Kimse jilix shiplemesede ben shipliyorum. Tek başıma hayatta kalmak çok zor ama olsun 😔
Burada yaklaşık 2 yıl kalacağımı biliyordum ancak planlarimda her gün eğlenmek vardı. Ilk günden bileğimi inciterek yataklara düşmek beklemediğim bir şeydi.
Salondaki koltukta uzanmaya devam ederek tvdeki kanalları gezmeye devam ettim. Kanallar bana tamamen yabancı olsa da çaktırmamaya çalışıyordum.
Changbin koltuğun önüne gelerek eğildi ve hâlâ şiş olan bileğime baktı.
"Daha nasılsın? Seninle kalabilirim."
Başımı olumsuz anlamda salladım.
"Gerçekten gerek yok."
Karnıma bırakılan misir tabagi ile kafami kaldırdım. Felix Changbin'e dönerek konuştu.
"Siz endişelenmeyin. O iş bende!"
Changbin kaslarını çatarak ayağa kalktığında ağzıma birkaç mısır attım.
"Zaten senin yüzünden bu halde Lix?"
"Niye benim yüzümden? Iradesi yok mu onun, kendi düşünemiyor mu?"
Changbin kollarını bağlayarak Felix'e doğru ilerledi.
"Kim bilir ne ile tehdit ettin!"
"Karşılığında torpil vereceğini söyledi."
Ağzıma mısır atarak konuştuğumda Changbin iç çekmişti.
"Ah siz ikiniz... Sizi hiç eve almamalıydık."
"Diğerleri ile de dolaylı yoldan bizim sayemizde tanıştınız, dediği şeye bak!"
Changbin salondan çıkarken Felix söylenmiş ve yanimdaki kumandayı alarak ayak ucumda boş kalan yere oturmuştu.
"Artık biz de konseri evden izleriz."
Geri kalan herkes evden çıkmadan önce teker teker yanıma uğramış ardından Felix'e kızıp gitmişti. Konserin daha başlamasına çok olduğu için Felix dizisini izlerken ben de elimdeki telefon ile bu dünya hakkında birkaç şey kontrol etmiş, Life App'ıma çabuk iyileştigim hakkında bir şeyler yazmıştım. Yarına bir şeyciğim kalmazdı.
"Of şuna baksana fotoğraf atmışlar bile! Keşke biz de gidebilseydik."
Felix telofonu bana da çevirdiğinde diğerlerinin ona attığı fotoğrafa bakmıştım. Gayet eğleniyor gibi görünüyorlardı.
"Artık biz de bir dahaki sefere gideriz. Sorun değil. Hem ev daha zevkli."
Yalan. Keşke o ağaca tırmanmaya çalışmasaydım. Ay'ı gorme fırsatını kaçırmış ve koltuğa hapsolmuştum. Tüm eğlenceyi KAÇIRIYORDUM.
"Jisung?"
Tamamen bana donmuş Felix'e baktım.
"Felix?"
Felix gözlerini kaçırarak konuştu. "Ben özür dilerim. Düşeceğini tahmin etmemistim."
O kadar masum duruyordu ki!
"Sorun yok Felix. Bu da bi deneyim sonuçta." Deyip kollarımı açtığımda felix usulca yanıma yanaşıp sarılmıştı.
Bi süre öyle kaldıktan sonra yanağıma öpücük kondururak ayrıldığında boğazımı temizledim. Felix geri eski yerine geçtiğinde telefondan saati kontrol etti.
"Bu şey ne zaman başlayacak ya!"
Omuz silktigimde Felix oflayarak yerde gezen kediyi kucağına aldı.
"Sence Minho ve Chan'ın ilişkisi çok güzel değil mi?"
"Hah?"
Felix'e anlamazca baktım.
"Keşke benim de öyle bir ilişkim olsa. Ama o kadar zor ki!"
Gazozumdan yudum olarak konuştum. "Neden zor olsun?"
"Işte." Felix omuz silkerek ayağa kalktığında ben de doğruldum. "Nereye?"
"Tuvalete. gelecek mısın?" Felix'in gülerek söylediği şeye yüzümü buruşturdum.
"Çabuk git gel. Tek bırakma beni."
"Tamam tamam."
Felix'in odadan çıkması ile kafamı geriye yaslayarak gözlerimi kapattım. Içimdeki burukluk ve endişeye engel olamıyordum. Neden böyle olmuştu?
Derin bi nefes aldiğimda Felix geri gelmişti. "Konser başlamadan uyuyup kalacaksın. Biraz enerji!" Felix gülerek ve zıplayarak söylediği şeye ben de guldum.
"BAK BAŞLAYACAK!"
Saatlerce hiç duymadigim ama ezbere bildiğim şarkılara Felix'le şımararak eşlik etmistik.
"Tum nefesim tükendi."
Felix soluklanarak gazozundan yudum almıştı. Telefonun çalması ile ikimizin de tüm odağı telefona dönmüştü. Arayan Changbin'di. Felix telefonu açarak haporlere aldı.
"Napiyorsunuz?"
"Oturuyoruzz"
Felix hala derin derin nefeslendigi için ben cevap vermiştim.
"Jisung? Nasıl oldun bileğin nasıl oldu?"
"Daha iyiyim. Ağrısı neredeyse geçti."
"Güzel güzel. Dikkat et."
"Tamam."
"Biz şimdi yola çıktık ama geç geliriz gibi. Bizi beklemeyin yatın."
"Tamaam."
"Hadi size iyi geceler."
"Siz de dikkatli gelin."
Changbin telefonu kapattığında felix de kendine gelmişti. "Ben şuraları toplayım."
Felix sehpadaki bardak ve tabakları toplarken ben de oturduğum yerden kullandığımız battaniyeleri katlayıp yastıkları düzelttim.
"Bitti."
Felix ıçeri girdiğinde ben hala koltukta yarı uzanır haldeydim.
"Tut elimden de kalkayım."
Felix'e elimi uzattığımda Felix elimi görmezden gelerek bileğime bakti. "Sisi çoğunlukla inmiş. Krem ise yaramış olmalı. Ayrıca seni taşıyabilirim?"
Guldum. "Beni kaldıramazsın ki."
Felix bi kolunu bacaklarimin altında diğerini de sırtımdan geçirerek beni kaldırdı. Ancak kaldırmasıyla geri ikimizin koltuğa düşmesi bir olmuştu.
Gülmeme engel olamadım. "Tut elimden işte!"
Ancak bi anda havaya kalkmıştım. Kollarımı refleks ile boynuna doladım.
"Bak kaldırabiliyormuşum."
××××××××××××××
Pazar günü sınavım var. Umudum yok gibi ama var gibi de. çok tuhaf. Oturup ağlayasım geliyor falan. Bitse de rahatlasam
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SHIFTING || Jilix ✿
FanfictionInternette gördüğü her şeyi deneyen Jisung bu sefer de shiftinge sarar. Ancak bu sefer başarılı olur.