Niall'ın ağzından
Doktor beni odasına çağırdığı an Vanessa şaşırdı. Şaşırır tabi önce kaçırıp sonra ona eziyet edip beceren birini neden çağırır ki bir doktor. Ben bile şaşırmıştım. Neden ben diye düşünürken doktorun odasına gelmiştim bile. Doktor oturmam için işaret etti. oturdum ve doktorun konuşmasını bekledim.
'' Niall bey sadece sizi çağırmamın nedenini merak ediyor olmalısınız?''
sadece başımı sallamakla yetindim. Ulan doktor dua et hastanedeyiz yoksa seni dilim dilim doğrarım. Bide bekletiyor konuşmayı uzatıyor.
'' İris hanım sizin isminizi sayıklıyordu. Bende önemli biri olduğunuzu düşündüm. O yüzden sizi çağırdım. ''
'' Önemli mi ? '' alay edercesine güldüm.
'' Evet önemliyim. Ben onun sevgilisiyim '' diye bağırdım. Odada olmamıza rağmen dışarıya sesimin gittiğini tahmin ediyorum bunu daha öncede yaptım. Ve bu hastanedeki Doktorlar beni tanır. Amy yüzünden bana gelip Amy'nin öldüğünü söyleyen doktoru dövmüştüm. Bu yüzden hapise bile girebilirim. Ama Umrumda bile değil. Bir doktor daha sevdiğim birinin öldüğünü bana söylerse onları öldürürüm. Doktorun benden korktuğu belliydi. Amy öldüğünden beri bu hastaneye ilk gelişimdi.
" Niall bey lütfen sakin olun" dedi. Sinirimin arttığını gözlerimin renginin değişimi ile anlamış olacak ki konuşmaya devam etti.
" İris hanımın kalp kapakçığımda bir sorun var bu yüzden bayılmış. " Dedi. Bir anda sinirim bitmişti. Hiç bir şey hissetmiyordum. Tanrım onu da mı benden alıcaksın? Amy gibi onuda mı ?
" Peki tedavisi var mı ?" Diye devam ettim. Ciddi bir ses tonu ile. Hayır derse olayların karışacağını biliyordu. Sinirlenmemeye çalışıyordum. Ama sessizlik canımı sıkıyordu. Kaşlarımı çatıp doktora bayık gözlerle baktım.
Hadi ama daha ne bekliyorsun dermişcesine.
" T-tedavisi v-var " diye kekeledi. Ya bu doktorları anlamıyorum. Madem tedavisi var niye uzatıyon? Yavaşça ayağa kalktım. Doktorda benimle birlikte ayağa kalktı. Korktuğu belliydi.
" Teşekkür ederim doktor Alvin " diyerek elimi uzattım. Başta sonra elimi sıktı. Beraber yavaş adımlarla odadan çıktık. Koridorda yürürken hepsi bize bakıyordu. Ve hepsi şaşkındı. Şaşkınca bana bakıyorlardı. Vanessa hemen koşarak yanıma geldi." N-neyi varmış ?" Diye sordu. Gerçekten onun için endişelendiği kesindi. O iyi bir arkadaştı.
" Kalp kapakçığında sorun varmış. "Vanessa'nın ağzından
Niall'ın dediğine biraz şaşırmıştım aslından. Çünkü daha önce kalbinin ağrıdığını milyonlarca kez söylemişti. Ve biz önemli olmadığını sanmıştık. Salakmışız sonuçta bu kalp. Tam ağzımı acacakken
" Buyrun onu görebilirsiniz " dedi doktor. Koridorda hızla ilerlemeye başladık. Olamaz karşımda gördüğüm yüzle Justinin arkasına saklanmam bir oldu. Tahmin edemediniz değil mi ? Nasıl edemezsiniz. Bu benim doktorum. Beni burada görürse el koyar ve tedaviye sokar. En yakın arkadaşım hasta iken ben yatamam. Çünkü bu beni güçsüz ve saçsız yapar. Güçsüz ve saçsız kalmak istemiyorum. Sarı saçlarımı seviyorum. Tamam kabul ettim ama henüz değil lütfen beni farketmesin lütfen" Vanessa niye saklanıyorsun? " Diye sordu Justin. Doktoru işaret ederek
" Beni görürse tedavi için el koyar " dedim herkes bana karşı mı ? Doktoru görür görmez Justin ona seslendi.
" Doktor Olivia " doktorum beni görünce hemen yanıma geldi.
" Bayan Clark, Bay Bieber " dedi ve gülümsedi. Bu kadın tam bir tanrıça.
" Merhaba doktor hanım " diye konuştu Justin resmen doktorun içine girecek. Dirseğimi ona geçirip amacın ne bakışımı attım. Justin kıkırdayıp geri çekildi. Bende ona sen öldün pislik bakışımı attım. Tırsmışa benziyordu. Buna gülümsedim. Doktor ise bizi şaşkınca izliyordu.
" Hey siz aşıklar beni dinliyor musunuz ? " Diye sordu. Ikimizde aynı anda ona baktık.
" Alo orda biri var mı ? Bir saattir boşa mı konuşuyorum ben ? " Dedi. Doktorun söylediği şey karşısında ikimizde birbirimize bakıp güldük. Doktorum diye demiyorum çok sempatik bir tavrı vardır. Bu da onu daha iyi biri yapıyor. Düşünsenize suratsız bir doktorunuz olduğuna. Tanrı'ya şükür benim ki çok güler yüzlü biri. Belki de haklıydı. Gerçekten birbirimizi seviyorduk. Belki de doktor yanılıyordu ve sadece ben Justini seviyordum. Belki de korkuyordum. Tekrar canımın yanmasından. Her neyse bu konu için daha çok erken daha zamanımız var. Belki de benim zamanım yoktur.'' Şey biz dinlemiyorduk. '' dedim utançla.
'' Sen kendi adına konuş Bebeğim '' dedi. Bebeğim mi ? Bu hoşuma gitti. Gülümsüyordum, hemde en içtenlikle mutluydum. Bunu yani mutlu olma fikrini sevdim. Gülmeye o kadar dalmışım ki kemoterapi için bir odaya geldiğimizin farkında bile değildim. Evet korkuyordum. Herşeyden. Saçsız kalmaktan, Güçsüz kalmaktan hepsinden korkuyordum. Ya bir daha sarı ve bukle bukle saçlarım olmassa diye düşünmeye başlamıştım. yüzüm korkmuşa benziyordu. Evet korkuyordum hemde çok. Justin anlamış olmalı ki yanıma gelip elimden tuttu.
'' Korkma ben yanındayım'' dedi. Gülümsedim. O elimi tuttuğu andan itibaren içimdeki korku gitmişti. O sırada telefonuma mesaj geldi. Telefonumun tuş kilidini açıp mesajın kimden geldiğine baktım. Gelen mesajın Barry'den olduğunu gördüm. Mesajda ;
'' Yoldayım. Beş dakika'ya oradayım. Ben gelmeden hiç bir şeye başlamasınlar. Seni Seviyorum.. ''
Bu da neydi şimdi O nasıl öğrenmişti? Hemen mesaj attım.
'' Sen ve beni Sevmek ha ? '' anında cevap geldi.
'' Neden bunu gözlerinin içine bakarak söylememe izin vermiyorsun ? Bence denemelisin. Arkana bak '' mesajı okur okumaz hızla arkama döndüm. O kadar yakındık ki gören öpüştüğümüzü sanırdı. Gözlerim bir gözlerine birde dudaklarına bakıyordu. Kalbim delice atıyordu. Bunca yıl onu deliler gibi severken yapmadığı şeyleri neden şimdi yapıyordu ?