3- Demir

18 4 46
                                    

Uyandığımda herkes beni izliyordu. Bayılmışım.

Yakışıklı sıra arkadaşım yangın olan yerin önünde iç çamaşırıyla duruyordu. Bu garip manzarada ilk aklıma gelen şey ne kadar kaslı bacakları olduğu için kendimden biraz utandım.

Pritzel hala yerde yatıyordu .O kargaşada tişörtü biraz sıyrılmış, pantolonu yandığı için çıkaran Demir sanki birisiyle basılmış gibi komik ama aynı zamanda muhteşem vücut hatlarıyla çok seksi duruyordu. Beyaz teni, mavi gözleri ve karın kasları pamuk gibi duruyordu. Yangın kısa bir sürede önlenmişti.

Herkes bana tenimin hayalet gibi beyazladığını söyledi.
Adının Demir olduğunu öğrendiğim sıra arkadaşım yanıma gelip usulca iyi olup olmadığımı sordu.

Tüm bu yangın olayının ardından merdivende izleyen kızlar şimdiden onun vücut hatlarının seksiliğini konuşmaya başlamıştı. Bu kadar popüler mi bu çocuk cidden? Şaşırdığımı söylesem yalan olur. Bu kadar yakışıklı ve seksi olup nasıl popüler olmayabilir ki zaten.

O garip olaylardan sonra birbirimize pek yakınlaşmadık. Arada bir göz göze geldik. Sonraki gün okula gitmedim. Dışarıda gezip açık havada biraz düşünmeye ihtiyacım vardı. Hava hafiften kararmaya başlamıştı. Okulun yanından geçerken dönüşte demirle karşılaştık ve çarpıştık.
Ben "napıyosun ya önüne baksana" diye anlık sesimi yükselttim sonra karşımdakinin sıra ve bela arkadaşım Demir olduğunu fark ettim.

O garip andan sonra pek bir şey demedik ve sessizce yolumuza devam ettik. 5 saniye yürüdükten sonra Demir arkadan biraz bağırırcasına adımı söyledi.
"Pritzel, konuşabilir miyiz?" 

Okulun içinde gezerek içimizdekileri boşalttık birbirimize. İkimiz de neden yaptığımızı bilmiyorduk. Okulda arkamızdan dönen bizim sevgili olduğumuzla ilgili dedikodular yüzünden birlikte görünemediğimiz için okulda kimse yokken birlikte gezip konuşmak iyi gelmişti sanırım ikimize de. Yanan bodruma gittik birlikte. İkimiz de oturup duvara yaslandık.

"Kimsin sen?"
"Pritzel, kim olmamı bekledin?"
"Sen geldiğinden beri hayatımdaki gariplikler eksik olmadı da"
"Bu gariplikler başlamadan önce bir hayatım yoktu ki" dedim.
"Nasıl yani?"

Ona 1 haftadır yaşadığım her şeyi anlattım. Hafıza kaybım olduğunu ve annemle ilgili olayları.
Sanki gözlerimi dünyaya 1 hafta önce açmış gibiydim.

Şaşırdı ve yanıma yaklaştı. Yan yana oturuyorduk. Başını omzuma koydu.
Sert ve yakışıklı çocuk pamuk şeker gibi olmuştu. Bana yalnızlığından ve özel hayatındaki problemlerinden bahsetti. Birbirimizi teselli ettik. Nedenini ikimiz de bilmiyoruz. Ortak bir trajedi geçmişimiz olduğu için yakınlaşmıştık sanırım.
Kafasını kaldırdı ve göz göze geldik. Gergince yutkundu. Bir anda yaklaşıp dudaklarıma yapıştı.
O kadar güzel bir histi ki tepki veremedim. Yumuşacık pembe dudaklarının dudaklarıma değmesi hem beni çok utandırdı hem de o kadar güzel ve farklı hissettirdi ki hareket edemedim.

Geri çekilip "Eve gidiyim ben geç oldu diyip" yürüyerek eve gittim.
Sonraki gün yaşanacaklardan habersizce suratımı utançtan yastığa gömüp uyudum.

KANATLI AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin