Sırlar Odası

3K 259 208
                                    

*Yazar*

"Harry!" diye seslendi Lucia. Arkadaşının sesini işitmiş olan oğlan arkasına döndü. Gözlüğünü düzelterek adımlarını Lucia'ya yöneltti. Artık koridorda beraber yürüyorlardı.

"Çataldili konuşabiliyordun, değil mi?" diye sordu Lucia. Kendisine sorulan şeyin alakasını kavrayamayan Harry yine de neden sorduğunu, sormayı tercih etmedi.

"Voldemort." diye fısıldadı Harry. Muhtemelen sesli söyleseydi etraftaki insanların hoş olmayan bakışlarına maruz kalırdı. "Onun bir Hortkuluğu olduğum için çataldili konuşabiliyordum. Artık o özelliğimi kaybettim."

Özelliği olduğundan bahsetse de bu tamamen Voldemort'un bir özelliğiydi. Harry'nin içinde bulunan Voldemort'un ruhu öldüğünde, Voldemort'un özelliği olan çataldili konuşma yeteneğini de kaybetmişti. Lucia hayal kırıklığıyla yürümeye devam etti. Fakat aklına gelen düşünce ile birlikte, içinde küçük bir umut yeşermişti.

"Peki Ron ve Hermione nasıl girmişti Sırlar Odasına?"

"Taklit ederek." diye cevapladı Harry. Arkadaşının sorar gözleriyle karşılaştığında daha açık konuşmaya meyillendi. "Ron, çataldilini taklit etti."

Harry tam Lucia'ya sorduğu soruların nedenini soracakken çoktan gözden kaybolmuştu genç kız. Şu an da Tom ortada yoktu ve bu zaman iyi değerlendirmeliydi. Çünkü Tom'un olduğu vakitler, yalnız kalmadığı an neredeyse yok denecek kadar azdı.

Ron'u görür görez koluna yapışarak boş olan kütüphanenin içine soktu. Daha yeni uyanmış, önünü bile göremeyen Ron kaşlarını çatarak yüzünü ovaladı.

"Yardımına ihtiyacım var."

"Yemeğe geç kalacağım Lucia. Çabuk ol."

Lucia burnundan soluyarak hafiçe Ron'un kafasına vurdu. "Başlatma yemeğine, Ron." Tekrar etrafı kontrol ederek onu gözetleyen Tom'un varlığını yokladı. Kimsenin olmadığını anlayarak tekrar Ron'a döndü. "Sırlar odasına gireceğiz." dedi sessizce.

"Saçmalama Lucia. Profesör McGonagall öğrenirse bizi mahveder." dedi Ron kaşlarını çatarak. Şu an da kız kardeşinin bir bencil olduğunu düşünüyordu. "Her boku sen ye, ama annemin terliğini ben yiyeyim. Öyle mi?!"

Lucia bu konu hakkinda kısa süreli düşünerek Ron'a hak verdi. Genellikle her yaptığı olayların bedelini ödeyen Ron'du.

"Eğer bana yardım etmezsen, Hufflepuff binasındaki kızla öpüştüğünü Hermione'ye söylerim."

"Hey! Ben onu öpmedim, o beni öptü!"

"Olabilir." dedi Lucia omuz silkerek. "Yine de ağızım var, değil mi? Keyfim nasıl istiyorsa öyle anlatabilirim."

"Sana inanmaz."

Lucia, kollarını birbirine bağlayarak alay dolu bakışlar attı. Elbette kardeşine böyle bir şey yapmayacaktı. Fakat küçük bir tehdidin onu ikna edeceğini de biliyordu.

"O zaman söylemeye gidiyorum." dedi Lucia koridora çıkarak.

"Merlin, çok sinsisin! Beklee!"

Genç kız anında duraksayarak gülümsedi. Bunun olacağını biliyordu.

~

Ron, çataldiliyle söylenmesi gereken kelimeyi hatırlamaya çalışırken Lucia gergince kravatını gevşetti. Tom'un her an her yerden çıkabileceği gerçeği onu geriyordu ve bu konuda paranoyaklaşmasına sebep oluyordu. Küçük bir ses duyan Lucia heyecanla arkasına döndü.

"Başardın.." diye mırıldandı.

"Eh, ilk yapışım değil sonuçta." dedi Ron gururunu yücelterek. Fakat gururlu gülümsemesini söndürüp, yerine korku dolu çığlıklar atmasına sebep olacak bir düşüş yaşadı. Lucia, fevri bir hareketle Ron'u aşağıya ittikten sonra kendisi de tedirginlikle peşinden atlamıştı.

"Kemiklerimi kırdın!" diye söylendi Ron. İkisi de yerden kalkıp ilerlemeye başladıklarında, Lucia ilgiyle etrafı inceliyordu.

Yılan desenli bir kapıyla karşılaştıklarında Ron tekrar çataldiliyle zorlansa da söylemesi gereken kelimeyi tekrarladı. Kapı yavaşça açıldığında borunun içinden geçtiler. Lucia hayretle Salazar Slytherin'in heykelini inceledi. Burayı hep merak ediyordu lâkin ilk defa gelebilme fırsatını bulmuştu.

Ve gözleri efsanelerde bahsedilen canavarı görmüştü; Basilisk'i.

"Neden burdayız? Bir açıklamayı hak ediyorum."

"Hak etmiyorsunuz hiçbiriniz." dedi Lucia Basilisk'e yaklaşarak. Yine kaçık yerine konmak istemiyordu. Onu tek anlayabilecek kişi Astoria'idi, o şansını da Tom sayesinde kaybetmişti.

"Hadi ama!" dedi Ron isyankâr bir tavırla. "En azından seni buraya hangi sebeple getirdiğimi bilmeliyim."

"Neden bilesin ki?" dedi erkek kardeşine küstahca bakarak. "Yine kaçık muamelesi görmeye niyetim yok."

Bütün gücüyle Basilisk'in dişini koparmaya yeltenmişti Lucia. Başaramayacağını anlayarak gözlerini Ron'a dikti. "Yardım et." dedi, bir yandan kaşlarıyla Basilisk'in dişini işaret ediyordu. Lucia'nın yardıma ihtiyacı olduğunu anlayan Ron bu fırsatı değerlendirmesi gerektiğini düşündü.

"Eğer anlatırsan yardım edeceğim."

Lucia sinirle yumruğunu sıkarak tekrar Basilisk'in dişini eliyle kavradı. Bütün hıncını bir dişten çıkarmaya meyillenen genç kız, başarıyla Basilisk dişini koparabilmişti.

"Yardımına ihtiyacım yok." dedi kibirle bakarak. "Aptal." diye mırıldandı.

Tekrar Basilisk dişine bakarak zaferle gülümsedi. Kravatını düzeltip, Basilisk dişini cebine koyduktan sonra Ron'un ardı ardına kesilmeyen sorularını duymazdan gelerek Sırlar Odasından çıktı Lucia. Bunun bu kadar kolay olacağını düşünmemişti. Belki de işin zor tarafıyla henüz karşılaşmamıştı.

~

Lucia'nın gerginliğini fark etmişti Tom. Sürekli zihninde siyah bir görüntü düşünüp ona odaklandığını, ve zihnini kapalı tutmaya çalıştığını da fark etmişti. Adımlarını kızın üzerine atarak duvara sıkıştırdı. Lucia artık daha da gergindi.

"Ne çeviriyorsun yine?" dedi Tom. Aklına gelen düşünceyle birlikte tekrar dudaklarını araladı. "Yine birine mi anlattın?"

"Hayır," dedi Lucia hiç düşünmeden.

Genellikle kendisine söylenen yalanları anlayabiliyordu Tom. Tıpkı Lucia'nın ona yalan söylemediğini anladığı gibi. Fakat yine de bu gerginliğin altında yatan birtakım önemli sebeplerin olduğunu fark ediyordu. Artık onu yalnız bırakma konusunda daha da önlemli olması gerektiğini düşündü. Lanetten nasıl kurtulacağıni bulmak üzereydi. Ve aptal bir kızın, planlarımı mahvetmesine izin veremem düşüncesi he zaman aklının bir köşesinde dolanıp dururdu genç oğlanın.

Ortamdaki gergin havayı dağıtmak isteyen Lucia, Tom'dan uzaklaşarak çimenlere uzandı. Ve ikisi de düşüncelerine dalıp gitmişti. Birisi nasıl kurtulacağını düşünürken, bir diğeri nasıl yok edeceğini düşünüyordu.

Lanet (Tom Riddle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin