Son Çırpınış (Ön Bölüm)

302 25 3
                                    

Gardiyan tek kişilik hücrenin kapısını copuyla dövüp bir yahudiye haykıran Nazi üyesi tonunda; “Yemeğini ye bakalım pis sıçan” dedi. Yemeklerin içine tükürüp tepsiyi kapının altındaki dar kapakçıktan içeri itti; “Afiyet olsun” Kendini beğenmiş bir gülümsemeyle kirli koridordan uzaklaşacakken içerideki mahkumun belli belirsiz sesi onu durdurdu; “Çıkar beni buradan.” 

TARDIS Ay yüzeyine kurulmuş metal bir plakanın üzerine park edilmişti. Sarah Jane'in tabutu TARDIS’in hemen önüne bırakıldı. Herkes kaskındaki mikrofondan sırasıyla son sözlerini söyleyip, konuşmalarını yaptı. Onu tanıyan tanımayan herkes bir başka acılıydı. En sonunda gözleri kan çanağına dönmüş, bakışları kararmış Doktor TARDİS’in içinden iki büklüm ruhuyla çıktı. Yoldaşının tabutunu aralayıp saçlarını okşadı. Gözünden birkaç damla yaş süzülüp çenesinden damladı. Kadını kollarına alıp gemisine taşıdı.

"TARDIS bizi buraya mı getirdi yani? Japonya'da bir deprem! Ona kafa dağıtacak bir şey olsun demiştim! Sıradan bir şey değil!"
 Oysaki vaka doktorun ilgisini çekmişti; "Hayır Donna, hayır. Bunun sıradan bir deprem olduğunu düşünmüyorum."
 Soniğini çıkarıp binanın iskeletini ve ses değerlerini analiz etti;
 "Reenkarnasyona inanır mısın Donna."
 "Neden soruyorsun?"

Televizyonun kamerasından Doktor’un yüzünü görür görmez mahkumun suratında bir hayret kıpırdandı; "Doktor" dedi şaşkın bir bakışla; "150 yıldır görüşmemiştik"

Nikola Tesla bir kahkaha patlatıp kuşunun konması için kolunu ileri uzattı; "Yaptım bile. Üstelik bu daha sadece fragmandan ibaret."

Dipçe: Bu uzun süreli gecikme için özür diliyoruz. Bu bölüm fragman niteliğinde bir bölüm olduğundan cümleler arasında bağlantı yoktur.

Doctor Who Ortak Hikaye #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin