Adsız Bölüm 30

20.3K 636 96
                                    

5 YIL ÖNCE

Güneş yükünü çoktan geceye devirmişken, yürüdüğüm sokak pek de hareketli değildi. Muhtemelen annemin evden ayrıldığımdan haberi yoktu. Halbuki bir hamle yapsın diye sert bir şekilde kapatmıştım kapıyı. Aşk hastalıktı. Aşkına en yakından şahit olduğum kişi ise annemdi. Ona üzülmüyordum, ona acıyordum. Acımam ise bir şey ifade etmiyordu ancak. 

Saatlerce camın önündeki koltuğa oturur, babamın eve gelmesini beklerdi. Bazen sokağa bir adam gelir, annemin yüzünde bir gülümseme belirirdi, sonrasında o adamın babam olmadığını anladığında düşmüş omuzlarıyla beraber bekleyişine devam ederdi. Ancak o bekleyiş hiçbir zaman bitmezdi. Zira ne annemin gözünü yollardan çekmeye, ne de babamın yıllar önce terk ettiği eve geri dönmeye niyeti vardı. 

Aniden tekrar öfkelendim ve başıma çektiğim kapüşonun gözüme düşmesine izin verdim. Tanıdık evlerin gözükmesiyle öfkem, yerini heyecana bıraktı. Adımlarım hızlı, hızlı birbirini kovalamaya başladı ve Ceren'in kapısının önüne geldim. Zile bir defa bastım. Kapının açılmasını beklerken ise, gözüm Cerenlerin evinin karşısındaki evdeydi. 

Kapı nihayet açıldı, kapıyı açan ise Ceren'in annesiydi.

"Hoş geldin kuzum, geçsene içeri."

Yüzündeki samimi gülümseme ile bana yol verdi. 

"Hoş buldum, Canan Teyze."

Direkt olarak merdivenlere yöneldi adımlarım. Yukarı kata çıktığımda ise koridorun sonundaki Ceren'in odasının kapısı açıldı. Dudaklarından neşeyle çıkan çığlığın ardından üzerime doğru 'fıçı, fıçı' koştu. 

"Hoşoş geldin, hıçkırık" Üzerime tam anlamıyla atlayıp bana uzun, uzun sarıldı. Bana hıçkırık demesi tanıştığımız ilk zamanlara göndermeydi. Sarılışına karşılık verip tatlı tatlı kıkırdadım. Ardından Ceren ile beraber odasına yöneldik. 

Perdeleri her zaman olduğu gibi kapalıydı. Direkt oraya yönelip perdeyi biraz araladım ve tülün ardından cama baktım.

"Bize mi geldin, yoksa ona mı?"

Gülerek sorduğu soruyu nasıl yanıtlasam bilemedim açıkçası. Zaten bu konularda son derece utangaçtım. Tam o esnada karşı evin teras kapısı aralandı. Uzun beden rüzgarlı havaya meydan okur gibi üstsüzdü. Adımları terasın demir parmaklıklarına doğru gitti. Arkasını bana dönüp yere oturdu. Görebildiğim tek şey artık geniş omuzları ve dağınık saçlarıydı. 

Az biraz sonra çıkan dumandan sigara içtiğini anladım. Kaldırdığı başından gökyüzünü izlediğini anlaşılıyordu. Onun gibi çevirdim ben de başımı gökyüzüne. Şehrin ışıkları yıldızları örtüyordu. Gözle görülen yalnızca lacivert bir örtüydü. O, sanırım seviyordu bu örtüyü. Ne zaman sigara içse bakışları gökyüzünde olurdu zira. 

Evet, aşk bir hastalıktı. Öyleyse annemi acıtan ve hatta delirten bu his silsilesi neden bana böylesi iyi geliyordu. Ruhumun buhrana bulaşmış tüm taraflarını aydınlığa buluyordu, Altemur. Aramızda tam tamına dokuz yıl vardı. Benim on altı yaşımda kamburlaşmış omuzlarıma inat, onun yirmi beş yaşında dimdik duran omuzları... Onu gözümde böylesine çekici yapan buydu belki de. Güçsüz taraflarımı örtebiliyor oluşu, gücünden güç alıyor olmam...

ŞİMDİKİ ZAMAN

Siz: dört gün oluyor konuşmayalı

Siz: bir cevap bile vermeyecek kadar ne yaptım ben?

Manit: Yaptığın öyle çok şey var ki

Manit: Hangisine kılıf bulsam şaşırıyorum

Siz: Altemur

Siz: kırıyorsun beni

Siz: dört gündür ben sen tarafından devamlı kırılıyorum

Siz: bağırsan bu kadar etki etmez

Siz: ama sessizliğin mahvediyor

Manit: Senden özürlerini duymak istemiyorum

Manit: Bahanelerini de öyle

Manit: Ben senden pişman olduğunu öğrenmek istiyorum

Manit: Kendi canına değer vereceğini, bir daha bu pozisyona düşmeyeceğin sözünü almak istiyorum

Siz: olmayacak bir daha böyle bir şey

Siz: haklısın demek istemiyorum, sinirleniyorsun ama neden öfkelendiğini dört gün boyunca yeterince anladım zaten

Siz: defalarca okudum bana kızdığın noktaları

Manit: Anlaman ümit vadediyor

Siz: ne demek oluyor bu şimdi

Manit: Sabırlı bir insan kesinlikle değilim

Manit: Seninleyken ise sabretmek için kendimi zorluyorum

Siz: ne için sabrediyorsun

Manit: Yüzümü hiç gördün mü Ahu

Siz: evet

Siz: görüntülü konuşurken gördüm

Manit: İlk kez o zaman mıydı?

Görüldü✅✅

Yazıyor...

Görüldü✅✅

Siz: evet

Görüldü ✅✅

Siz: ne oluyor?

Manit: Yaşadığım şehri biliyor musun?

Siz: geçen sefer yaptığımız konuşmada aynı şehirde olduğumuzu söylemiştin 

Manit: Peki yaşımı?

Siz: hayır 

Siz: bir sorun mu var Altemur?

Manit: Hayır

Siz: peki


İki gündür bölüm atmadım, rekor bu oldu sanırım. Havalar öyle sıcak ki sarf ettiğim tek efor buharlaşmamak :(

Bu arada Altemur, Ahu'nun sesini ya da yüzünü gördüyse elbette tanırdı. Mal mı bu adam?

Ben nasıl bölüm 31'de s2ş yazmayacağım??? Yazmamam gerekiyor ilişkilerinin bu aşamasında, çok zorlanacağım 😩


Asker Deneme Son -texting- +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin