Selamlar, selamlar...
Okunma ve oy-yorum arasındaki tezatlık bir tık yazmaya dair hevesimi demoralize ediyor. Sınır koymak benlik bir hareket olmasa da hayalet okuyucuları bu şekilde filtreleyeceğime inanıyorum.
Deneyip görelim bir şey kaybetmem.
Sınır 75 oy, 25 yorum😐
Üzerinde durduğum sivri topuklu ayakkabılarım, bacaklarıma her rüzgarın esişinde vuran eteğim ve rüzgarda yön değiştiren kıvırcık saçlarımla kaldırımın üstünde dikiliyordum. Ceren, tahminimce beş dakikanın ardından yanıma ulaştı.
" Bir bitmiyor şu taksiyle olan para alışverişin"
Bu ne zaman taksiye binsek aramızda gerçekleşen rutin konuşmaydı. Ben söylenir, Ceren 'Napayım, seviyor beni taksiciler,' derdi. Yine aynısı oldu. Yana devirdiğim gözlerim ve halimden memnun gülümsememle gece kulübünün girişine doğru ilerledim. Kapıda hatırı sayılır bir kuyruk vardı. Ceren önüme geçti, girişte duran tanıdık surete doğru ilerledi. Ardından heybetli bedenin koluna dostça iki kez vurdu.
" N'aber Ali ya, görüşemiyoruz bayadır?"
"İyidir Ceren. Geçsenize içeriye sıra beklemeyin boşuna."
Yaşadığımız yer İzmir'in küçük bir ilçesiydi. Bu nedenle de var olan mekanların sayısı sınırlıydı. Biz ise neredeyse her mekanın müdavimi olduğumuz için mekan sahiplerinden tutun da çalışanlara kadar herkesi tanıyorduk.
Ali'nin bize yol vermesi ile sıra bekleyen birkaç kişinin haklı homurtusu duyuldu. Aldırmadık. Dar, duvarlarında yırtık posterler asılı koridoru aştık, kaygan zemine sahip dik merdivenlerden indik. Nihayet görülen kalabalık ise tanıdıktı. Mekanın kapasitesi belliydi ve gelen insan trafiğine de alışmış sayılırdık.
Ceren'in işaret ettiği masayla adımlarım oraya doğru ilerledi. Çarptığım birkaç terli bedene aldırmadım, ağzımın ucuyla "Pardon," demekle yetindim. Pisti olabildiğince gören masa birkaç dakika sonra içeceklerle donatıldı. Arka, arkaya indirdiğim cin tonik zihnimi bulandırmaya yetmişti. Olduğum yerde hafif hafif sallanırken Ceren yüksek ses nedeniyle kulağımın dibine "Ben dans etmeye gidiyorum," diye bağırdı. Onu el hareketimle onayladım. Seslendiğim garsonun alkollü kokteyl ile geri dönmesi sonrasında kokteyli de indirdim mideme.
Hafif dönen başım, mekanda çalan Ajda ile birbirinden bağımsız adımlarım Ceren'in yanına ilerliyordu. Sonrası biraz hareketliydi..
***
"Kızım teneke gibi olmuş beynimin içi. Tövbe bir daha içmem o kadar"
Dudaklarım arasından kaçan kıkırtıya mani olamadım. Ceren 'ev arkadaşlığı' için olup olabilecek en harika tercihimdi. Çılgındı, deli doluydu, komikti ve inkar etmesine rağmen ayan beyan gözler önünde olan anaç özelliğine sahipti.
" Hadi oradan tanımıyoruz sanki seni" diye takıldım. Ağrıyan başımı ovuşturduğum sıra gözüme komodinin üstünde duran su ve ağrı kesici takıldı. "Sen mi koydun bunları?"
Ceren ilkin neyi kastettiğimi anlamasa da gözlerimle işaret ettiğim zaman baktı o da ağrı kesiciye. "Yo, sen koymadın mı?"
Kaşlarım anlık olarak çatıldı. Aklıma 'dank' eden şeyle ise olduğum yerde yükseldim.
"Ceren" diye seslendim. "Biz eve nasıl geldik?"
"Hatırlamıyorum ki kuzum."
Bir an da sessizleşen ortama bildirim sesi ev sahipliği yaptı. Hızla uzandım telefonuma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asker Deneme Son -texting- +18
Short StoryBu kitapta yetişkin içerik bulunduran görseller, küfür, argo gibi olumsuz ögeler ve cinsellik yer alır. Siz: dün hatlarda bir karışıklık olmuş Siz: yanlışlıkla mesajlarım size gitmiş Siz: ben de anlamadım Görüldü✅✅ Siz: sığır herif ya