Plan-B - Bölüm 11

419 21 8
                                    

(Hye-Ji)

-Lise Yılları-

"Ya Hye-Ji, Young Soo okul çıkışı seni arka bahçede bekleyeceğini söyledi." dedi Min-Hee sıraya oturarak.

" Ne dedin sen? Beni mi beklyecekmiş? Neden?" diye bağırdım.

Fazla bağırdığımı farkedip ders çalışanlardan özür dileyip Min-Hee'ye;

"Nedenini söyledi mi?" diye sordum.

"Aptal! Ben nerden bilebilirim?" dedi.

Düşüncelerimi bir kenara atıp önümde duran test kitabına odaklandım.

Okul çıkışı arka bahçeye gittim. Kimse yoktu. Tam gideceğim sırada;

"Ya Hye-Ji. Üzgünüm.Geç kaldım. Öğretmenden bir ton öğüt dinledim. Özür." dedi nefes nefese. İyi gözükmüyordu.

"Çantamdan... as-astım ilacımı çıkarır mısın?" dedi çantayı bana uzatarak.

Aceleyle çantayı alıp ön gözünde duran ilacı çıkarıp Young Soo'ya uzattım.

"Teşekkürler. Gelmeyeceğimi sanıp gideceğinden korktum. Çok şükür burdasın." dedi.

Gülümsedim. Çantasını uzattım.

Bir kaç dakika soluklandıktan sonra;

"Aslında seni buraya şu sebepten dolayı çağırmıştım." dedi çantasından bir kağıt çıkarırak. Kağıdı bana uzattı.

Geometri sınav kağıdıydı. Kağıdı inceledikten sonra;

"Woah! Geometride gerçekten kötüsün. Dur tahmin edeyim az önce hoca sana bunun yüzünden öğüt verdi." dedim.

Hocanın taklitini yapmaya çalışarak kollarını birleştirdi.

"Çok çalışmalısın Young Soo. Bu gidişle bırak iyi bir üniversite kazanmayı, sınıfı geçebileceğini sanmıyorum..."

"O yüzden.." dedi sırıtarak.

"Seni çalıştırmamı istiyorsun." dedim

Parmağını şıklatarak;

"Kesinlikle." dedi.

"Bundan çıkarım ne olacak?" diye sordum.

"Hafta sonu sen ve ben sinema? "

Young Soo ile fazla yakın bir arkadaş değildik. Fazla arkadaşı yoktu. Yalnız olmayı seven biriydi. Gizemli bir kişiliği olmasına rağmen Young Soo'ya karşı beslediğim duygular da cabasıydı.

"Anlaştık." dedim gülümseyerek.

-Günümüz-

Young Soo ile liseli yıllarımda flörtleşmiştik. Fakat kendisi ayrılmak istediğini söyleyip kayıplara karışmıştı. Daha sonra onu gördüğümü hatırlamıyordum. Ayrılmak istediği gün zaten onu hayatımdan çıkarmıştım.

"Hye-Ji?" dedi şaşkınlıkla. Bu kadar şaşırdığına bakılırsa beni görmeyi beklemiyordu.

"Merhaba." dedim.

"Üzgünüm." dedi.

"Senin geleceğinden haberim yoktu. Babam iş yemeği olduğunu söylemişti." dedi.

Young Soo'nun babası kahkaha atarak;

"Seni buraya getirtmenin en iyi yolu iş yemeği olduğunu söylemekti. Diğer türlü yemeğe çıkmayı pek kabul etmiyorsun." dedi.

Young Soo,babamı selamladıktan sonra masaya oturdu. Bende babamın yanına oturup beklemeye başladım.

Siparişler geldiğinde babam ile Young Soo'nun babası gençken yaptıkları haylazlıkları anlatıyorlardı. Bende sıkıldığımı belli etmemek için söylediklerine boş boş gülüyordum. Bir yandan masanın altından Jin-Hyuk'a mesaj atıyordum.
"Büyüklerle yemeğe çıkmanın kötü yanlarından biri onların geçmiş hakkındaki hikayelerini dinlemeye maruz kalmak."

YOU ARE NOT BADHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin