(◍•ᴗ•◍)İYİ OKUMALAR(◍•ᴗ•◍)
JİN'DEN
Dünü hala unutamıyorum. Biliyorum beni seviyor ama arkadaşmışız gibi davranıyor. Ben ona yaklaştıkça o kaçıyor. Ben onu sevdiğimi söyledim. Çünkü ben onun gibi korkak değilim. Ayrıca ben ondan büyüğüm ve artık ağırlığımı koymalıyım.Sabah Tae'nin gürültüsüyle uyandım. Sabah sabah ne yapıyor acaba? Üstümü değiştirmeden direkt Tae'nin odasına daldım. Birşey arıyor gibiydi. Ama çok ses çıkarıyordu.
"Ne arıyorsun sabah sabah?"
"Seni ilgilendirmez. Ayrıca odama istediğin gibi giremezsin."
"Bir anda ne oldu da bu kadar sinirlendin?"
"Ya sen neden sürekli bana karışıyorsun ki? Sen kimsin?"
"Bana bak ben senin oyuncağın değilim tamam mı? Benimle böyle konuşamazsın! Ayrıca artık bana hyung diyeceksin! Senden 3 yaş büyüğüm ben!"
Ben bunları söylerken o ise yüzüme bakıp sırıtıyordu. Nasıl bu kadar vurdumduymaz olabilir cidden anlamıyorum.
"Ya demezsem?"
Beni duvarla arasına almıştı. Ne yapıyor bu çocuk? Hem beni sevmediğini söylüyor hemde saçma sapan hareketler yapıyor.
Onu ittirdim ve konuşmaya başladım.
"Demezsen olacaklardan ben sorumlu olmam!"
Odasından çıkıp kendi odama girdim. Bu çocuğa neler oluyor anlamıyorum. Üstümü giyip aynaya bakmaya başladım. Bugün arkadaşlarımla buluşacağım. Hoseok beni sevgilisiyle tanıştıracak. Namjoon, Jimin ve Jungkook'da orada olacak.
Kapıyı açıp aşağı indim. Tae benden önce inmişti ve koltukta oturuyordu. Eminim ki biri birşey yaptı. Yoksa o bana asla böyle birşey yapmazdı. Ve yine her zamanki gibi üzgündü.
"Neyin var Tae? Neler oluyor sana?"
"Bilmiyorum hyung. Kafam çok karışık."
"Hyung mu? Aferin sana. Adam ol."
Son sözümü gülerek söylediğim için o da gülerek tepki vermişti.
"Nereye gidiyorsun?"
"Arkadaşlarımla buluşacağım. Gelmek istermisin?"
"İzin verir misin?"
"Tamam hazırsan gidelim. Kimin arabasıyla gideceğiz? Benim arabada da benzin yoktu amaaa..."
"Senin arabada hiç benzin olmadı ki."
"Yaa tamam hadi şakaydı benim arabayla gidelim."
Birlikte arabaya binip Hoseok'un evine geldik. Kapıda bizi Hoseok ve sevgilisi Yoongi karşıladı.
"Hoşgeldiniz canım dostlarım!"
Hoşbulduk diyip içeri geçtik. Jimin ve Jungkook bizden önce gelmişlerdi. Mutfaktalardı. Birlikte yemek yapıyorlardı, gülüşmeleri ve birbirlerine sürekli sarılmaları hepimizin çok hoşuna gitmişti. Tae ise gözlerini bir dakika bile benden ayırmıyordu. Acaba neden? Beni sevdiği için olabilir mi acaba?
Biz bakışmaya devam ederken bizi fark eden Jimin söze girdi.
"Ooo çifte kumrular! Çok tatlısınız ve çok yakışıyorsunuz. "
O da yetmezmiş gibi Jungkook da üstüne ekledi.
"Aynen Jin. Sevgilin de en az senin kadar yakışıklı."
Ben birşey söyleyemeyeden Tae lafa girdi.
"Biz sevgili değiliz."
"Aynen öyle. Sevgili falan değiliz."
"He he bizde yuttuk. Birbirinize bakışlarınız her şeyi açıklıyor."
"Off Chim off"
"Her neyse şimdi bizim aşkımızı konuşacağız. Bakın bu benim sevgilim Yoongi. Yoongi bunlarda en yakın arkadaşlarım. İsimlerini gün geçtikçe öğrenirsin. Ayrıca sizi uyarayım. Ona yan gözle bakanın gözlerini oyarım tamam mı canlarım?"
"Tamam bizde düz bakarız"
Hiç kimse gülmedi Jimin'in bu saçma esprisine. Sadece Jungkook Jimin'e espriyle cevap verdi.
"Oh aşkım donduk donduuuk! Bence sen bir daha espri yapma çünkü üşütüp hasta olmak istemiyoruz."
Herkes kafasıyla onayladı. Saate baktığımda toplantı saatimin yaklaştığını fark ettim. Acilen gitmem gerekiyordu.
"Neyse tanışma faslı bittiyse ben kalkayım. Malum şirkette işlerim var. Size iyi eğlenceler"
"Ama Jin yaa. Daha karpuz kesecektik."
"Başka zaman keseriz Hoseok. Şirkete gitmeliyim."
Hepsiyle vedalaşıp şirkete doğru yola çıktım. Toplantıya geç kalmamam gerekiyordu. Ayrıca birazda utancımdan kaçmaya çalışmıştım. Bizi sevgili olarak görmeleri biraz tuhafıma gitmişti.
..............................................
Toplantı biteli 1 saat olmuştu. Şirketteki tüm işlerimi halletmiştim. Eve vardığımda Tae'ye seslendim ama ses vermedi. Odasına çıktım. Uyuyordu ama bir melek gibi. Onu incelerken aklıma daha 1 ay önceye kadar birbirimizden nefret ettiğimiz zamanlar geldi. Sonra da bu sabahki yakınlaşmamız. Aklıma geldikçe yüzümde bir tebessüm oluşuyordu. Oysaki o kadar da yakın değildik. Ama yanımda durması bile kalbimin heyecandan hızlanmasına yol açıyor. Onu o kadar seviyorum işte.
Ben gözlerimi kapatıp hayal kurarken o ise çoktan uyanmış bana bakıyormuş. Bunu gözlerimi açtığımda fark ettim.
"Jin??? Ne yapıyorsun?"
"Özür dilerim. Rahatsız etmek istemedim."
Kalkıp gidecektim ki beni kolumdan tutup kendine çevirdi. Kaçamayacağımı bildiğim için öylece ona bakıyordum.
"Ne oldu Jin? Neden kaçıyorsun?"
"Kaçmıyorum ki. Bugün arkadaşlarım adına da özür dilerim."
"Özür dileme. Bekli de doğru söylüyorlardır."
"O ne demek?"
"Yani belkide uzaktan sevgili gibi görünüyoruzdur. Veya cidden yakışıyor da olabiliriz. Ayrıca beni bilmem ama sen çok tatlısın."
"Oh Taehyung! Bu sen misin gerçekten? Yoksa beynini yöneten biri mi var? Bu sözleri sen söylüyor olamazsın!"
"İnanmıyor musun?"
"Hayır???"
"Peki senden hoşlanıyorum desem?"
"Ne?"
"Şimdi inandın mı?"
"E-evet ama bu nasıl olur? Ben sende hoşlandığımı söylediğimde kıyameti koparmıştın. Cidden beni seviyormusun?"
"Evet Jin. Seni seviyorum. Herkesten daha çok. Hatta kendimden bile. Biliyorum en başta söylemeliydim ama çekindim. Söyleyemedim. O tatlı kalbini kırdığım her an için çok özür dilerim. Seni anlatılamayacak kadar çok seviyorum. "
"Bende seni seviyorum Tae. Dünyadaki herşeyden daha çok."
Sarıldık. Ama ilk defa ona sarılınca bu kadar farklı hissetmiştim. Ona olan aşkım gittikçe büyüyordu. Kokusunu iyice içime çektim. Bugün benim en güzel günümdü. Hiç olmadığım kadar mutluydum. Çünkü o dünyada alabileceğim en güzel hediye benim için.
O bana sarılırken göz kapaklarım ağırlaşmaya başlamıştı. Daha fazla dayanamayıp kendimi karanlığa teslim ettim.
💞BÖLÜM SONU💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SWEET LOVE ๑TAEJİN๑
FanficTamamlandı✔ Taejin/VJin Fanfiction (İlk Kitap) Köpekleri sayesinde kötü bir şekilde tanışırlar. İkili kırılamayan inatları yüzünden birbirlerinden olabildiğince nefret ederler. Peki nefret ile başlayan tanışmalar hep nefret ile mi devam eder? Yan Çi...