Ölü Geceleri

Bölüm - 4 "Can Alan"

Ekip 15:00'a kadar uyumuştu. Mervan bir anda gelip uyandırır.

Mervan: Hey millet uyanın acil, heeey!
Ebubekir: Lan! Ne oldu Mervan?
Mervan: Olum bilim adamı olan Selim Akgün varya, onun kardeşi Kerim Akgün yeni bir formül bulmuş ve bu formül ile Ölü Gecelerini bitirebilirmiş.
Mehmet Ali: Vay anasını. Bi Selim'e bak bide Kerim'e bak. Helal olsun Kerim'e.

Ebubekir ile Mehmet Ali İstanbul'a gitmek için hazırlanır.

Ebubekir: Hadi burası size emanet.
Mehmet Ali: Allah'a emanet olun!
Rüveyda: Sizde. Hadi görüşürüz.

Diyip Rüveyda arkalarından su döker. 2 saate İstanbul'a gelirler ve Kerim Akgün'ün ofisine giderler.

Ebubekir: Kerim beyle görüşebilir miyiz? Çok acil!
Danışman: Randevunuz var mı?
Mehmet Ali: Yok hanımefendi ama yaptığı formül için geldik. O yüzden çok önemli ve acil yani.
Danışman: Malesef beyefendi randevusuz alamam.
Ebubekir: Ooof klişelerden bıktım ya.

Diyip Kerim Akgün'ün odasına dalar. Kerim Akgün ilk başta sinirlenir ama konuşup anlaşıp Yalova'ya gelmeye ikna ederler. Formülden klonlayıp saat 19:00'da yola çıkarlar.

Ebubekir: Alo! Rüveyda, biz yola çıktık geliyoruz.
Rüveyda: Tamam kanka. Acele edin! Gecenin başlamasına 1 saat var.
Ebubekir: Tamam hadi görüşürüz.

İstanbul'a giddikleri gibi aynen dönüşte de 2 saate dönerler. Saat 21:00 olmuştur ve ölüler ortalığa daha çok zarar vermişti. Hemen Uğur'un sığınağına gidip formülleri çıkarıp özel silahlara takarlar.

Uğur: Kerim bey birşey soracam.
Kerim Akgün: Evet, dinliyorum.
Uğur: Bu formülün adı falan yok mu?

Kerim Akgün önündeki çantayı kapatıp Uğur'un gözlerine bakarak "Can Alan" dedi. Kerim Akgün'de Selim gibiydi. Yani biraz çatlak, çocuksu fikirler falan. Neyse ekip hazırlanıp dışarı çıkar. Can Alan'ı çok dikkatli kullanmak zorundadırlar. Çünkü ekipten birine gelirse o da ölür. Can Alan hangi ölüde patlarsa o ölü birdaha asla ölü gecelerine dahil olamaz. Kerim Akgün aslında daha fazla ünlü olmak için ve Selim Akgün gibi dünyayı ele geçirmeye istiyordu. Ama kardeşi ölünce önce onun intikamını almak istedi. Kerim Akgün bir anda dönüp can alanı Mehmet Ali'ye sıktı. Bunu fark eden Ebubekir Mehmet Ali'nin önüne atladı. Ebubekir'in önüne Rüveyda, Rüveyda'nın önüne de Uğur atladı. Ve can alan Uğur'da patladı. Uğur toz olmuştu. Ekip artık 3 kişiydi. Kerim Akgün kaçıp saklandı.

Ebubekir: Lan olum nereye gitti?
Rüveyda: Ne bilim abi kayboldu bir anda.
Ebubekir: Şimdi ne yapıcaz?
Mehmet Ali: Benim bi fikrim var.

Mehmet Ali, Uğur'un telefonunu alıp Mervan'ı arar. Ekibe dağılıp Kerim Akgün'ü bulmalarını söyler. Yarım saate bulurlar. O sırada saat 01:30'dur. Kerim'i bağlarlar. Sonra iyi bir plan yapıp ölüleri sıkıştırırlar. Baya zorlarlar. Ama ölülerin arasından çok gelişmiş bir ölü çıkar. Bu Ömer'di. Ömer'in bilince az çok yerinde olduğu için ölülere hükmedebiliyordu, komuta ondaydı yani.

Ebubekir: Olum Ömer lan bu.
Rüveyda: Harbiden lan.
Mehmet Ali: Kanka öldü o, artık düşünmeden vurmamız lazım!
Ebubekir: Belki akıllanmıştır he. Yani Kerim bi formülle falan iyileştirse.
Mehmet Ali: Hayır kanka bu olmamalı!
Rüveyda: Memo haklı. Yani akıllansa da bidaha güven olmaz!
Ebubekir: Peki.

Ebubekir arkasını dönünce Ömer ona bir yumruk atar. Ebubekir 2 metre sürüklenir. Mehmet Ali ve Rüveyda ona bakmaya gider, bayılmıştı. İki üç tokat atıp uyandırırlar.