Kahve

35.6K 1.6K 85
                                    

“Getirdiğin için teşekkürler.”

Gülümseyerek arabasının camından içeri uzanmış olan suratıma baktı.“İnsanlar genelde böyle bir durumda nezaketen kahve içmeye davet ederler.”

Orda dur şampiyon! Ben ilk geceden yatağa atabileceğin seksi piliçlerden değilim!

“Kahve içmek mi istiyorsun?”

Dudaklarını büzüp başıyla onayladı. ‘O dudakları öyle yapma’ diyerek tutup sıkmak istedim. Fena tatlıydı.

“O zaman bir cafeye git” dedim

Bir kez daha güldü.“Çok kabasın. Ben senin bana kahve yapmanı istediğimi söylemiştim.”

Gülmek istemiyordum ama yanaklarımdaki kaslar pek itaat edecek havada değildi.

“Hayır, söylemedin, ima ettin. Ayrıca ben Türk kahvesini berbat yaparım.”

Omuzlarını çok da önemli olmadığını anlatmak istermiş gibi havaya kaldırdı.“Şanslısın o zaman, ben de iyisiyle kötüsünü ayırt edemem.”

Bana başka şans bırakmıyordu. Kendisi kaşınmıştı.“Pekala, sana kahve yapacağım. Ama gıda zehirlenmesi yaşarsan suçlusu kesinlikle ben değilim.”

Korkmuş taklidi yaptı.“O kadar da kötü değilsindir.”

Kaşlarımı kaldırarak alaycı bir ifade sundum. O da karşılığında titriyormuş gibi yaptı.

“Arabayı park edeyim o halde?”

“Tamam.”

“Tamam.”

Sıcacık bir gülüşle suratıma baktı.“Tamam.”

Nefesimi tuttum.“Tamam.”

Başını yukarı doğru kaldırıp canlı bir kahkaha daha attı ve park alanına doğru gitti. Fırsattan istifade hemen eve koştum. Ayakkabılarımı aceleyle çıkarıp salona daldım. Her yer derli topluydu ama yine de yastıkları düzelttim. Kumandanın yerini değiştirdim. Sonra mutfağa koştum. Tepsiyi masanın üzerinden kaldırdım. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Elim ayağıma dolanıyordu. Bir oraya bir oraya koşup duruyordum. Ayak seslerini duyunca balkonun ışığını yakıp onu karşılamak için kapıya gittim. Beyaz zarif elbisemle evde onu beklerken kendimi çok garip hissediyordum.

Kapıya gelip beni görünce gülümsedi. Ve lanet olsun! Seksi bir bakışla beni baştan aşağı süzdü. Bakışlarının istikametinin farkındaymış gibi görünmüyordu. Gergindim. Fena halde gergindim.

“Nerede oturmak istersin?”

Etrafına bakındı.“Balkon güzel görünüyor. Sen de istersen…”

“Benim için fark etmez, balkonu severim.”

“Tamam.”

“Tamam.”

Kahkaha attı.“Tamam.”

“O zaman ben kahveyi yapayım.”

Yüzümü buruşturdum, otuz iki diş sırıtıyordu.

“Bence ben de başında durup içine çamaşır suyu falan koymadığından emin olayım.”

Gözlerim büyüyerek bakınca bir kez daha güldü.

“Olur mu?”

Bir adım geri çekilip evi işaret ettim. Girmeden evvel ayakkabılarını çıkarıp çıkarmayacağını sormadı. Direkt olarak çıkardı. Siyah kısa çoraplar giymişti. Neden bu kadar dikkatimi çektiğini bilmiyordum ama çekmişti işte. Ayakları düzgün görünüyordu. Off, salak mıydım neydim?

İki Avans Üçte Biter (Futbolcu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin