Kahkahalar içinde TARDIS’e doğru yürürken Doktor ve Donna’nın mutluluğunu görmemek imkansızdı.Gerçekten de iyi bir ekip olmuşlardı. Özellikle yaşadıkları son olaylardan sonra böyle kahkahalara ihtiyaçları vardı. TARDIS’e girdikleri anda Donna’nın ilk sorusu “Bu sefer ne yapıyoruz?” olmuştu. Doktor tam cevaplayacakken birden TARDIS’in telefonu çalmaya başladı. Doktor: “Bu imkansız bu gerçek bir telefon bile değil” dedi. Sonra yavaşça uzandı, telefonu açtı ve konuşmaya başladı.
-Merhaba, evet ben Doktor’um.Ankara mı? Hayır burası TARDIS. TARDIS; T-A-R-D-I-S.Siz kimsiniz? Şaka yapıyor olmalısınız. Auuhh bu mükemmel. Sizinle tanıştığıma gerçekten çok memnunum. Sorununuz ne demiştiniz? Aha aha evet, deliren askerler mi? Pekala merak etmeyin Ankara en iyi doktorunu yolluyor size. En kısa sürede geliyoruz.
Donna meraklı gözlerle Doktor’a bakıyordu. Doktor ise hemen TARDIS’i ayarlamaya başlamıştı.
Donna: “Hey Marslı çocuk, açıklama yapacak mısın? Kimdi o?”
Doktor kocaman bir gülümseme ile Donna’ya baktı ve dedi ki: “Donna tarihte ki en büyük komutanlardan biriyle tanışmaya gidiyoruz.”
Donna çığlık atar gibi: “Hitlerle mi tanışacağız? Oh o adamla tanışmak istiyordum bende.”
Doktor yüzünü ekşiterek: “Hayır Donna Hitler değil. Ama yaklaştın o zamanlara gidiyoruz.”
Donna bir hayli sinirli şekilde: “Doktor söyle artık nereye, kime gidiyoruz?”
Doktor koşarak kolu aşağı indirdi ve Donna’ya cevabını verdi: “1923 yılına İstanbul’a gidiyoruz. Mustafa Kemal Paşa bizi çaya bekliyor!”
Doktor ile Donna büyük bir heyecanla TARDIS’ten indiler. Etraflarına bakınıyorlardı. Yoktan var olan şehirlerden birini inceliyorlardı. İtilaf güçleri yavaş yavaş şehri terk ediyorlardı. Doktor Donna’nın kulağına doğru yaklaştı ve fısıldadı:
“İngilizlerin başa çıkamadığı komutanlarda biri, nazik ol.” Donna ise sinirli bir şekilde: “Ouuvv Marslı çocuk sen benim babam değilsin” dedi.
Yavaşça Çırağan Sarayı’na doğru ilerlerken iki kıtayı birbirine bağlayan bu güzel şehrinde tadını çıkarıyorlardı. Çırağan Sarayı’na vardıklarında ise Donna sordu:
“Şimdi ne yapacağız?”
Doktor: “Sanırım kapıyı çalacağız” dedi ve kapıyı çaldı. Kapıyı kırk beşli yaşlarda düzgün giyimli bir adam açtı. Adam Doktor ve Donna’ya bakarak:
“Buyurun efendim, niye gelmiştiniz?” dedi.
Doktor cebinden psişik kağıdını çıkararak adama doğru gösterdi. Adam bu sefer:
“Ah tabip bey biz de sizi bekliyorduk. Bu kadar hızlı gelmeniz bizi gerçekten çok mesut etti.” Donna adamın konuşmasında ki ciddiyeti ve akıcılığa inanamayarak kocaman gözlerle Doktor’a baktı. Adam devam etti: “Buyurun Paşam yukarda, sizi bu kadar erken gördüğü için o da çok mesut olacaktır.” Doktor ve Donna adamı takip ederek yukarı çıktılar. Adam bir kapının önünde durdu yavaşça tıklattı ve dedi ki:
“Paşam Anakara’dan beklediğiniz tabipler geldi.”
Mustafa Kemal mutlu bir ses tonuyla: “İçeri alın o zaman Murat Bey” dedi. Doktor ve Donna içeri girerken Murat Bey kafası ile selam vererek odadan çıktı. Odaya girdikleri anda Doktor:
“Ah sizle tanışmak gerçekten büyük bir zevk. Bana Doktor diyebilirsiniz bu hanımefendi ise yardımcı hemşirem Donna. Kendisi İngiltere’den geliyor.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doctor Who Ortak Hikaye #Wattys2015
FanfictionWattpad Science Fiction-Multilingual Science Fiction(Çok Dilli Bilim Kurgu) listesinde bulunmaktadır. 8 kişilik bir yazar kadrosu ile Pejmürde Dergisi etkinliği kapsamında oluşturulan hikaye dizisidir. Her sezon farklı bir baş yazar ve farklı bir s...