26. Bölüm

34 3 0
                                    

Güler yüzle açılan kapının arkasında çok sevimli bir bayan vardı. Bir süre bizi süzdükten sonra konuşmaya başladı.

'' Çocuklar içeri girsenize niye kapıda kaldınız ? '' dedi gülümseyerek. Bende aynı şekilde Justinin büyükannesi olduğunu düşündüğüm kadına gülümseyerek karşılık verdim. Içeriye girdiğimizde çok tatlı bir salonla karşılaştık. Justin tekli koltuklardan birinde oturan yaşlı adama doğru ilerleyip ona sarıldı.
" Büyükbaba seni çok özlemişim. " Dedi. Büyükannesi alınmışa benziyordu.
" Aşk olsun Justin beni özlemedin mi ? " Diye sitem etti. Justin büyük babasından ayrılıp büyükannesinin boynuna sarıldı.
" Olur mu öyle şey hiç tabi ki senide özledim. " Dedi ve gülümsedi. Ben öyle masum köylü gibi bakınırken büyükannesi söze daldı.

'' Oğlum kendi derdimize düştük kızı unuttuk. Kim bu kız ? Bizi tanıştırmayacak mısın ? '' diye ekledi.
" Büyükanne bu Vanessa , benim için değerli " dedi ve gülümsedi. Bende gülümseyip elimi uzattım. Justinin ki gibi mükemmel bir gülüşle elimi sıktı.

'' Memnun oldum güzel kızım '' dedi. Ardından Justinin büyükbabası olduğunu tahmin ettiğim adam beni süzen gözlerle konuşmaya dahil oldu.

'' Diğer kızdan daha samimi bir gülümsemen var '' dedi. Şaşırmıştım ama içimi yiyip bitiren bir soru ile karşılaşmıştım. Diğer kız kimdi ? Acaba Diğer ki kız Selena mıydı ? Yüzüm de ki gülüş solup duygusuzlaşınca konuşamamıştım. İçimi kemirip bitiren bu duygu da neyin nesiydi? Aslında bu bir hakaret değildi, tam tersine bu bir iltifattı. Ama benim sinirlenmem niyeydi ?

'' Ben Justinin büyükbabasıyım. Evimize hoşgeldin '' dedi. Az da olsa kendimi toparlayıp samimi bir şekilde gülümsedim.

'' Hoşbulduk efendim sizinle tanıştıma memnun oldum. '' dedim. Sesim beklediğimdende üzgün çıkmıştı.

'' Büyükanne biz çok yorulduk iznin olursa odama çıkıp dinlenelim ? '' diye söze atıldı Justin.

'' Elbette oğlum çıkın yukarı rahatca dinlenin kendinizi evinizde hissedin. ''dedi o mükemmel gülümsemesi ile. Teşekkür ederek en samimi olduğum gülümsememi takındım. Neden bilmiyorum ama Justin'in büyükannesini çok samimi buldum. Genellikle biraz takındığım ön yargılardan dolayı kimseyi sevmezdim. Ama onun büyükannesi bana çok samimi gelmişti. Yukarı yavaş adımlarla çıkmaya başladık. Bir an duraksayıp bana döndü.

'' Bu bir ilk '' dedi ne olduğunu anlamamıştım. İlk olan neydi ? Ve o buna neden bu kadar şaşırmıştı? Onun her hareketi ile aklımda tonlarca soru işareti oluşuyordu. Onun hakkında her şeyi öğrenmek istiyordum. Neden bilmiyorum ama istiyordum işte. Sorar gözlerle ona baktım.

'' Büyükbabam seni sevdi. '' dedi. Bu benim için de ilkti. ilk defa biri beni sorguya çekmeden seviyordu.

'' Peki ilk olan ne ?'' diye sordum. Justinin gülümsemesi yayılırken kendimi onun karşısında bu kadar meraklı görmemiştim.

'' Büyükbabam daha önce getirdiğim hiç bir kızı sevmedi. Genellikle hepsine kusur buldu. '' dedi. Neşeli olduğu belli olan bir ses tonu ile. Hadi ama sen bana böyle gülümsersen ben sana nasıl kızgın kalabilirim ki ? Evet ona hala kızgındım. Bir tarafım her şeyi unutup kaldığımız yerden devam etmek istesede diğer tarafım hala onun bir çocuğu olduğunu kafama çakılması istenillen bir çivi gibi çakıyordu. Hem ne var yani her getirdiği.. bir saniye Ne demek her getirdiğim ? O buraya kaç kız getirmişti ? İç sesim ile tartışıken gözlerimin dolduğunu hissettim. Bana ne oluyordu ? Evet belki ilk öpücüğümü almış olabilrdi. Belki ilkim olan her şeyi benden almış olsa da ona beslemem gereken bir nefret vardı. O bana yalan söylemişti. Onu asla affetmemem gerekiyordu. Ben uzun süre konuşmayınca onun odasına doğru tekrar yürümeye başladık. Aslında içimde küçük bir heyecan vardı. Odasını gerçekten çok merak ediyordum. Uzun süren yürümemize rağmen sonunda bir kapının önünde durduk. Dışarıdan oldukça küçük bir yere benzese de evin içi gayet büyüktü. Evet aslında çok meraklı biri değilimdir. Ama konu onun odası veya onun hakkında bir şey olunca içimi anlam veremediğim bir merak duygusu sarıyor. İç sesim beni uyarılara boğuyor ama merak ediyordum işte. Aslında çok garip soğuk bir tip olduğum için Filorida'da fazla arkadaşım yoktu. Sırf bu nedenle buraya gelmiştim. Burada bana ne olduğunu bilmiyorum ama mutlu hissediyorum. Odanın kapısı açılınca beynim de dönen soruları ve düşünceleri bir çırpıda kenera attım. Buradaki odası diğer odasından daha sade ve çocuksuydu.

Yeni BaşlangıçlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin