Olduğum yerde bir süre daha sessizce ağlamaya devam ettim. Şarjımın bitmemesi için aramayı sonlandırmıştık. Arada arayıp nasıl olduğumu gelişme olup olmadığını sorup kapatıyorlardı.
Yeni gelen arama ile kafamı kaldırarak aramayı açtım. Felix'ti bu.
"Biraz kalkıp etrafına baksan. Böyle hiçbir şey olmuyor. "
Milyonuncu kez gelen aynı teklif...
"Yapamam."
Konuşmaya bile mecalim yoktu. Felix de derince iç çekti. Ona noluyorsa! Gelsin de o burada tek başına kalsın.
"Lütfen denrsen? Hepimiz dağıldık seni arıyoruz ama ona rağmen hiç iz yok."
Oturduğum yerden kıpırdamak istemesemde yavaşça ayağa kalktım.
"Korkuyorum."
"Çok normal. Böyle hissetmeni sağlıyorlar çünkü. Ama en azından zarar görmeyeceksin? "
Felix'e yanıt vermeyerek karanlığa doğru ilerlemiştim. Çünkü bunları biliyordum. Kedi gerçekten uzaylıydı ve ben onunla birlikte yuvasına gelmiştim.
Hiçliğe.
Uzaylılar da var yazan ellerim kırılsaydı.
Aklıma gelen sık sık unuttuğum şey ile olduğum yerde durakladım.
Burası benim evrenimdi.
"Jisung? Hey. "
"İlerliyorum."
Gelen farkındalık ile kendimden emin sadece 3 adım atabilmiştim. Ama karanlık karanlıktı işte bir şey degismiyordu. Nefesim daralmaya baslamisti.
Tekrardan dizlerimin üstüne çökerken ağzımdan kaçan hıçkırığa engel olamadım.
"Yapamıyorum."
"Kediyi buldum. Olduğun yerde kal."
Kapanan telefon ile şoka girmiştim.
"Hıiiiı hain. Şerefsiz felix."
Biraz Felix'e söverek biraz ağlayarak telefonumdan scriptime girdim.
"Felix her zaman beni bulur ve kurtarir. "
Guncelledikten sonra ekrani kapatarak kafamı dizlerime yasladım. Zaten kısa süre içerisinde de karanlık sokakta bir kaç cırlama ve adım sesleri duyulmaya başlamısti.
"Jisung? "
Felix'in sesi ile ayağa kalktim.
"Burdayım"
Felix kucagindaki kedi ile onu görebileceğim kadar yakına geldiğinde yüzümdeki gulumsemeye engel olamadim.
"İyi misin? "
"İyiyim iyiyim."
Kucaginda gözleri parlayan kedinin benim peşine takıldığım kedi olduğunu görünce benim de gözlerim parlamisti.
Sevmek için elimi uzattığımda ise gelen tıslama ve Felix'in endişeli sesi ile hemen geri cekmistim.
"Dokunmasan daha iyi. Hadi gidelim. "
Felix boşta kalan eliyle elimi tutarak parmaklarımızın birbirine geçmesine neden olmustu. Bu beni bi tık heyecanlandirmisti. Ufacik. Miniminnacık.
Bi süre yürüyüşümüzün ardından karanlık yerini aydınlığa bırakarak sokaklar yeniden kalabaliklasmaya basladi. Tamamen kurtuldugumuzdan emin olduktan sonra da Felix kucagindaki kediyi serbest birakmisti.
Kedi hızlıca geldiğimiz yöne doğru giderken ben de bi süre onu izlemiş ardından tekrar Felix'e dönmüştüm.
"Noldu sana! "
Işık felixin yüzü ve kollarındaki kanla kaplı çizikleri de ortaya cikarmisti.
"Kedi kavgasi?"
Felix hafif gülerek konuşsa da bu panigimi azaltmamisti. Cidden çok kötü duruyordu. Elimi yüzüne çıkarak ciziklerin ustundeki kanı biraz da olsa temizlemeye calistim.
Felix canının acidiginı belli edecek şekilde yüzünü burusturdu.
"Çok kötü görünüyor. "
"Öpersen geçer belki? "
"Iy hayir."
Elimi hızlıca geri çektiğimde Felix de gülerek cebindeki telefonu cikardi.
"Bizimkilere haber vereyim. "
Kısa sürede Chan bizi almis ve azarimin ilk partını arabada yemistim. İlk part diyorum çünkü asıl boss evde bekliyordu. Minho.
Elimde oluşan boşluk ile yanıma döndüm. Felix elini çekmişti. Kıkır kıkır guluyordu.
"Tanrı sana acısın çünkü Bang Chan ve Lee Minho acimayacak."
Ben gözlerimi devirirek arabadan indigimde Chan'ın sesi geldi.
"İstersen sen de çok konusma. Şu halinize bakin ya."
Dediğim gibi asıl azar evde baslamisti. Hatta bi ara Minho'nun elinde terlik bile görmüştüm. Ama bu bize değil beni kaybettikleri için Hyunjin ve Jeongin'eydi.
"Çok korktum. Bi daha sakın o iki embesil ile gitme bir yere."
Gülmeme engel olamayarak Seungmin'in boynuna biraz daha sokulmustum.
"Gülme. Ne kadar panik yaptık biliyor musun. Gelip jisung kaçtı dediklerinde. Bi süre sana da ulasamadik."
Kafamı kaldirarak seungmin'e baktim. Dediklerinde ciddi olsa da o da guluyordu.
"Bi daha dondurma yemeye giderken sen de gelirsin o zaman. "
" Ona da o zaman bakariz. Hadi git de uyu artik."
Onu onaylayarak iyi geceler demiş ve odama gitmistim.
Odaya girdiğimde Felix yatağına uzanmis bir şeyler izliyordu. Neredeyse her yeri sargılıydı. Changbin pansumanını yapmış olmaliydi.
Telefonunu kenara bırakması ile kendi yatağımı es geçerek onun üzerine uzandim. Çok fazla yanlız kalmıştım ve ilgiye ihtiyacım vardi.
Ve hayır diğer uyelerin her istediğimi yapması ya da saatlerce seungmin'in beni sevmesi ve şarkı söylemesi yeterli gelmemişti.
Felix'in kollarını belime sarması ile başımı göğsüne koydum.
"Canın acıyor mu? "
"Azicik."
Kafamı tekrar kaldırarak gözgöze gelmemizi sagladım.
"Öpersem geçer mi? "
"Geçer. Sen öp, geçmezse yaranın serefsizligi. "
******************
Alın attım dkgmdkvmdmvkd
Biyolojici sozlume 0 girmiş. Onunla ugrasıyorum anasına sövdum sanki
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SHIFTING || Jilix ✿
FanfictionInternette gördüğü her şeyi deneyen Jisung bu sefer de shiftinge sarar. Ancak bu sefer başarılı olur.