{Teoman - Renkli Rüyalar Oteli}
Keyifli okumalar...
Sabah uyandığımda acıyan gözlerimi ovalayıp yataktan kalktım. Acaba bugün beni nasıl işkenceler bekliyor? Elimi yüzümü yıkayıp camdan dışarı baktım. Çok fazla adam vardı.
Burdan kaçmam imkansız!
Umarım benim yüzümden Aras'a ve ailesine zarar vermez.
Kapının açılmasıyla bakışlarımı kapıya çevirdim. Okan gelmişti. Yanına gidip konuştum.
"Gerçekten mafya mısın?"
İnşallah değildir, beni korkutmak için uydurduğu bir yalan olsun.
"Evet." Dediğinde gözlerim doldu.
"Neden bana daha önceden söylemedin?"
"Benden korkup kaçarsın diye. Ben seni kaybetmekten korktum. Çünkü seni seviyorum!" Dediğiyle kahkaha attım.
"Of güldürme ya!" Bana ters ters baktı.
"Ben komik bir şey söylemedim!"
"Beni sevdiğini söylemen komik değil mi?"
"Hayır!" Sert bir şekilde konuştuğunda göz devirdim.
"Neden geldin? Ne istiyorsun?" Dediğimde bana yaklaştı. Elini koluma koyup beni kendine sert bir şekilde çekti.
"Kokunu özledim." Diyerek burnunu boynuma bastırdı. Yüzümü buruşturup uzaklaşmaya çalıştım.
"Uzak dur benden!" Diyerek kolumu tutan elini çözmeye çalıştım.
"Senden nasıl uzak durabilirim karıcım?" Dedi ve boynuma öptü.
"Senden iğreniyorum!" Sertçe kolumu çekip uzaklaştım. "Tekrar söylüyorum benden uzak dur!" Kaşlarını çatıp üstüme geldi.
"Sen benim karımsın sana istediğim gibi dokunurum, istediğimi de yaparım!" Sinirle soludum.
"Evet kağıt üstünde karınım! Allah kahretsin ki öyle ama ben senin malın değilim! İstediğini yapamazsın!"
"Malımsın lan istediğimde geleceksin, istediğimde gideceksin, anladın mı küçük fahişe!" Gözlerim kocaman olmuş ona bakarken gözlerim doldu.
Ben nasıl bir adamı sevdim.
Tanıştığımızdan beri bana çok iyi davranırdı.
Aklıma gelen anıyla gözümden bir yaş süzüldü.
Okanla el ele tutuşmuş alışveriş yapıyorduk. Gördüğüm mağazayla Okan'ı oraya çekistirdim. Mağazaya girip hayranlıkla baktım etrafa, çok güzel kıyafetler vardı.
Gördüğüm elbiseyle Okan'ın elini bırakıp elbisenin yanına koştum. Okan göz devirip peşimden geldi.
"Okan bu çok güzel bir elbise, hemen deneyip geliyorum." Diyerek kabine koştum, hemen üstümdekileri çıkarıp elbiseyi giydim. Kabinden çıkıp Okan'ın karşısına geçtim.
"Nasıl olmuşum?" Diyerek etrafımda döndüm.
"İyi olmuş."
"Odun." Diye mırıldandım. Omzumda bir el hissedince arkamı döndüm.
Bu çalıştığım kafede ki kızdı. Birlikte çalışmıştık sürekli kavga ederdik. İyi anlaşamazdık. Bir kere ayağıma çelme takıp düşürmüştü beni, elim de doluydu. Benim düşmemle yemekler havada uçuştu. Bunu gören patron Ezgiyi kovmuştu.
Yüzümü buruşturup 'ne var' anlamında başımı salladım.
"Seni gördüm bir selam veriyim dedim. İyi yapmış mıyım?"
Yapmacık gülümsememle "ya ne kadar iyi yapmışsın." Dedim.
"Yalnız üstünde ki elbiseyi ben alıcaktım!" Dediğinde tek kaşımı kaldırdım.
"Başka yok mu gidip alsana."
"Ben bunu beğendim canım. Çıkar elbiseyi işim var!"
"Kızım sen başıma bela mısın? Başka elbise mi yok, siktir git bu elbise benim!"
"Çıkar şunu ben senin üstündekini beğendim." Diyerek elbiseyi çıkarmaya çalıştı.
Manyak karı!
"Napıyorsun be birisi görücek aptal!" Bildiğin beni soymaya çalışıyor.
Elbiseyi çekiştirmeye devam ederken elbiseden ses geldi. Ben gözlerimi kocaman açmış Ezgiye bakarken sırıttı.
Elbiseye baktığımda göğüs kısmı yırtılmıştı. Hemde baya büyük bir kısım.
Sinirle soluyup ellerimle önümü kapattım. Göz ucuyla Okan'a baktığımda öylece izliyordu. Göz devirdim. Bir kez de beni korusa şaşarım.
"Naptığını sanıyorsun! Bu elbiseden başka yokmuş gibi bana saldırdın!"
"Ne güzel iyilik yaptım işte. Bu şekilde daha iyi orospuluk yaparsın." Diyerek göğüslerimi süzdü. Gözlerimi sonuna kadar açıp ellerimle daha sıkı sardım vücudumu. Ağzımı açıp bir şey söyleyecekken Okan'ın konuşmasıyla sustum.
"Ne diyorsun lan sen! Herkesi kendin sanma! Laflarına da dikkat et yoksa ben ettirmesini bilirim!" Ezgi yüzünü buruşturup mağazadan çıktı.
Vay be Ozan korudu beni.
Duygulandım.
"Üstümü değişip geliyorum." Diyerek kabine girdim, benim ardımdan Okan'ın girmesiyle şaşkınlıkla ona baktım.
"Noldu?"
"Sana kimse öyle diyemez anladın mı beni!" Diyerek sertçe konuştuğunda kafamı olumlu anlamda salladım.
"Beni koruduğun için teşekkür ederim." Diyerek gülümsedim.
"Teşekküre gerek yok, öpmen yeter." Diyerek bana yaklaşmasıyla bende ona yaklaştım.
Dudaklarımız birleştiğinde kollarımı ensesine doladım. Onun bir eli yanağımda bir eli de belimdeydi. Öpüşmemiz şiddetlenirken kalçamdan tutup kaldırdı. Ayaklarımı beline sardım.
Okan dudağımdan ayrılıp boynumu öpmeye başladığında kafamı kaldırıp ona yer açtım. Boynumu ısırdığında inledim. İnlememle beni kendine bastırdı. Elbisenin yırtılmış yerinden öperken kucağından indim.
Kaşlarını çatarak bana baktı.
"Hadi çıkta üstümü değişeyim." Diyerek onu kabinden çıkardım. Kabinin önünde bekleyen kadınlar bize garip garip bakarken elbisenin yırtılmış kısmına baktılar. Ben kızarırken konuştum.
"Biriyle kavga ettim de ondan şey oldu." Diyerek geveledim. Onlar önlerini dönerken ofladım. Yanlış anladılar.
Üstümü değişip kabinden çıktım. Elbisenin parasını ödeyip mağazadan ayrıldım. Ama etrafta Okan yoktu. Telefonumu çıkarıp Okan'ı aradım. Cevap vermeyince etrafa baktım. Yarım saat bekledikten sonra gitmiştir diyerek taksiye bindim.
Beni neden orada bırakıp gider ki?
Göz yaşımı silip "fahişe demek" diyerek mırıldandım.
Sevdiğim adamı hiç tanımamışım!
"Ben varken beni bırakıp Aras'ın altına girmedin mi lan!" Diye kükremesiyle yüzümü buruşturdum.
"Düzgün konuş! Kimsenin altına girdiğim yok anladın mı! Öyle bir şey olsa da seni zerre ilgilendirmez!"
Kadın deyince aklına sadece seks gelen erkeklerden ne beklersin ki!
"Ne demek ilgilendirmez! Ben senin kocanım!"
"Kocam falan değilsin anladın mı? Değilsin!" Yanağımda hissettiğim acıyla yüzümü buruşturdum.
Şerefsiz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI +18
Mystery / Thriller"Siz Arya Akın hiç bir baskı altında kalmadan kendi hür iradenizle Okan Şen'i eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" Diye soran nikah memuru ile Okan'a bakıp gülümsedim. Ardından "Evet!" diye bağırdım. Okan da gülümserken nikah memuru yine konuşmaya...