Hoşgeldin Sevgilim

30.5K 1.2K 157
                                    

Canlar, bu bölümü hastalık yüzünden tek gözüm kapalı kontrol ettim denilebilir, eğer bir hatam varsa affola... Yorumlarınıza en kısa sürelerde yanıt vereceğim fakat halsizliğim nedeniyle normal hızından birazık yavaş olabilir. Bunun için şimdiden özür diliyorum. Keyifli okumalar.

Oldum olası su kaydıraklarından uzak durmaya çalışırdım çünkü aksilikleri kendine çeken bir tabiatım vardı ve sürekli yaralanmaya açıktım. Bir-iki kez su kaydırağını denemiştim ve ikisinde de ufak tefek sakatlıklar geçirince pes etmiştim. Şimdi bütün arkadaşlarım ve kardeşim hevesle kaymak için tepeye doğru ilerlerken beni ikna etmeye çalışan Can’a bunu nasıl açıklayacağımı düşünmekle meşguldüm.

“Gülce hadi, inat etme.”

“Can hayır dedim, yaralanıyorum.”

“Bir kere oldu diye illa ikincisinde de olacak diye bir şey yok. Hem gayet güvenli işte… Bak, şu kayan çocuk beş yaşından büyük olamaz.”

“Hayır. Şimdi ben gidince kesin ben kayarken su akmaz ve sert zemin etimi keser ya da merdivenden çıkarken yuvarlanırım ya da hemen arkamdan kilolu biri gelip ikimizi de devirir ya da…”

“Senin şu zihnin beni hayrete düşürüyor biliyor musun?”

Bunu bu kadar erken keşfetmesi iyi olmadı. Hele de eskiden parçalı bulutlu olan zihnimin şu sıralar gökkuşağı gibi olduğu düşünülecek olursa. Yine de erkekliğe bok sürmemek için hemen atladım. “Nesi varmış benim zihnimin?”

Gülümsedi. “Daha evvel kimse sana düşünme biçiminin sıradan birinden ne kadar farklı olduğunu söylemedi mi?”

Ona gerçeği söyleyecek değildim. “Hayır efendim hiç de söylemedi.”

“İlginç.”

Kontratak geliyor, Allam n’olur hazırlıksız yakalansın yarabbim.“Kimse sana ne kadar çekilmez olduğunu, sürekli emir verdiğini, kendini patron sandığını söyledi mi?”

“Hayır.”

“Bak, o kadar da ilginç değilmiş.”

Hakaretimden zerrece etkilenmemişti. Bu adam tam bir utanmazdı. Ben ona homurdanırken gülüyordu. Birden ayağa kalktı ve ne olduğunu anlayamadan evvel kucağındaydım. Kucağındaydım. Kucağında. Evet, kusura bakmayın sıkılıyor olabilirsiniz ama bu gerçeği hazmetmek için on yüz milyon kere daha tekrar etmem lâzım gibi hissediyorum. O kadar yüksekti ki düşme korkusuyla kollarımı boynuna sarmakta acele ettim. Hava burada bir iki derece daha soğuk muydu?

“Can!”

“Şimdi birlikte kayacağız ve korkulacak hiçbir şey olmadığını göreceksin.”

“Hayır görmeyeceğim, görmek istemiyorum. Can lütfen, lütfen…”

Tepeye doğru çıkmaya başladığımızda gözlerimi yumdum ve başımı boynuna gömdüm. Kaygan merdivenlerden onun kucağında çıkmak ikimiz için de sakatlanmaya davetiye çıkarmak demekti ve korkudan gözlerimi sıkı sıkı kapatmıştım. Ben zaten düşecektim de uğursuzluğum onu da düşürecekti işte. Kariyerini de düşünmüyordu demek ki, o çapraz bağlar çabuk iyileşmiyor. Hele bir aşil tendon var ki ohoo…

İki Avans Üçte Biter (Futbolcu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin