5 YIL ÖNCE
Güneş yükünü çoktan geceye devirmişken, yürüdüğüm sokak pek de hareketli değildi. Muhtemelen annemin evden ayrıldığımdan haberi yoktu. Halbuki bir hamle yapsın diye sert bir şekilde kapatmıştım kapıyı. Aşk hastalıktı. Aşkına en yakından şahit olduğum kişi ise annemdi. Ona üzülmüyordum, ona acıyordum. Acımam ise bir şey ifade etmiyordu ancak.
Saatlerce camın önündeki koltuğa oturur, babamın eve gelmesini beklerdi. Bazen sokağa bir adam gelir, annemin yüzünde bir gülümseme belirirdi, sonrasında o adamın babam olmadığını anladığında düşmüş omuzlarıyla beraber bekleyişine devam ederdi. Ancak o bekleyiş hiçbir zaman bitmezdi. Zira ne annemin gözünü yollardan çekmeye, ne de babamın yıllar önce terk ettiği eve geri dönmeye niyeti vardı.
Aniden tekrar öfkelendim ve başıma çektiğim kapüşonun gözüme düşmesine izin verdim. Tanıdık evlerin gözükmesiyle öfkem, yerini heyecana bıraktı. Adımlarım hızlı, hızlı birbirini kovalamaya başladı ve Ceren'in kapısının önüne geldim. Zile bir defa bastım. Kapının açılmasını beklerken ise, gözüm Cerenlerin evinin karşısındaki evdeydi.
Kapı nihayet açıldı, kapıyı açan ise Ceren'in annesiydi.
"Hoş geldin kuzum, geçsene içeri."
Yüzündeki samimi gülümseme ile bana yol verdi.
"Hoş buldum, Canan Teyze."
Direkt olarak merdivenlere yöneldi adımlarım. Yukarı kata çıktığımda ise koridorun sonundaki Ceren'in odasının kapısı açıldı. Dudaklarından neşeyle çıkan çığlığın ardından üzerime doğru 'fıçı, fıçı' koştu.
"Hoşoş geldin, hıçkırık" Üzerime tam anlamıyla atlayıp bana uzun, uzun sarıldı. Bana hıçkırık demesi tanıştığımız ilk zamanlara göndermeydi. Sarılışına karşılık verip tatlı tatlı kıkırdadım. Ardından Ceren ile beraber odasına yöneldik.
Perdeleri her zaman olduğu gibi kapalıydı. Direkt oraya yönelip perdeyi biraz araladım ve tülün ardından cama baktım.
"Bize mi geldin, yoksa ona mı?"
Gülerek sorduğu soruyu nasıl yanıtlasam bilemedim açıkçası. Zaten bu konularda son derece utangaçtım. Tam o esnada karşı evin teras kapısı aralandı. Uzun beden rüzgarlı havaya meydan okur gibi üstsüzdü. Adımları terasın demir parmaklıklarına doğru gitti. Arkasını bana dönüp yere oturdu. Görebildiğim tek şey artık geniş omuzları ve dağınık saçlarıydı.
Az biraz sonra çıkan dumandan sigara içtiğini anladım. Kaldırdığı başından gökyüzünü izlediğini anlaşılıyordu. Onun gibi çevirdim ben de başımı gökyüzüne. Şehrin ışıkları yıldızları örtüyordu. Gözle görülen yalnızca lacivert bir örtüydü. O, sanırım seviyordu bu örtüyü. Ne zaman sigara içse bakışları gökyüzünde olurdu zira.
Evet, aşk bir hastalıktı. Öyleyse annemi acıtan ve hatta delirten bu his silsilesi neden bana böylesi iyi geliyordu. Ruhumun buhrana bulaşmış tüm taraflarını aydınlığa buluyordu, Altemur. Aramızda tam tamına dokuz yıl vardı. Benim on altı yaşımda kamburlaşmış omuzlarıma inat, onun yirmi beş yaşında dimdik duran omuzları... Onu gözümde böylesine çekici yapan buydu belki de. Güçsüz taraflarımı örtebiliyor oluşu, gücünden güç alıyor olmam...
ŞİMDİKİ ZAMAN
Siz: dört gün oluyor konuşmayalı
Siz: bir cevap bile vermeyecek kadar ne yaptım ben?
Manit: Yaptığın öyle çok şey var ki
Manit: Hangisine kılıf bulsam şaşırıyorum
Siz: Altemur
Siz: kırıyorsun beni
Siz: dört gündür ben sen tarafından devamlı kırılıyorum
Siz: bağırsan bu kadar etki etmez
Siz: ama sessizliğin mahvediyor
Manit: Senden özürlerini duymak istemiyorum
Manit: Bahanelerini de öyle
Manit: Ben senden pişman olduğunu öğrenmek istiyorum
Manit: Kendi canına değer vereceğini, bir daha bu pozisyona düşmeyeceğin sözünü almak istiyorum
Siz: olmayacak bir daha böyle bir şey
Siz: haklısın demek istemiyorum, sinirleniyorsun ama neden öfkelendiğini dört gün boyunca yeterince anladım zaten
Siz: defalarca okudum bana kızdığın noktaları
Manit: Anlaman ümit vadediyor
Siz: ne demek oluyor bu şimdi
Manit: Sabırlı bir insan kesinlikle değilim
Manit: Seninleyken ise sabretmek için kendimi zorluyorum
Siz: ne için sabrediyorsun
Manit: Yüzümü hiç gördün mü Ahu
Siz: evet
Siz: görüntülü konuşurken gördüm
Manit: İlk kez o zaman mıydı?
Görüldü✅✅
Yazıyor...
Görüldü✅✅
Siz: evet
Görüldü ✅✅
Siz: ne oluyor?
Manit: Yaşadığım şehri biliyor musun?
Siz: geçen sefer yaptığımız konuşmada aynı şehirde olduğumuzu söylemiştin
Manit: Peki yaşımı?
Siz: hayır
Siz: bir sorun mu var Altemur?
Manit: Hayır
Siz: peki
İki gündür bölüm atmadım, rekor bu oldu sanırım. Havalar öyle sıcak ki sarf ettiğim tek efor buharlaşmamak :(
Bu arada Altemur, Ahu'nun sesini ya da yüzünü gördüyse elbette tanırdı. Mal mı bu adam?
Ben nasıl bölüm 31'de s2ş yazmayacağım??? Yazmamam gerekiyor ilişkilerinin bu aşamasında, çok zorlanacağım 😩
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asker Deneme Son -texting- +18
Short StoryBu kitapta yetişkin içerik bulunduran görseller, küfür, argo gibi olumsuz ögeler ve cinsellik yer alır. Siz: dün hatlarda bir karışıklık olmuş Siz: yanlışlıkla mesajlarım size gitmiş Siz: ben de anlamadım Görüldü✅✅ Siz: sığır herif ya