SHIFTING || Jilix ✿

19

Kendimi aşırı yaşlı ve yorgun hissediyorum. Bi an önce sabahın köründe koşarak emekli maaşımı çekmeye gittiğim günler gelse de rahatlasam. Espri yeteneğim de zayıfladı zaten çok acı

____________________

İçimde dışarıdaki yeni açmış çiçeklere ve neşeli kuş seslerine tezat türden bir his vardı. Hiçbir şey olmadığı halde dokunsan ağlayacak gibiydim ve gün boyu yataktan çıkmak gibi bir planım da yoktu.

''Hadi Jisung, kalabalık olacağız ve çok eğleneceğiz. Senin de gelmen gerek.''

Başımda ısrar eden Felix'e arkamı dönmüştüm.

''İstemiyorum. Her yer polen zaten ne pikniği Felix ya!''

Felix derin bi nefes alarak sinirlendiğini ufak ufak hissettirmeye başlamıştı

"Sen bilirsin. Ben gidiyorum. "

Dolap kapağının açılma sesi ile her ne kadar istemesem de yatakta dogruldum.

"Hiçbir işi yapmam ona göre. "

"Tamam."

"Kot ceketini de ben giyerim. "

Felix gözlerini devirse de gülümsemesini bozmadı.

"Ona da tamam. "

"Niye bu kadar çok gitmek istiyorsun ya? "

"Çünkü uzun zamandır kimseyle vakit geçirmedik ve herkes orada olacak. Hatta yeonjun ve bekmgyu bile. "

Beomgyu'nun adını duymam ile hızlıca yataktan kalktım.

"Neden daha önce söylemiyorsun ya. Benim canım bir tanecik emo'm gelir de ben gitmez miyim! "

"Bıktım sizin vıcık vıcık arkadasliginizdan ya"

Felix yüzünü burusturarak yakasını silkeler gibi yaptığında güldüm ve yanağından öptüm.

"Neyse hızlı hazırlan. Minho nerdesiniz diye darlayıp duruyo. "

Onu onaylamış ardından hızlıca hazirlanmıştım. Gideceğimiz yer bizim eve biraz uzakti ama Felix ile yolculuk yapmak eğlenceliydi. Fark etmemiştim bile.

Geldiğimiz yer yüzümü burusturdum.

"Buraya en son geldiğimizde bacağımı kırmıstin. Simdiki hedefin ne kolum mu kafam mı? "

Felix dediğim şey ile gülmüş ve bagajdan aldığı piknik sepetini bir koluna geçirip ellerimizi birlestirmisti.

"Şanslısın ki ağaçlar henüz meyve vermedi. Bi dahaki sefere artık. "

"Elli saattir sizi bekliyoruz. "

Minho anında söylenmeye başladığında gözüme kestirdiğim, köşede kucağında gitari ile yeonjun'a cilve yapan arkadaşımın yanına kostum.

"Ben geldim!"

"Hoşgeldin! "

Beom anında gitari kenara bırakıp kollarını açtığında kollarının arasına girmiştim.

Yeonjun'a ters ters baktığımda mesajı anlamış söylenerek oturduğu yerden kalkmıştı.

"Chang'ı da Beom'u da yedim sanki! Birisi bitiyor diğeri başlıyor. "

Yeonjun'un arkasından o görmese de göz devirmiş ve kalktığı yere oturmuştum.

"Nasılsın? "

"Harika. Sen?"

"Ben de! Nasıl gidiyor? "

Yeonjun'u ima ettiğimde arkadaşım utanarak bacaklarını kendine çekti.