Zaman Döndürücü

2.7K 256 438
                                    

*Yazar*

Her zaman ki gibi büyük salonda kahvaltılarını yapıyordu Hogwarts öğrencileri. Lucia, Slytherin masasına geçmek yerine arkadaşlarının bulunduğu Gryffindor masasına oturmuştu. Son zamanlarda Riddle ile geçirdiği vakit kadar, onlarla vakit geçirmemesini saçma bulmuştu sonuçta. Lakin masaya oturur oturmaz kardeşi Ron'un kötücül bakışlarına maruz kalmıştı genç kız.

"Ne var, Ron?" dedi Lucia kaşlarını çatarak. Bu bakışlardan hoşlandığı söylenemezdi. "Ne bakıyorsun öyle?"

"Yeni çocukla aranda ne var?!"

"Riddle'dan mı bahsediyorsun?"

Ron, Lucia'nın sorusuna karşılık olarak hızla kafasını salladı ve kötü bakışlarını hiç esirgemeden öylece gözlerini dikmeye devam etti. Lucia ise oflayarak yemeğine döndü. Yok demesi gerekiyor olsa da bir işe yaramayacağını bilip, Ron'un inatla sormaya devam edeceğini kestirebiliyordu.

"Bugün dersler yok. Hogsmeade Köyüne gidebiliriz."

Hermione'nin teklifine karşılık olarak önce düşündüler, hemen sonra herkes kafasıyla onaylayarak yemeklerini yemeye devam etti. İlk önce masadan kalkan Lucia oldu. Adımlarını büyük salonun dışına doğru atarken ona eşlik eden başka adımlar daha vardı. Tom'un adımlarıydı.

Son günlerde Lucia'nın günlüğünden kurtulmak için her yolu deniyordu. Yakmayı deniyor, yırtmayı ya da ıslatmayı deniyordu. Hiçbiri olmuyordu, çünkü Lucia'nın yaptığı koruma büyüsünü sadece Lucia bozabilirdi. Aklına en son günlüğü ıssız bir yere gömmek gelmişti ve mantıklı da bulmuştu.

Ve aklında dönüp dolanan kehanetler vardı birde. Lucia'yı ilk öldürme fırsatını değerlendirmeyi düşünmüştü. Lakin Harry Potter kehaneti için, Potter'ların evine gittiğinde yaşadığı olayı gözler önünde bulunduruyordu. Yine aynı talihsizliğe uğramaktan epey korkuyordu. Özellikle henüz bir Hortkuluk'u yokken riskli olabilirdi. Lucia'nın bir aptal olamadığını bildiği için de onu manipüle etmenin kolay olmayacağının farkındaydı. Onu ya öldürecek, ya da yanına alacaktı. Hatta genç büyücüyü Hortkuluk'u yapmayı bile düşünmüştü Tom.

"Güç ya da şöhret nedir senin için?" diye sordu aniden Tom. Lucia'nın bu konudaki düşünceleri de ona yardımcı olacaktı elbet. Lucia sorunun alakasını konduramadığı için kısa bir süre duraksadıktan sonra dudaklarını araladı.

"Herkesten güçlü olma düşüncesi hoşuma gidiyor aslında." dedi Lucia hayallerine dalarak. "Ama güç de şöhret de geçici şeyler. Anlamsız o yüzden. Lakin geçici ya da anlamsız olması, onlara sahip olmamamız anlamına gelmez. Kendini kaybetmedikçe hoş bir durum."

Lucia'nın ağızından, Tom'u tedirgin edecek bir cümle çıkmıştı.

"Mesela Voldemort, kendini kaybedenlerden. Böylelikle kendi sonunu, kendi hazırladı."

"Onun adını söylemekten korkmuyor musun?"

"Korktuğum zamanlar vardı elbet. Fakat şimdi korktuğum söylenemez."

Lucia bir an olsun bu konu hakkında Tom ile konuşmaktan rahatsız olmuştu. Farkında olmasa da Voldemort'un ta kendisiyle, Voldemort hakkında konuşuyordu sonuçta.

Tam kafasını Tom'a çevirecekken, onun çoktan arkasına dönüp gittiğini fark etmişti. Bir süre gidişini izledikten sonra yoluna devam etti.

~~

Altın üçlü, Ginny ve Lucia Hogsmeade Köyünde geziyor ve eğleniyorlardı. Yolları birbirinden ayrıldığında yerdeki zaman döndürücüyü fark etti Lucia. Hermione'e seslenmiş olsa da duymamıştı. Cebine koyup sonra verebileceğini düşünerek yoluna devam etti. Hogsmeade Köyünden sıkılmıştı artık.

 Knockturn Alley tehlike olabilse de, nadiren gittiği bir yer olduğu için merakı ayaklarını yönlendiriyor ve kendini yine orada buluyordu. Şuan da orada olduğu gibi. Türlü türlü dükkanları geziyor ve ıssız yerlerden geçiyordu. Akşam olduğunda Hogwarts'a gitmesi gereken saatin çoktan geçtiğini fark edince oradan uzaklaşmaya başladı.

Sessiz sokakta ilerliyorken ayak sesleri duyması duraksamasına sebep oldu. İçinden bir ses saklanması gerektiğini söylediğinde içindeki sesi dinledi genç kız. Bir duvarın arkasına saklanarak, yüzünü saklamakla uğraşan siyah giyimli kadını gözlemlemeye başladı. Lakin kadın yolunu değiştirdiğinde Lucia'da oradan uzaklaşmayı düşündü. Kendini gereksiz bir tehlikeye sokma gibi bir amacı yoktu.

Duvarın arkasından çıkarak ilerlemeye başladığında o kahkaha sesi duraksamasına sebep olmuştu yine. Kahkaha sesi o kadar tanıdık geliyordu ki istem dışı titremişti genç kız. İçini ürpertiyordu bu ses. Yavaş adımlarla seslere doğru ilerledi. Fakat birisi sırtına taş attığında ağızından küçük bir inilti çıktı.

Asasını çıkararak arkasına döndü genç kız, ama görünürde kimse yoktu. Hızlı adımlarla geri döndü ve etrafı inceledi. Yine görünürde kimse olmadığı için tekrar seslere doğru ilerlemek için yoluna devam etti. Gördüğü şeyle birlikte gözlerini kocaman açtı.

Tom Riddle, Bellatrix Lestrange ile konuşuyordu.

Lucia'nın garibine giden şey ise, Bellatrix'in Tom'un önünde eğilmiş olmasıydı. Nihayetinde Lord'unun önünde eğiliyordu. Tekrar duvarın arkasına saklandı Lucia gözükmemek için. Aklında onlarca düşünce vardı.

Tom Riddle bir ölüm yiyen miydi?

Ya da ölüm yiyenlerin en yetkilisi falan mıydı?

Voldemort'un intikamını mı almaya çalışıyorlardı?

Yeni bir savaş mı çıkacaktı?

Lucia'nın aklından geçen onlarca düşüncelerden birkaç tanesiydi bunlar. Tom ve Bellatrix'in bulunduğu konuma doğru geldiğini gördüğünde hızlı adımlarla uzaklaştı oradan. 10 dakika boyunca Hogwarts'a doğru yürüyordu fakat vazgeçmişti. Kalp ritimleri, aklına gelen düşünceyle birlikte hızlanmıştı. Cebindeki zaman döndürücüyü çıkardı.

10 dakika önceye, yani geçmişe giderek ne konuştuklarını dinleyebilirdi. Zaman döndürücüyü ayarlayarak tam da 20 dakika öncesine gitti. 10 dakika boyunca Tom ve Bellatrix'i gördüğü yere doğru ilerlemişti. Ve yetişmişti de. Kendisini gördüğünde duvarın arkasına saklandı. Sessiz adımlarla ilerliyordu oraya.

Fakat kendisiyle karşılaşması tehlikeli olabilirdi. Yerden bir taş alarak, kendi sırtına attı ve başka bir duvarın arkasına geçti. Geçmişteki Lucia kaşlarını çattı ve asasını çıkararak arkasına döndü. Geri dönerek duvarın arkasına baktı ve etrafı taradı.

Bu durumdan yararlanan Lucia, geçmişteki Lucia'ya yakalanmadan hızlı ve sessiz adımlarla Tom ve Bellatrix'in bulunduğu ara sokağa girdi. Fakat iki türlü de hem kendisine yakalanabilir hem de Tom ile Bellatrix'e yakalanabilirdi. Zamanı kısıtlı olduğundan dolayı çöpün içine girdi ve kapağını kapattı. Tom ile Bellatrix'i göremese de duyuyordu.

Zaten geçmişteki Lucia sadece hareketlerini izleyebilmişti, şimdi ki Lucia ise duyabiliyordu. En garip bulduğu kısım, Bellatrix'in Tom'un önünde eğilmiş olmasıydı. Düşüncelerini bir kenara attı Lucia, ve dinlemeye başladı.

"Kanıtla!" diye fısıldadı Bellatrix. Karşısındaki oğlanın onunla alay ettiğini düşünüyordu. Tom sırıttı, bunu kanıtlayabileceğini biliyordu.

"Delphini." dedi Tom. "Bilirsin, bu sadece ikimizin sırrı."

Bellatrix dehşet içinde gözlerini açtı ve geri adımlar attı. Bunu bilen tek kişi Voldemort ve kendisiydi. İnanmaktan başka çaresi yoktu. Ayakları titriyordu genç cadının. Dizlerinin üzerine çöktü ve sevinçle bir kahkaha attı.

"Bağışlayın beni, Lordum."

Sadece gözlerini dehşetle açan Bellatrix değildi, Lucia'da aynı tepkiyi veriyordu. Neredeyse kalbi yerinden çıkacaktı.

Lanet (Tom Riddle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin