk adımı. Sabırsızca odada dönmeye başlarken kat izlerini bir bir açtı kalan son ümidi ve duaları. Ortaya çıkan kelamlar ise kendisine bahşedilen müjdenin Hatice'nin ruhuna da işlendiğini haykırıyordu.
"Selam Allah'ın dedin amenna. Muhammed Hatice'nin dedin amenna. Bir ömür beklerim dedin amenna. Sen olmadan savaşamam dedin amenna. Rüyalarıma Muhammed, ellerime kına oldun amenna. Muhammed'den gelene Hatice'sinden amenna...
Ne çok sır koydun avuçlarıma. Taşımak zor saklamak imkansız. Muhammed'e Hatice olmak ağır geliyor canıma. Canımdan kopan Bulut koştu imdadıma. Ruhuna işlenmiş sırların en güzelini sardı, sözlerinin açtığı yaraya. Sana gelebilmem için Bulut'un ruhuna işlediği sırrı sen de sar yarama."
Bir, iki, üç... Defalarca okudu Hatice'nin ellerinden kelimelere dönüşen teslimiyeti Muhammed. Kızın güzelliğinin ve zarafetinin yalnızca bedeninde olmadığını bir kez daha şükürle selamladı. Kalbinin ve ahlakının güzelliği tenine işlenmiş Hak'kın sanatını kıskandırıyordu. Bedeninde olan kusurların örtüsüydü şüphesiz kızın ahlakı. Muhammed'in gözlerine ilişmeyen kusurları ahlakı ve edebi ile ördüğü örtünün altında kalmıştı.
Gözlerinden tenine karışan yaşlar açık balkon kapısından esen hafif rüzgarla bir olup yüreğinde ki yangına serinlik verdi adamın. Ağladığını fark etmemişti o ana kadar. Çocuksu bir heyecanla elindeki kâğıdı tekrar okuduğun da son cümleye esir düştü kehribarları. "Bulut'un ruhuna işlediği sır..." diyerek mırıldandı Hatice'yi kendisine getirecek anahtarı...
Bulut... Bulut... Bulut... Odanın içinde dolaşmaktan yorulduğunda adımları yatağına ilerledi. Günün telaşı bedenini Hatice'nin sorusu ruhunu yorgun düşürmüştü. Sırtını yatak başlığına verip gözlerini sakladı karanlık örtülere. Bulut'un ruhuna işlediği sır yeniden doldu kulaklarına. Aylar önce rüyasında dile gelen bulut kelime-i şahadeti işlemişti ruhuna. Hatice'nin sorusuna vereceği tek cevabı buydu ama Peder Bernard' tan başka hiç kimseye rüyasını anlatmamıştı. Hatice'nin bulutu ve ruhuna işlenen sırrı bilmesi imkansızdı.
Kızın kendisine attığı ilk belki de son adımdı bu. Vereceği cevap ya Hatice'yi Muhammed'in kılacaktı ya da Muhammed'i yalancı çıkaracaktı. Zihnini yavaş yavaş ele geçiren karanlık uykunun bilinmezliğini geceye serdiğinde isminin seslenilmesiyle gözlerini açtı Muhammed. Bakışları uyku halinden sıyrıldığında başını çevirip bir kez daha kendisini çağıran sesin sahibiyle göz göze geldi. Kıvırcık saçları alnına dökülen çocuğun sesi kızgındı. "Baba sen adını bilmiyor musun?"
![](https://img.wattpad.com/cover/234358206-288-k413971.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AİME MOİ ESLEM
Non-FictionHer kalp ayrı imtihanlara tabi tutulurdu bu hayatta. Mathieu' nun kalbi korkularından oluşan bir kafesin için de esirken, Eslem'in kalbi bilinmeyene sürgün acemi bir serçeydi. Adamın çocukluğu korkma sev dedi kalbine, inandı masum çocuk, sevdi... ...