Scforn Kardeşler

947 54 8
                                    

Donna yeni uyanmanın verdiği mahmurlukla birlikte ağır adımlarla merdivenlerden inip ana konsol odasına vardı. Kendisinin uyumayı çok sevdiği halde Doktor'un nadiren uyumasını çok garip buluyordu ve buna rağmen sürekli hiperaktif bir çocuk gibi koşuşturup duruyor olmasını da, bu kadar enerji nerden geliyordu? Bu düşüncelerini bir kenara atıp konsolda ki ekranı dikkatlice izleyen Doktor'un yanına vardı.

"Ne yapıyorsun orada uzay çocuk?"

Donna, Doktor'un omzunun üstünden başını çıkarıp ekrana bakmaya çalıştı. Doktor gözlerini ekrandan alıp Donna'ya çevirdi. Yataktan yeni kalkmış hali ve karışık saçlarıyla birlikte oldukça insansı duruyordu.

"Fransız İhtilali'nin son dönemlerini izliyorum Donna. Gücünü arttırdığı dönemler. İsyanların daha çok güçlendiği, insanların birbirlerine daha çok kenetlendiği ve birlik olunduğu sürece neler yapabildiklerini gösteren o muhteşem direnişin en hız kazandığı dönem. Siz insanların isyankar ve bağımsızlığa düşkün yönünüzü seviyorum. Bana ilham veriyorsunuz."

Doktor ekrana dönüp kapatma düğmesine bastıktan sonra, Donna'nın sesiyle tekrar başını o yönde çevirdi.

"Bu ihtilali lisedeki tarih derslerimden hatırlıyorum bir çağı kapatıp yenisini açacak kadar büyük bir olaydı."

Tarih derslerinden hep güçlükle geçmiş olmasına rağmen bu olay aklında yer edebilmişti. Ellerini karışık kızıl saçlarından geçirip bir nebze olsun düzeltmeyi denedi.

"Madem konumuz Fransızlar..." Sağ elini şarap tutuyormuşcasına kaldırıp cümlesini tamamladı. "...O zaman Fransa'ya gidelim!" Doktor bir süre durup sonrasında atılgan bir tavırla söze girdi.

"Ev-vet! Ama şarap yok! İğrenç! Aslında ne zamandır sana Louvre müzesini göstermek istiyordum orayı bir görmelisin Donna! Dünya'nın birçok sanat harikası ürünleri orada tutuluyor, Da Vinci'nin en ünlü Mona Lisa tablosunu da yakından görmüş olacaksın!"

Donna kollarını göğsünde birleştirdi, tek kaşını kaldırıp söze atıldı.

"Orada dur bakalım Marslı, Fransa'ya gidip sadece müze mi gezeceğiz? Şanzelize sokaklarına uğrayıp şapkalarıma Fransız tasarımı yeni arkadaşlar eklemeden beni oradan döndüremezsin!"

Doktor teslim olurcasına ellerini havaya kaldırdı. "Peki peki... Yalnız Eyfel kulesini görmek isteyeceğini beklerken tercihini şapkalardan yana kullanarak beni şaşırttınız Donna Noble." Doktor konsolun başına geçip TARDIS'i çalıştırmaya başladı.

"Hazırlanmaya başlasan iyi edersin Donna çünkü gidiyoruz! Allons-y!"

-Bu sırada-

"Neden kral sen oluyormuşsun Oculus? Kral tabiki de ben olacağım siz de benim şövalyelerim olacaksınız!"

"Tekrardan başlamayın lütfen buraya önemli bir iş için geldik." Konuşan Audire'dı. Curosensus gezegeninden gelen beş kardeş arasında üçüncü numaraydı. Basit birer kardeş değildi bu beşli. Hepsinin tek bir duyuya hükmedilme gücü vardı ve Audire işitme duyusunu yönetebiliyordu. Fakir ve artık halkının hayata tutunamaz hale gelen gezegenlerinden Dünya'ya bir değerli maden arayışı için geldiler. Dünya'yı tercih etmişlerdi çünkü görünüşleriyle en az burada dikkat çekebilirlerdi. Soluk tenleri ve Dünyalılar'ın vücutlarına oranla daha uzun ve esnek bedenleri onları buraya daha uygun kılıyordu. Madenlere sahip olduklarında bunları gezegenlerinde değerlendirip tekrardan yaşam verecek ve sahibi olacaklardı. Fakat kardeşler arasında ufak bir sorun vardı, gezegene sahip olduklarında tahta kim geçecekti?

"Saçmalama Odor bendeki güç seninkiyle kıyaslanamaz bile, basit bir güce sahip olduğunu kabul etmelisin artık hem Krallık vasfı için daha bir çocuk sayılırsın." Ağabeysi Oculus'un gücüne karşı acımasız sözleri Odor'u bir patlıcan kadar morartmaya yetmişti. Koku duyusuna hakimlik gücünün her seferinde ağabeysi tarafından aşağılanması onu sinir ediyordu!

Doctor Who Ortak Hikaye #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin