Merhaba, umarım neler olduğunu unutmamışsınızdır. Unutmanız çok normal ehe :) Neyse önceki bölümün son paragrafıyla başlayacağım küçük hatırlatma için. İyi okumalar <3
Saiki kaşlarını çattı, bu kadar çok insanla iletişim kurmaya alışkın değildi ve yorulmuştu. Düşünceleriyle konuştuğu ve ağzını kıpırdatmak zorunda olmadığı günleri özlüyordu. Daha fazla enerji harcama gibi bir niyeti yoktu, Yumehara'yı belinden tutup kapının önüne koymuştu. Yumehara bu hareketinden dolayı Saiki'ye anlamsız bir şekilde bağırıyordu, bir anda Saiki'nin ne kadar güçlü olduğunu fark edip kızardı. Böylesine güçlü olması onu etkilemişti. Saiki kapıyı Yumehara'nın suratına kapattıktan sonra sesli bir şekilde nefes verdi. "Yare yare, Teruhashi'nin bana olan sevgisi bile Yumehara'nın şıpsevdi aşklarından daha gerçektir."
-
Saiki yatağında uzanmış bir şekilde tavanını izlerken gün içerisinde olanları üçüncü defa her detayıyla birlikte düşünmüştü. Bunu yaptığı için dolaylı olarak üç kez Nendo'yu düşünmüş olmuştu, yüzünü buruşturdu. Her ne olursa olsun Nendo'yu düşünerek zeka seviyesinni düşmesine izin veremezdi. Yattığı yerden doğruldu, Nendo'dan daha büyük sorunlarının olduğunu biliyordu. Nendo bir problemmiş gibi davranarak asıl sorundan kaçabileceğini ummuştu ama bu yöntemin onun beynini eritebileceği gerçeğini unutmuştu. Bu yüzden tekrardan Teruhashi sorununa odaklandı.
"Teruhashi'den önce güçlerimin geri gelmiş olmasına mı odaklansam?" Kendisine yeni bir oyalanacak konu bulmuştu ama bu da çok uzun sürmemişti. Güçleri geri geliyordu ve bundan hoşnuttu. Sesli bir şekilde nefes verdi, Teruhashi ile konuşması gerekiyordu ve bunu gerçeği kabullenmesi yaklaşık iki saatini almıştı. Ayağa kalktı, yürüyerek Teruhashi'nin evine gitmeye başlamıştı. Yavaş yavaş gidiyordu, her yavaş adımının Teruhashi'nin nefretinin azalması için harcandığını umuyordu ama Teruhashi'nin öfkesi büyüyor da olabilirdi.
Annesi ağır adımlarla evden dışarıya çıkmaya yeltenen Saiki'nin önüne dikilmişti. Saiki gözlerini devirmek istedi ama donuk yüz ifadesini bozmadı, sadece içinden göz devirdi. Annesiyle konuşmaya enerji harcamak istemiyordu. Annesi hiç istifini bozmadan üzerine doğru yürüyen oğluna en tehlikeli bakışlarından birisini yollamasına rağmen geri adım atmamış olmasına şaşırmıştı. "Kusuo neler oluyor?" Saiki cevap vermemişti, annesinin canını yakmamaya çalışarak onu kenara ittirmiş ve yoluna devam etmişti. Kontrolsüz gücünden dolayı annesi yere düşmüştü. "Üzgünüm, bilerek olmadı. Beceriksiz ağabeyimin beceriksiz güç sınırlayıcısı işe yaramıyor ve artık güçlerimi kontrol bile edemiyorum. Yani her şeyi daha berbat etti, beceriksiz."
Kusuke oturduğu koltuktan kalkıp annesinin yanına geldi. Annesi Kusuke'nin onu kaldıracağını düşünüp memnun bir şekilde elini uzatmıştı ama Kusuke bunun farkında bile değildi. Kusuo'ya laf atmaya gelmişti. "Ergen küçük kardeşim büyümüş de aşk işlerine karışmış, atarlarını çekeceğiz bir süre."
"Yare yare." Saiki cevap vermek için ağzını açmıştı ki annesi olduğu yerden fırlayıp Saiki'nin yanaklarını sıkmaya başladı. Saiki bu durumdan hoşnut değildi ama onu yere düşürdüğü gerçeğini göz önünde bulundurarak yaptıklarına katlanmaya karar vermişti. "Benim oğlum aşık mı oldu, normal çocuklar gibi? Bugün yaşanan kargaşanın nedeni bu muydu? Ah benim Saiki'm, ne oldu? Bana her şeyi anlatabilirsin." Saiki annesinin duracağını ummakla hata ettiğini anlamıştı, annesine zarar vermemek için çok ağır bir biçimde annesinin ellerini kendinden uzaklaştırdı ama annesinin herhangi bir cevap almadan durma gibi bir düşüncesi yoktu. Tekrardan Saiki'nin yanaklarıyla oynamaya başlamıştı, Saiki yavaşça ona engel olmaya çalıştığı için annesine engel olduğu söylenemezdi. Kusuke köşede olanları sinsi bir şekilde gülerek izliyordu. Kusuo sesli bir şekilde nefes verdi. "Sevgilimin yanına gideceğim, bırakırsan."
Annesi Saiki'nin dediğini beyninde hissettiği anda geri çekilmişti. Gözlerindeki ışıltılar birkaç sokak öteyi bile aydınlatabilirmiş gibi duruyordu, Saiki gözlerini kıstı. Kör olmak istemiyordu. Kusuke ise Saiki'yi duyduğu anda kaşlarını çatmıştı. "Sevgilin mi?" Saiki cevap verme ihtiyacı duymadan evden dışarıya çıkmıştı, Kusuke'nin evde çıldırdığını tahmin edebiliyordu çünkü Kusuke'nin hiç sevgilisi olmamıştı. Bu konuda da Kusuo'nun onu yenmesine izin veremezdi. Kusuke, Kusuo'nun ardından evden çıkıp en yakın kafeye gitmişti, sevgili yapacaktı.
Saiki nihayet Teruhashi'nin evinin önüne geldiğinde durdu ve düşündü. Burada olmasının mantıklı bir açıklaması yoktu. Nihayet Teruhashi'den kurtulmuştu ve bu onun en çok istediği şeydi. "O zaman şu anda niye evinin kapısının önündeyim?"
Bu soruya akılcı bir cevap bulamamış olması onu rahatsız etmişti, sesli bir şekilde boğazını temizleyip arkasını döndü. Bunu yapamazdı, bu yaptığı Teruhashi'ye umut vermekti ve Teruhashi'ye umut vermek demek oyunun en baştan başlaması demekti. Yüzünü buruşturdu, bu isteyeceği en son şeydi.
"Hey!" Saiki evden yavaş yavaş uzaklaşırken duyduğu sesle olduğu yerde durmuştu. Bu sesin sahibinin kim olduğunu biliyordu, bu iğrençliği duymasa bile hissedebilirdi. Arkasına dönüp ona bakma zahmetine girmek istememişti çünkü sesin sahibinin yüzünü görmek Saiki'nin bu dünyada yaşayabileceği en tiksindirici olaylardan birisiydi. "Yare yare, ne istiyor acaba?" Bu sorunun cevabını aslında az çok biliyordu. "Bana bak!" Saiki duruşunu yine bozmamıştı. "Ne istiyorsun?" Teruhashi'nin ağabeysi ayaklarını sertçe yere vura vura Saiki'nin yanına gelmişti. Saiki'yi döndürmek için elini omzuna attığında, Saiki hızlıca kaçınmıştı. Onun iğrenç elinin bedenine değmesini istemiyordu. Dokunmasındansa yüzünü görmeyi tercih ederim, diye düşünüp arkasına dönmüştü. "Evet, ne istiyorsun?"
"Bunu!" derken zayıf yumruğunu Saiki'ye doğru sallamıştı, Saiki elbette yumruktan kaçmıştı. Makoto birkaç yumruk daha sallamış ama hiçbirini isabet ettirememişti. Beşinci yumruğu da hava ile buluştuğunda nefes nefese kalmıştı. Ellerini dizlerine dayamış, eğik bir şekilde duruyordu. Saiki de tiksinerek onu izliyordu. İğrenç olduğu kadar güçsüz de, diye geçiriyordu içinden.
"Dünyalar güzeli Kokomi'mi nasıl reddedersin?" Nefes nefese olduğu için kelimeleri teker teker ağzından çıkarıyordu. "Yani Kokomi ile çıkmamı mı istiyorsun?" Makoto sırtını dikleştirip boğazını temizledi, hala nefes alışverişi bir düzene oturmadığı için zor konuşuyordu. "Hayır reddetmeliydin zaten." Makoto'nun yüz ifadesi gittikçe çirkinleşmeye başlamıştı. Saiki daha ne kadar çirkin olabilir diye mimiklerini takip ediyordu. Güçleri tekrardan aktif olduğu için Makoto'nun pislik düşüncelerini tamamen duyabiliyordu, o an tekrar güçlerini kaybetmeyi diledi.
İnsanların hayatına karışmamayı hayatının temeline oturtmuş olan Saiki, hiçbir şeye karışmadan oradan çekip gitmek istiyordu ama bu duruma karşı kayıtsız kalamamıştı, tıpkı diğer arkadaşlarının başına gelen olaylara kayıtsız kalamadığı gibi.
Makoto'nun varlığını umursamadan gözüne çarpan ilk sokağa sapıp Teruhashi'nin odasının kapısının önüne ışınlanmayı denedi. Şu anda hastalıklı ağabeysi evin önündeyken içeriye giremeyeceğini biliyordu. Ama ilk denemesi başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Işınlanamıyordu, bir kez daha denedi. Yine ışınlanamamıştı. İstemediği anlarda çalışan, istediğinde işe yaramayan gücüne sinirlendiği için olduğu yerden çıkıp Makoto'ya doğru ilerledi. Bir yerlere yumruk atmak istiyordu ve yumruğun boşa gitmesini istemiyordu.
Makoto her zamanki donuk ifadesiyle karşısında beliren Saiki'yi umursamamıştı çünkü gittiğinin bile farkında değildi. Sadece düşünceleri bölünmüştü ve bunu önemsemiyordu. Ona gidebileceğini söylemek için ağzını açmıştı ki Saiki yumruğunu Makoto'nun çenesine savurmuştu. Makoto tek yumrukla yere yığılınca Saiki gülümsemişti, gülümsediğinin farkına varınca hemen sabit bakışlarını geri getirmişti.
Attığı yumruk kesinlikle onu rahatlatmıştı. Ellerini cebine sokup oradan uzaklaşırken son kez ışınlanmayı denemek istemişti. Nedenini düşünürse denemeyeceğini bildiği için düşünmeden şansını denedi ve gözlerini açtığında Teruhashi'nin kapısına bakıyor olarak buldu kendini.
-
Merhaba ve üzgünüm. Biliyorum yb çok geç geldi, söz bir daha arayı çok açmayacağım.
Umarım beğenmişsinizdir <3 Biraz hızlı bir bölüm oldu çünküüü
Özür olarak yarın da bir bölüm yayımlayacağımm ve o bölümü yazıyorum. ;)
:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karşılık | Saiki K.
RomantizmSaiki K. animesi fanfic Saiki K. izlemeyenlerin de okuyabileceği şekilde ayarlanmış bir kitaptır. Saiki'nin yüzünde belli belirsiz bir gülümseme gölgelendi. "Eğer güçlerimizi birleştirirsek başarısız olma şansımız yok, biz yenilmeziz." diye geçirdi...