AİME MOİ ESLEM

3. BÖLÜM

Selamün Aleyküm yol arkadaşlarım! Nasılsınız? Umarım hepiniz iyisinizdir. Aime Moi Eslem'in daha geniş bir kitleye ulaşması için arkadaşlarınızı etiketlerseniz çok sevinirim. Şimdiden teşekkürler ❤️

Keyifli okumalar...

🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕🧕

Hatice'yi gördüğü gün hissettiklerinden başlayarak ruhunundaki, babası tarafından vurulan tüm prangaları bir bir anlatan adam beklenti dolu gözlerle karşısındaki yaşlı pedere bakıyordu. Benliğinde babasının kurallarını kabul eden tek bir zerre dahi kalmamıştı. Bir an önce ruhundaki kabuktan kurtulup rüyasında ona bahşedilen o mübarek isimle yeniden doğmak istiyordu. Adının anlamı okçu olsa da kendi masalında siyaha çalan bir çift gözün yaraladığı bir avdı. İlk kanı Hatice dökmüş, devamını Hz Hatice getirmişti.

Yüzyıllar öncesi cahiliye dönemi diye adlandırılan bir zamanda son nefesine kadar İslam'a hizmet eden bu güzel yürekli savaşçı almıştı okçu Archer'in canını...

Archer'in kanının her bir damlası toprağı sulamış ve Peder Bernard'ın gizli saklı yaşadığı İslam dini ile hak katında yeniden yoğrulmuştu. Topraktan gelip toprağa giderdi Ademoğlu. Yeniden karıldı çamur, bir Hatice'nin edebinde, bir Hatice'nin gücünde pişti, sertleşti, taş oldu. Cılız bir tohumun Bismillah diyerek parçaladığı kaya oldu. Sardı sinesini Allah'ın adıyla can bulan tohumun kökleri. Sinesi yangın yeri, sinesi Hatice'lerin köşkü, sinesi Archer'in mezarı, sinesi Muhammed'in yüreğine kafes oldu. Yeniden karılan bir çamurdu ruhu. O Muhammed'di artık. Hatice'nin Muhammed'i...

Peder Bernard gençlik dönemlerinde içine dolan kuşkuları peşine düşerek İslam dinini araştırmış ve Hristiyanların kutsal kitabı olan  İncil'in orijinal nüshaların da gecen İslam Peygamberi Hz. Muhammed'e biat etmeye karar vermişti. Başlarda bu kararını ailesi dahil herkesle paylaşmak istesmişti. Lakin konumu gereği klisede eğitim alan çocuk ve gençlerden İslam'a yönelenlere gizli saklı da olsa tebliğ yapmak için Müslüman olduğunu saklamıştı. Bir yürekte tek bi sevgili olurdu elbet, sevgilisi tek, sevgilisinin gölgesi kimine Hristiyan kimine Müslüman olarak gözükmüştü.

Archer'i uzun yıllardır tanırdı Bernard ve içten içe bir gün bu konuşmayı yapacağını hissediyordu. İçinde bulunduğu lükse rağmen gözleri dünya zenginliklerinde olmayan biriydi Archer. Aynı zaman da da oldukça zekiydi. Tok gözlü oluşu ve sorgulayıcı yanı genç adamı bugün ki noktaya taşımıştı...

Yaşlı Bernard'ın gözyaşları içinde kısık sesle getirdiği Kelime-i Şehadeti tekrar eden Archer, kendini bildi bileli ilk kez aldığı nefesin ruhuna serinlik kattığını hissetti. Dün gece rüyasında dile gelen bulutun anlam veremediği sözleri kelime-i şehadetti. Bernard'ın İslam'a açılan kapının kilidi dediği sözleri dün gece ruhuna işlemişti bulut. Zihnine çöreklenen tüm korkular bir anda doğan ışık hüzmesinde yok olmuştu. Annesinden yeni doğmuş bir bebek gibi temizdi Muhammed'in kalbi.  Korkusuz, savaşmaya hazır ve Hatice'sinin yanında dim dik duracak kadar kendinden emindi...

İki adam Archer'in İslam dinini seçtiğini bir süre saklaması konusunda hem fikir olup ayrılırken, sorunsuz bir şekilde geri dönen genç adam ölesiye sabırsızdı. Avazı çıktığınca bağırıp yeni ismini haykırmak istiyordu. Lakin bu hayatta en çok sabretmeyi severdi Archer, bu güne kadarki sabrının mükâfatını İslam nuruyla şereflenerek almıştı. Yine sabredecek, aklındakileri bir bir yoluna koyup emanetini Allah'a teslim edene kadar babasının ve katı kurallarının hayatında olmaması için savaşacaktı. Bunun için ilk adımı ise Türkçe öğrenmekti. Madem ki Hatice'si gözleriyle konuşmaktan hayâ ediyordu o zaman diline nakşederdi aşkını Muhammed.

Bir kaç gün sonra babası ile İstanbul'da ki otelin beklediklerinin üzerinde kâr sağladığını ve Türkiye'de yeni şubeler açarak oteller zinciri oluşturma fikrini anlattığında, Maynard'ın yüzünde keyifli bir gülümseme oluştu. Oğlunu ilk defa bu kadar hırslı görüyordu. Sonu gelmez servetine bir sıfır daha eklemek kulağına huzurlu bir melodi gibi geldi adamın. Üstelik bunu ilk kez bağırıp çağırmadan, zorlamadan oğlu teklif ediyordu.