Kendime Not: İç Sesinle Savaşma!!

31.2K 1.2K 163
                                    

Keyifli okumalar canlar. :)

Ellerini uzaklaştırmak için boynumu çektim ama bırakmadı. Ben de ellerine şaplak attım. Bu onu daha da fazla güldürmekten başka bir işe yaramadı. Bir süre suratıma bakarak güldükten sonra ellerini çekip yüzünü bana dönerek kapıya yaslandı.

“Neden hâlâ birliktesiniz? Cevaplarını bulduğunu düşünmüştüm.”

Sonunda sabrım taştı. Tamam, cidden çok sevimliydi falan ama bu ona ters ters bakmamı engellemeye yetmedi. Sonuçta sevimli bir insana da ters ters bakılabilirdi. Bu sevimsiz insanlara oranla üç tam bir bölü dört kadar daha zor olabilirdi ama bakılabilirdi. Tam o an denedim, emindim.

“Diyelim ki ayrıldım Can, bundan sana ne?”

Bozulmuş gibiydi. Ney gibi? Evet, bozulmuştu. Çünkü ben salaktım ve cümlelerim ağzımdan çıkana kadar onların ne kadar odunca olduğunu bir türlü kavrayamıyordum. 

“Bunun beni etkilemeyeceğini mi düşünüyorsun? Dün konuştuklarımızdan sonra...”

Apar topar düzelttim. “Konuştukların.”

“Efendim?”

“Konuştuklarımız dedin ya, konuştuklarım demeliydin.” Evet, gerçekten, çok eminim ve kesinlikle son kararım, biri beni vursun!

Sinirli sinirli gülmeye başladı.

“Gülce Allah aşkına, şu an önem verdiğin şey imla kurallarına uyup uymamam mı?”

“Yazım” diye mırıldanırken sesim azarlanmaktan korkar gibi çıkıyordu. Yazım ne Gülce? Yazım ne Allasen? Ana fikir bu mu? İç sesimle dışa sesimin birbirine bu kadar düşmanca hareket etmesi cidden hiç iyi değildi. Hayır, her şey bir yana, gerçekten bir yana, Fenerbahçe Galatasaray gibiydiler ve onlar deplasmanda birbirine gol atacak diye ortada ben helak oluyordum.

“Ne?”

“İmlâ değil, yazım.” Madem sıçtım, sıvamanın hakkını vermem şart.

Derin bir soluğu içine çekti ve o kadar uzun bir süre tuttu ki boğulacak sandım. Bir an “nefes al” desem mi diye düşündüm. Aslında kitaplarda falan diyorlardı, çok da seksi oluyordu. Ama ben seksi olmasını istemiyordum. Zengin yeterince seksiydi zaten. Gerek yoktu ki. Herif çok güzel ya... Gerçekten güzel.

Daha bu sabaha kadar kendi iç sesimi bile dinlememek için savaşırken -evet, bunun için göbeğim parkelere gelecek şekilde yatmak ve öylece kalmak istediğim doğrudur- o an gerçekten ondan etkilendiğimi kabul etmek beni şaşırttı. Evet, artık kaçarak bir yere varamayacağım noktadaydım. Bundan sonra kaçmak, ondan değil kendimden kaçmak olacaktı. Dürüstlüğümden, doğrularımdan ve hatta mantığımdan. Çünkü kalp kapılırsa kapılırdı, bunu kabul eden her defasında mantık olurdu ve ben gözlerimi kapatıp derince düşünebileceğim sessiz bir yerde bunu kabullenmek istedim.

İki Avans Üçte Biter (Futbolcu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin