Adsız Bölüm 31

21.5K 698 278
                                    

otuz birinci bölümün hatırına daha sonra yazacağım sahneyi şimdi yazıyorum, keyifli okumalar. 

Bu bölüm texting olmadığı için sınır koyuyorum.

Sınır, 100 Oy 40 Yorum


Çektiğim dış kapının kulpu ve elimdeki çöp poşetiyle binanın merdivenlerinden paldır küldür iniyordum.. Kafam epey doluydu, ne düşüneceğimi şaşırmış vaziyetteydim. Altemur neyi kastediyordu, neden öyle sorular soruyordu? Bir türlü buna yanıt bulmayan beynim iflasın tam anlamıyla eşiğindeydi. Binanın kapı düğmesine bastım ve demir kapı mekanik hareketlerle açıldı. Her adımımla 'şlap, şlap' sesler çıkaran terliğim eşliğinde çöp konteynırın yanına ulaştım. 1 metre öteden çöpü basket atmaya çalıştım. çöp konteynıra çarpıp yere düştü. Yakınlaşmamak için basket atmaya çalıştığım çöp konteynırına paşa paşa yaklaşıp, çöpü mecburen yakınından attım. 

Arkamı dönüp eve dönmeye hedefliyordum ki gördüğüm kişiyle adımlarım bıçakla kesilmiş gibi duraksadı. O, tam evimin önündeydi. Yaslandığı pikap arabası ve bana diktiği bakışlarıyla epey sert ve çekici gözüküyordu. Hızla birinden çekiniyormuşum gibi etrafı taradım. Ah, beni böyle görmemeliydi. Üzerimde askılı, karnımı açıkta bırakan atlet, altımda gri şort ve omuzlarıma düşmüş eski bir hırka vardı. Ayağımdaki plastik bana birkaç numara büyük terlikten bahsetmek dahi istemiyordum! Korkunç gözüküyordum.

En sonunda kaçarım olmadığını fark ettim ve ayağımda dönüp duran terliklerimle beraber ona doğru ilerledim. Beni baştan aşağıya süzdüğünü fark ettiğimde ise kızardığımı hissediyordum. Neyse ki esmerdim, yüzümde oluşabilecek bir kızarıklığın görülmesi imkansızla eş değerdi.

"Neden geldin?"

Onunla aramda bir adımlık mesafe varken sormuştum bunu.

"Arabaya bin."

İlkin ne dediğini anlamadım. Anladığımda ise tek kaşım alayla havaya kalktı.

"Bin şu arabaya, Ahu."

Gözlerimi kasıtlı olarak devirdim. "Üstümü değiştireyim bari bekle."

Koca elleri kolumu sardı, ardından hızla beni kendine çeki. Göğsüne yapışmış bedenim ve fıtık olma pahasına eğilip kulağıma yaklaştırdığı yüzüyle "Sabrım yok," diye hırladı. "Sokağın ortasında öpmek istemiyorum seni, bin şu arabaya."

Keskin bakışları yüzüme yönelmişken tek yapabildiğim başımı sallamak oldu. Ardından arabanın önünden dolanıp zar zor yolcu koltuğunu açtım. Cidden arabası da kendi kadar büyüktü. Neredeyse tırmanarak bindiğim araba sonrası, o da atik hareketlerle arabasına binip çalıştırdı. Aynasında sallanan Türk bayrağı ne hikmetse bana son derece tanıdık gelmişti. Deja vu yaşıyor gibiydim. 

Sessiz geçen yolculuğumuz esnasında şehir merkezinden uzaklaştığımızı fark ettim.

"Nereye gidiyoruz"

Bana kısa bir bakış atıp yol kenarında duran bir benzinliğe girdi. Cevap vermeyişine bozulup önümde birleştirdim kollarımı. Arabadan indiğini görüp acıkan karnımı ovuşturdum.

Markete doğru giderken hareket eden poposunu kısılı gözlerimle kestim. 

Yenirdi.

Birkaç dakikanın ardından marketten elinde bir poşetle çıktı. Poşete meraklı gözlerle baktığımı çaktırmamak adına bakışlarımı kaçırdım. Yolcu koltuğuna oturup, poşeti kucağıma bırakmasını yan gözle izledim.

Asker Deneme Son -texting- +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin