Herkese merhaba. Nasılsınız? Tatiliniz nasıl gidiyor? Yorumlarda sohbet edelimmm.
İyi okumalar!
♤♤♤
Karargahın önündeki şerefsizlere sıkmaya başladım. Beni gören Bulut eliyle sol tarafı işaret etti. Arkamdan gelen adamın koluna yumruk attım, elindeki silah yere düştü. Salak herif bir de sessiz sessiz (!) geliyor.
Bana doğru yaklaşıp sağ elini yüzüme doğru savurdu. Elini tuttuğum gibi geriye doğru ittirdim. Kasıklarına sert bir tekme atıp yere düşürdüm. Ardından boynunu çevirip öldürdüm, bu salak için mermimi harcayacak değildim.
Bomba füzesinin başında biri vardı ve ateşlemek için hazırlanmıştı. Elimdeki tabancayla bu kadar uzağa ne kadar isabet ettirebilirdim bilmiyordum ama denemekten başka çarem yoktu. Silahımla nişan aldım ve ateş ettim. Kurşun göğsüne gelmişti ve füze ateşlenmemişti.
Tabiki bu onları durdurmayacaktı. Elimden geldiğince füzenin başına kimsenin geçmemesini sağladım. Sadece arkamdan gelen bir sesle döndüğümde kısa sürede arkamdaki adamı öldürmüştüm ama bombada eş zamanlı olarak füzeden çıkmıştı.
"Siktir! Allah kahretsin."
"Tim ses verin! İyi misiniz?" Hiçbirinden ses gelmiyordu ve bu benim endişelenmemi sağlıyordu. Çatışma anında buradan ayrılmak daha riskli olacağı için bir süre daha çatıştım. Yaklaşık iki dakika sonra rahatladığımı hissettiğim o cümle duyuldu.
"Biz iyiyiz komutanım. Sizde bir şey var mı?"
"Hayır Yekta, bende de bir problem yok. Füzenin başına kimsenin geçmesine izin vermeyin."
"Emredersiniz komutanım."
Kısa bir süre sonra çatışmadan geriye çekilmeye başladılar. Götleri yememişti. Temkinli bir şekilde karargah kapısına yaklaştım, bağırış sesleri geliyordu. Koşar adım seslere doğru gittiğimde gördüklerimi idrak etmekte zorlanıyordum.
Giray yerde uzanmış diğerleri de çevresindeydi, revirin doktoru Giray'a müdahalede bulunuyordu. Hemen yanlarına ilerledim. Beni ilk fark eden Bulut'tu. "Komutanım ona bir şey olmaz değil mi? O güçlüdür; beni, bizi bırakmaz." Allahım sen bizi sınama. "Güçlüdür, bırakmaz." Sesim bir fısıltıdan farksızdı.
"GİRAY!"
Acı çığlık, bağırış. Bu kadın da kimdi? Giray'a benziyordu, acaba bir yakını falan mı. Sahi şu an bunu mu düşünüyordum. Kadın Giray'ın yanına çöküp kulağına bir şeyler fısıldamaya başladı.
"Gitme..... Ölüm..... Olmaz!......Ağlamıyorum, korkma." Sadece dediklerinin birkaçını duyabilmiştim.
Ambulans sirenleri duyuyordum. Sirenler kafamın için de bir yankı gibiydi adeta. Çınlıyor, susmuyor, geçmişi hatırlatmaktan çekinmiyordu...
Geçmiş
Sabaha kadar uyuyamamıştım, şimdi ise sokaklarda boş boş geziniyordum. Aldığım nefes ciğerlerime yetersiz geliyor, kalbimi sıkıştırıyordu. Adımlarım ise hayattan bıkmış, bezmiş bir şekilde; acelesizdi.
Kendimi hiç olmadığım kadar yorgun hissediyordum, göz altlarım mosmor ve şişmişlerdi. Ölü gibi geziyordum, yaşayan bir ölü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuğgeneral'in Yiğeni
Roman pour AdolescentsAmelya tayininin çıkmasıyla başka bir time gitti. Haberi yoktu ama o tim onun her şeyi olacaktı. Kimileri ona kardeş olacaktı, kimileri sırdaş ama birisi de sırtından bıçaklayanı olacaktı. Peki ya o sırtından bıçaklayan kişi sayesinde gerçek aşkı...