Doktor yine her zamanki gibi Tardis’in konsolunun başında bir şeyler kurcalıyor, Donna ise bir kenara yaslanmış mızmızlanarak onu izliyordu. Doktor kendisini bir şeylerle meşgul etmek zorundaymış gibi hissediyordu. Bir şeylerle uğraşmazsa kafayı yiyecek gibiydi sanki. Beyninin derinliklerindeki boşluk giderek onu rahatsız etmeye başlamıştı. Tardis’i yenileme kararı aldı, belkide yeni bir şeyler ekleyebilirdi, motorları tamir edip kendini ufak şeylerle oyalayabilirdi. Konsolun alt kısmına geçip kabloları kurcalamaya başladı. Bunun gereksiz bir zaman kaybı olduğunun farkındaydı fakat ancak zihnini böyle şeylerle boşaltabiliyordu. Tardis’le uğraşmak onun için bir meditasyon gibiydi. Tardis’le çok uzun zamandan berri yolculuk yapmasına rağmen sürekli onun hakkında yeni şeyler öğreniyor, bu da ona yeni okuma yazma öğrenen bir çocuğun okuduğu ilk cümlesi kadar heyecan veriyordu. Bu sonsuzluğa adım atmak onu her seferinde daha da mutlu ediyordu. Ana konsolun olduğu alt kata geçti ve üzerinden çok zaman geçmeden kablolar arasında görünemez bir hal aldı. Bir yandan zihnini kurcalamaya çalışıyor bir yandan da Tardis’e ufak eklemeler yapıp gerekli yerleri yeniliyordu. Ama bir süre sonra ne zamandır duyduğu şu “tik tak” sesleri dikkatini dağıtmaya ve sinirlendirmeye başlamıştı.
Donna şu lanet sesi çıkarmayı kes, diye sinirle çıkıştı.
Ne sesi? , diye şaşkınlıkla sordu Donna.
Şu saat sesini.
Hangi saat sesini?
Şu sürekli tik-taklayan saat, biraz daha onu dinlemek zorunda kalırsam kafayı yiyeceğim sanırım.
Doktor benim yanımda saat yok, hem Tanrı aşkına kim bir zaman makinesinde saate ihtiyaç duyar ki? diye Doktor’a karşılık verdi. Uzun süredir konsolun başında dikilip Doktor’a bir şeyler uzatmaktan sıkılmıştı.
Oralarda küçük kırmızı tornavidaya benzeyen bir şey olması lazım, bir bakar mısın? dedi Donna’nın sesindeki sitemi duymazdan gelerek.
Hey burada ben neden varım? Donna şunu getir, Donna bunu getir, Donna kopmuş elimi bulamıyorum… Uzay çocuğu ve onun hizmetçisi,mükemmel, diye sızlanarak Doktor’un istediği aleti aradı. Biraz sonra elinde aletle üst kattan sarkıp:
Bu mu? diye sordu.
Donna elindekinin hiçte mavi bir anahtara benzer hali yok.
Ama senin istediğin kırmızı bir tornavidaydı, diye çıkıştı tekrardan.
Belkide kulaklarını kontrol ettirmelisin, dedi Doktor umursamaz bir ses tonuyla, Donna’nın bu lafa alındığını fark etmeden.
Ah şimdide yaşlı bir bunak olduğumu mu düşünüyorsun, beklide tek başına devam etmelisin ha. Ya da gidip bir beynini kontrol ettirmelisin zeki çocuk, çünkü ben kırmızı bir tornavida istediğine eminim.
Belkide, diyerek lafı kestirip attı. Donna buna çok şaşırmıştı. Doktor böyle bir lafın altında asla kalmazdı, zaman lordu zekasının üstünlüğünden ve yaptığı onlarca şeyden bahsetmesi lazımdı. Bir süre daha ortam sessizliğe boğulunca Donna’nın bir sorun olduğunu fark etmesi uzun sürmedi. En sonunda;
Bir sorun mu var uzay çocuğu , diye sordu ortamı yumuşatmak isteyen bir edayla. Doktor oturduğu yerde rahat edemiyormuş gibi kıpırdandı, ağzını açtı ama bir şey söylemedi ve tekrar sustu. Bir şeyler Doktor’un aklını fazla kurcalıyor diye düşündü ama Donna’nın susmaya niyeti yoktu.
Aslında şu an Rio karnavalında olmak güzel olabilirdi. Ya da Ülker yıldız kümesini seyretmeye gidebiliriz, hakkında çok güzel şeyler duymuştum ne kadar doğruymuş bakalım. Belkide geçen gün bahsettiğin şu sonsuz eğlence parkına gidebiliriz, eğlenceli olabilir, ne dersin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doctor Who Ortak Hikaye #Wattys2015
FanfictionWattpad Science Fiction-Multilingual Science Fiction(Çok Dilli Bilim Kurgu) listesinde bulunmaktadır. 8 kişilik bir yazar kadrosu ile Pejmürde Dergisi etkinliği kapsamında oluşturulan hikaye dizisidir. Her sezon farklı bir baş yazar ve farklı bir s...