Çığlıklar attı Pritzel dünyaya gönderilmeden önce. Dev kanatları birden hiç olmadığı kadar büyükçe açılmışlardı. Alevler içindelerdi. Tüylerinin çoğu yanmıştı. Hafiften siyahlaşmıştı kanatları. Lanetli bir melek olduğuna dair işaretlerdi bunlar. Bir daha asla eskisi gibi olamayacaktı.
"Gittiğin her yere alev getireceksin! Etrafındaki herkesi kül edene kadar izleyecek, sonra kendin de kül olacaksın!" sözleri yankılandı baş tanrının.
Alevler içinden çıkan Pritzel baygın bir şekilde dünyaya düştü. Çamurlar içerisindeydi. Yanmış siyah kanatları içine girmişti. Hala acı içindeydi.
Başı döndüğü için zar zor yürüyordu. Bayıldı.*Sonraki Gün*
Derin bir nefesle uyandım. Aklımdaki boşluk o kadar rahatsız ediciydi ki kafamı duvara vurasım geldi. Hiçbir şey hatırlamıyordum, adımdan başka. Uzun bir kabustan uyanmış gibiydim. Yaşlı bir kadın gelip bana iyi olup olmadığımı sordu. "O kadar soğukta yatarsan olacağı bu" dedi. Annem olduğunu söyledi ama ben hiçbir şey hatırlamıyordum...
*Günümüz*Pritzel'in sık sık başı dönüyordu. Son bir haftada yaşadığı olaylardan dolayı kendinde değil gibiydi. Her şey çok saçma geliyordu. Aklını kaybedecek gibiydi.
Önce okuldaki yangın, sonra Demir ile birbirlerine açılmaları, sonra Nehir'i yanlışlıkla ittirip neredeyse ölümüne sebep olması ve bu yüzden Demir ile aralarının bozulması...
Hayatındaki ilk anılarının bu kadar yıkıcı olması onu kötü etkilemişti. Boş bir hafızanın içinde sadece kötü şeyler olduğu için kendisine moral verecek alan kalmamıştı.
Yağmurlu bir akşamda Demir ile konuşmaya gitmek istedi. Evinin yerini biliyordu.
Sırılsıklam olmuştu. Dışarıda kimse yoktu şiddetli yağmurdan dolayı.Başı sürekli dönüyordu. Soğuk ve yağmurlu bir akşamda elleri sanki alev içinde gibi sıcaktı. Ayağı takıldı ve çamura düştü. Her yeri mahvolmuştu. Kahkaha attı. Bu kahkaha yavaşça ağlamaya dönüştü. Aklı o kadar yerinde değildi ki artık ne yaptığını bile bilmiyordu.
O haliyle Demir'in kapısına gitti. Demir kapıyı açıp şaşırdı ve Pritzel'i süzdü.
Pritzel ateşler içerisindeydi. Ateşi çok yüksekti. Kalbi çok hızlı atıyordu. Bir anda Demir'in kollarında bayıldı. "Sevgilim" sözleri çıktı ağzından bilinci tamamen kapanmadan önce.Demir onu koltuğa yatırıp annesinden yardım etmesini istedi.
"Ne sevgilisi kızım? Daha doğru düzgün aramızda bir şey bile geçmedi. Bi anlık gazla öpüştük diye bu kadar kudurulur mu? Daha birbirimize açıldığımız ilk günün ardından nerdeyse bi kızı öldürüyodun herkesin önünde. Sikeyim böyle işi bana neden hep böyle şeyler oluyor ki!?"
Diye mırıldanıyordu içinden sessizce annesi mutfakta bez hazırlarken.Melek suratlı Pritzel'in kapalı gözlerine gitti gözleri sonra bir anda. Pembe dudakları.
"Yine de aklımdan çıkmıyosun ki kızım. Haline baksana nasıl tek bırakayım seni bundan sonra..."
Derin bir nefesle uyandı Pritzel.
Derin nefesler alıp vermeye devam ederek korku içinde Demir'e baktı.
Kalbindeki ateşi sevdiklerine de sıçratacağından hiç haberi yoktu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANATLI AŞK
RomantizmCennetteki hayatından kovulan hafızasız bir melek, insanlarla dolu bir lise. Meleğin prensi onun aşkı için kendisini riske atıp gizlice dünyaya gelerek onu bulmaya çalışacaktır. Ama hafızasını kaybeden beyaz melek çoktan bir dünyalıya aşık olmuştur...