"Merhaba ben Woo-Jin. Sen benim yeni ablam olmalısın."
Abla olmak mı? Haha.
O sırada kapının arkasında babam belirdi.
"İçeri geç." diyerek beni içeri aldı.
"Beni bunun için mi çağırdın?Ben buraya onlarla tanışmaya gelmedim. Ben buraya onlar hakkında tartışmak için geldim." diye söylendim.
Odayı işaret ederek;
"Gir" diye emir verdi.
Gözlerimi devirerek içeri girdim.
Ah cidden! Bu kadın burda olmak zorunda mıydı? Odanın diğer köşesine geçerek babamı beklemeye koyuldum. 10 dakika geçmesine rağmen babam gelmemişti. En sonunda sıkılarak kapıya doğru yürüdüm.
Tam çıkacağım sırada kadın bana doğru gelerek kolumu tuttu.
"Böyle tanıştığımız için üzgünüm Hye-Ji. Baban gelmeyecek. Seninle konuşacaklarım var. O yüzden beni dinlemeni rica ediyorum." dedi.
Elini kolumdan indirip;
"Benimle ne konuşabilirsin merak ediyorum.Seni dinliyorum." dedim.
Kadın -Adını tam hatırlayamadığım için ona kadın diyerek hitap ediyordum.- bir anda diz çöktü.
Diz çökmesi beni rahatsız etmişti.
"Hah Cidden!" diyerek diyerek diyeceklerini dinlemeye koyuldum.
"Nerden başlasam bilmiyorum.Babanla bir hata yaptım evet bu doğru. Evet yaptığım hatanın cezasını fazlasıyla çekiyorum. Beni affetmeni falan beklemiyorum. Senden ne kadar özür dilesem beni kabul etmeyeceğini biliyorum. En azından beni kabul etmesen bile Woo-Jin'i kabul et. Benim yaptığım hatanın cezasını o değil sadece ben çekmeliyim. Sadece oğlumun güzel bir hayatı olsun istiyorum" dedi.
O anda ne diyeceğimi bilmiyordum. Evet onu affedemezdim. Peki ya o çocuğu?
Kadın göz yaşlarını silip ayağı kalktı.
"Hye-Ji olanlar için gerçekten üzgünüm. Hayatını mahfettiğim için özür dilerim. Geçmişi düzeltemem belki ama gelecek için ne gerekiyorsa yapabilirim."
"Neden onu kabul edip etmemem bu kadar önemli?" diye sordum.
"Woo-Jin'in hayatı için elimden bir şey gelmiyor fakat sen ablası olarak en azından ona yardım edebilirsin."
Dünkü sinirim bu sözlerden sonra uçup gitmişti.
"Onun varlığını kabullenebilirim ama ablası olamam üzgünüm" dedim.
Ablalık bana göre değildi.Bu zamana kadar tek çocuk olduğum için bir kardeşe sahip olmak nasıl bir şey bilmiyordum.Öğrenmekte istemiyordum.
"Senden sadec..." dediği sırada kapı açıldı içeri koşar adımlarla biri girdi.
"Anne!!" diye bağırarak kadına sarıldı.
Hemen arkasından babam içeri girdi. Ortamı garip bir sesslizlik kaplamıştı. Woo-Jin annesinin kucağından inip bana doğru yaklaştı. Cebinden bir tane lolipop çıkarıp gülümseyerek bana uzattı. Lolipopu ilk başta almaya niyetim yoktu ama ısrarla uzatmaya devam edince;
"Teşekkür ederim." diyerek uzattığı lolipopu aldım.
Bu çocuğu sevmeli miydim? Ona ablalık yapmalı mıydım? Yoksa ona kötü davranıp benden nefret etmesini mi sağlamalıydım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOU ARE NOT BAD
Fiksi Penggemarİntikam Almak İsteyen Bir Genç Bu İntikamı Engelleyecek Olan Bir Kız Peki Ya Sonuç?