Mezarlık bekçisi farkına varmadan uykuya dalmış. Ve bir sesle uyanmış. Hiç normal olmayan geyirik ve kusma sesinin birleşimi gibi bir sesmiş bu. Gittikçe sese yaklaşmış. Bir anda arkasından birisi kafasına taşla vurmuş ve bekçi bayılmış. Kafasına vuran bir ölüymüş. Ölü büyük bir bağırma sesiyle mezarlıktaki bütün ölüleri uyandırmış.
Gelin bu durum nasıl başladı onu öğrenelim. Bilim adamı olan Selim Akgün çok inanılmaz bir deney yaptı ve bu deneyi sayesinde ölüler canlanabilecekti. Tam 150K insanın olduğu salonda herkesin ortasında deneyi başarısız oldu ve büyük bir rezillik yaşadı. Ve buna çok sinirlendi ve tek başına gizli bi şekilde tekrar bir kimyasal yaptı ve yıllardır ölüsünü sakladığı, herkesin kaybolduğu için aradığı sevgilisi Sena'nın üzerinde bu kimyasalı denedi. Ve işe yaradı, sonra kızı bayıltıp gece vakti çöpün kenarına atıp Labaratuara gidip kimyasalı klonladı. Artık kimyasaldan tam 50 tüp vardı. Şimdi diyeceksiniz bu kimyasalın adı yok mu diye, evet var "Can Veren" evet biraz veletçe ama Selim'in kafası biraz uçuk. Çok çocukça hareketleri var. Neyse sonra Selim bütün tüplere tıpa takıp gece saat 03:09 gibi mezarlığa gider. Uyuya kalan bekçiyi uyandırmadan gizlice gidip bir mezarı kazıp kefenini sıyırıp Can Veren'i üzerine döker. Bir anda canlanan ölü bağırır ve bekçi uyanır. Selim bunu fark ettiği gibi mezarlığın arkasından kaçar. Sonra ölü bekçiye vurur ve bu şekilde ilk Ölü Gecesi başlamış olur. Ölüler her tarafa büyük bir hırçınlıkta saldırır. Arabalara vururlar ve alarmlar ötmeye başlar evde uyuyan insanlar bir anda uyanıp ne olduğunu anlamaya çalışır. Ölüler kapıları zorlarlar ama kapının arkasında silahla bekleyen Mehmet Ali vardı. Kapı açıldığı gibi hepsini tek mermi ile vurur. Ve dışarı çıkar, karşılaştığı manzara hiç normal değildi. Her tarafta ölü vardı. Bir anda sağ ve solundan 2'şer tane ölü geliyordu. Ateş edemedi çünkü mermisi bitmişti. Salak mermi doldurmadan dışarı çıkmış. Dışarı taraftan gelenlerin kafalarına tekme atıp kaçtı. Allah'tan telefonu yanındaydı. Hemen en yakın arkadaşı olan Ebubekir'i aradı.
Mehmet Ali: Alo Ebu acil dışarı bak!
Ebubekir: Ne oldu lan? Hasss! Ne oluyo lan?
Mehmet Ali: Bilmiyorum ama Selim Akgün'den şüpheleniyorum. Kesin o piçin işidir.
Ebubekir: Aaa evet. Olabilir, nerdesin sen?
Mehmet Ali: Dışardayım.
Ebubekir: Mal napıyon dışarda? Hemen buraya gel!
Mehmet Ali: Yardıma ihti...
Ebubekir: Önce gel hazırlanıp çıkarız!Mehmet Ali'nin reddetme gibi bir şansı yoktu. Çünkü ekipmansızdı ve başına her an birşey gelebilirdi. Hemen Ebubekir'in evine gitti ve hazırlanıp çıktılar. Karşıdan ölü ordusu geliyordu, hepsini omuzlarına dayadıkları silahları kaldırıp vurdular. Böylece ölüler 2. kez ölmüş oldular. Önemli bir mevzu ise ölüler eğer 3 kez ölürse toz olurlar. Ve öbür dünyada bile asla var olmazlar. Etrafta yardıma ihtiyaç var mı yok mu diye dolanan arkadaşlar bir anda hızla koşan Selim Akgün'ü görürler.
Ebubekir: Memo bak lan Selim iti!
Mehmet Ali: Aha ibne sıçtım ağzına.Çaktırmadan peşinden koşarlar. Ebubekir kestirmeden gider ve Selim'in önüne atlar ve onu iter.
Selim Akgün: Kimsiniz siz, ne istiyorsunuz benden?
Mehmet Ali: Olum bak bizi boşver sen! Bu ölülerin sebebini söyle!
Selim Akgün: Ne ölüsü ne sebebi, hiçbirşey anlamıyorum?
Ebubekir: Lan şerefsiz bırak bu klişeleri sen yaptın uzatma! Seyirci (Okuyanlar) bıktı bu sözlerden!
Selim Akgün: Tamam tamam sakin ol.
Ebubekir: Peki efendim. Özür dilerim.Selim'i bağlayıp Ebubekir'in evinin bodrum katına kitlerler. Hiçbirşey yapmazlar. Sabaha kadar ne yapacaklarını düşünürler. Mehmet Ali dalmıştır ve bir anda içeri vuran güneş ışığı gözünü kamaştırır. Mehmet Ali irkilir ve dışarı bakar. Güneş yavaş yavaş yükselir. Ölüler koşuşturmaya başlar, ve mezarlarına geri girerler. Bazı ölüler yetişemedikleri için güneş ışığı ile toz olurlar.
Ebubekir ile Mehmet Ali bitti diye sevinirler ama bilmiyorlar ki bu her gece olacak. Aslında istedikleri macera başlarına gelmişti.
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Geceleri
ActionSelim Akgün adlı Bilim Adamı bir formül yaptı. Ve bu formül sayesinde ölüler canlanacaktı. Canlanınca ise dünyayı ele geçirecekti. Ama karşısında sağlam bir ekip vardı. Bu ekibe karşı koymak zordu. Her türlü kazanan yine iyiler oldu...