13cü bölüm. O burda!

255 10 0
                                    

Sabah yataktan alarmın sesiyle kalktım. Ahh. Bu gün okula gidecekdim. Sanki ilk okula gider gibi hiss ediyorum kendimi. Sinan buna neden izin vermişdi acaba? Bana kıyamadığı için mi? Yok ya sanmıyorum. Neyse. Kalkıp banyoya gitdim. Güzel bi duş aldıkdan sonra odama geri döndün. Okul kıyafetlerimi giyindim. Aynanın karşısına geçip saçlarımı açık bırakdım. Hafif makyajlada kendimi tamamladım. Çantamıda alıp aşağıya indim. Kahvaltı hazırdı. Aman Allahım o da ne? Sinan kahvaltı ediyodu. O bu saatte neden kalkdı ki? Allahım nolur düşündüyüm şey olmasın. Beni okula o götürmesin. Nolur nolur. İçimde bunları söyleye söyleye masaya yaklaştım. Saatime bakdım. Dersin başlamasına daha 25 dakika vardı. Kahvaltı yapa bilirdim.

"Okula hazır mısın?" Dedi sakin bi tonda

"Hıhı. Evet"dedim

"Tamam o zaman kahvaltını bitirdiysen çıkalım" dedi. Ne yani? O mu götürecekdi beni okula? Ahh hayır yaa. Olamaz!!!!

"Şey.. ben kendim gide bilirim. Yani okul burdan biraz uzak ama gerçekten kendim gide bilirim."dedim onaylamasını bekleyerek.

"Bu cümleleri hiç duymamış gibi yapıcam. Ama bi daha ki sefere böylü şeyler söylersen okuldan vazgeçmek zorunda kalıcaksın ufaklık. Seni her gün okula ben götürcem" dedi. Sakin bi tonda.

"Tamam" dedim.
Daha fazla kızdırmak istemiyodum. Beni okulumla tehtid etmişti. Masadan hızla kalkarak kapıya doğru yaklaştı. Ardından bende çantamı alarak onun arabasına doğru gitmeye başladım. Şöför koltuğunun yanındakı yolculuk koltuğuna geçtim. O da şöför koltuğuna bindi. Bi süre sessiz yolculuktan sonra radyoyu açtım. Yine o şarkı....

Kan ter içinde uyanıyorsan her gece
Yalnızlık boylu boyunca uzanıyorsa koynuna

Olur olmaz yere ıslanıyorsa kipriklerin artık her şeye
Anneni daha çok anımsıyorsan hatta anlıyorsan

Kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış
Kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissedoyorsan

İçindeki çoçuğa sarıl
Sana insanı anlatır

Eller günahkar diller günahkar
Bir çağ yangını bu bütün
Dünya günahkar

Masum diyiliz hiç birimiz.
Masum diyiliz hiç birimiz...

İçimden bi ses bu sizin şarkınız diye bağırıyodu. Bu da yüzümde bi gülümseme oluşturdu.

"Neye gülüyosun?" Diye o da gülümsedi. Ahh  olamaz. Bu kadar dikkatli olmak zorunda mı? Sonuçta ben kahkaha atmadım ki. Gülümsedim. Beni izliyo bu?

"Okul sevinci" dedim ona bakmamaya çalışarak.

"Yapma Yeşim.  ilk okula gidip kendine arkadaş bulucakmışsın gibi bu sevinç niye?" Diyerek alayla gülümsedi.

"Arkadaşlarımı özlüyo olamazmıyım?"diyerek gözlerimi devirdim.

"Tamam. Tamam. Susdum. Git okulunun keyfini çıkar. Çıkışda alırım seni"dedi

"Ya Sinan her gün beni okula getirip götürmek zorunda diyilsin. Kendimde gidip gele bilirim" dedim. Gerçekten bunu kaldıramazdım.

"Yeşim! Ben kendimi zorunda hiss etmiyorum. İstiyorum ve yapıyorum. Karışma. Şimdi in ve git. Yoksa birazdan seni burdan getirdiyim gibi götürürüm."dedi. Yaa sinir.... Bi şey demeden arabadan indim ve okulun bahçesine girdim. Yeter ya.. her defasında okulla beni tehdit ediyo. Sabır Yeşim sabır. Bahçeye girer girnez Handenin bana doğru adımı haykırarak koştuğunu gördüm. Çılgın şey. O da olmasa dünya çekilmez yaaa. Koşarak bana sarıldı. Bende ona sarıldım. Çok özlemişdim onu.

Mafyanin Yeşime bitmez aşkı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin