İŞ ARKADAŞIM (Tamamlandı)

49| Tahlil Sonuçları

Bölüm yeni düzenlemeler ve eklemeler ile yenilendi.

06.12.2018

^^^

"Barış'la birlikte oturduk film izliyorduk.. Film gayet romantikti ve filmde ki çift evleniyordu.Her kızın isteyebileceği gibi bende evlenmek istediğimi, bir aile kurmaya hazır olduğumu eğer ki kendisinin böyle bir fikri yoksa beni oyalamaması gerektiğini söyledim." hıçkırıkları arasında duraksayıp derin bir nefes alıyor. "O da buna hazır olmadığını üstelik bu ilişkiden sıkıldığını devam etmek istemediğini söyledi. Sinirlendim.. Beni kullandığını söyleyip tokat attım o da çekti gitti." Der demez daha da ağlamaya başlayan Melis karşısında resmen ayrılık sebeplerinin evlilik olduğunu duyduğuma hala inanamamakla meşgul olduğumdan boynuma sarılan Melis'in kollarını bile sonradan fark edip bende karşılık veriyorum.

Ne desem ki ben şimdi bu kıza..

"Canım tamam da belki de gerçekten hazır hissetmiyordur kendini."

"Ayrıca sence de fazla üstüne gitmiyor musun Barış'ın?" diyor Kerem gayet net bir tavırla.

Melis bir anda duraksayıp sesini yükseltiyor. "Bana Barış'ı savunma Kerem! Ben onun için yapmayacağım şeyler yaptım." bana dönüp derin bir nefes alıyor. "Seneler önce ikimiz birbirimize bir söz vermiştik hatırlıyor musun? Asla hiç bir erkek için evlenmeden duvarlarımızı yıkmayacaktık ya hani.. Ben o duvarları Barış'ın tek hamlesiyle yıktım." Yağmur gözlerini fal taşı gibi açarken Aksel değişik bir hale bürünüyor.  "O beni kullandı.. Bende buna salak gibi göz yumdum! Olan bu işte.. Şimdi o gitti biz bittik."

"Biz bir Barış'ın yanına gidelim, sizde biraz kız kıza kalın." diyor Kerem ortamı sakinleştirmeye çalışarak. 

Melis yere eğik olan başını kaldırıyor. "Kerem.." yüzünde ki göz yaşlarını silip konuşmaya devam ediyor. "Ona söyleyin, sakın geri gelmesin!"

Kerem başıyla onayladıktan sonra Can ve Aksel de Kerem'le birlikte evden çıkıyorlar.

Uzun uğraşlarım sonucunda Melis'i uyamaya ikna ettikten sonra aşağıya inip akşam için Yağmur'la yemek yapmaya başlıyoruz. Yemekleri ve masayı hazırladıktan sonra dağılan etrafı da çekip çevirip işleri hallediyoruz. 

Aradan geçen belli bir süre zarfından sonra Melis'in uyanması ve bizimkilerin gelmesiyle malum mevzuyu yeniden açmak zorunda kalıyoruz.  "Barış Amerika'ya gidiyormuş." diyor Kerem sinirlenmiş bir halde..

Şaşkınlığımı gizleyemezken bir anda ağzımdan kelimelerin çıkışını engelleyemiyorum. "Amerika'ya mı gidiyor?"

 "Cehennemin dibine de gitsin inşallah!" diyor Aksel sadece benim duyabildiğim fakat onun benim duyduğumu fark etmediği  bir tonda.

"Aynen.. Şirketin orada ki bayisinin başına geçecekmiş." başını yana çevirip sabır çekiyor. "Melis.. Kusura bakma kardeşim sende.. Akşam bir tepki gösterdim falan sana ama sonuna kadar sen haklıymışsın."

Melis başıyla onaylarken konuyu bir anda değiştiriyor. "Bunlar yaşanmadan önce Can mesaj atmıştı akşam eğlenmeye gideceğiz diye.. Niye halla duruyoruz? Yemeğimizi falan yiyelim de hazırlanıp çıkalım."

Yağmur ellerini çırparak ayaklanıyor. "Aynen ya bu ne evden cenaze çıkmış gibi.. Tövbe tövbe! Herkes masaya haydi!" 

Eğer gönlünüzü bir kişiye açacaksanız ve sevdanın dallarında uçuşup aşk sarhoşu olacaksanız bu kişi sizin için doğru kişi olsun. Adam gibi adam olsun. Ama kendisinin adam olduğunu sananlardan değil; size bırakın dokunmayı bakmaya kıyamayanlardan, sizin canınız bir acıdığında onun bin acıyan, yara açmak yerine kanayan yaranıza derman olan adamlar olsun. Onları hiç bırakmayın, onlar da sizi bırakmasın..