9

1K 64 19
                                    


Felix pov

Sabah kalmayı planladığımdan neredeyse 6 saat geç uyanmıştım ve o da kendi istediğimle değil, Jisung'un horlama sesleriyleydi.
Yataktan kalkıp odadaki tuvaleti kullandım ve telefonumda biraz dolandım.
Bu gün ablamın yanına gidip evin anahtarını alacaktım. Daha fazla ne burada ne de diğerlerinin evinde kalamazdım.

Hyunjin kapıyı tıklatıp girdiğinde Jisung'ta yavaş yavaş uyanmaya başlamıştı.
"Biz kahvaltıyı hazırladık, sizi bekliyoruz."
Tam kapıyı kapatacakken konuştum.
"Ben çıkacağım şimdi."
Bana sert bi şekilde bakıp kapıyı sertçe örtmüştü, bazen bu halleri korkutucu oluyordu.

O ara ben kıyafetlerimi giyinmek için tişörtümü çıkarmıştım ki Jisung çığlığı basmıştı.
"EYVAHLAR OLSUN, BENİ TECAVÜZ EDİYORLAR, TACİZ EDİYORLAR KOMŞULARRRR."
Jisung'un susması için yanda duran yastığı ona fırlattım.
"Jisung iyi misin sen? beni kaç defa gördün böyle."
O ara yine kapı açılmıştı.
"Jisung bir daha sesini duyarsam senin ses tellerini ip yapar burdan aşağıya sallandırırım anladın mı beni."
Chan ona sert ve tehditkar bi şekilde bakarken gözleri bana kaymıştı. Gözleri saniyelik kocaman olunca üstümün çıplak olduğu aklıma gelmişti. O hemen arkasını dönüp giderken bende kıyafetlerimi giyindim. Tanrım çok utanç vericiydi.




"Abla ne demek gelemem ya, kalacak yerim yok diyorum anlamıyor musun?"

"Felix birkaç gün idare et lütfen."

"Hayır abla gelip senden anahtarı alıp eve geçeceğim."

"Felix buraya tren biletleri 120 dolar. Cebinde o kadar para var mı acaba? Hadi var diyelim bir de bunun dönüşü var. 240 doların var mı?"

Derin bir nefes verip saçlarımı çekiştirdim.

"Of abla of. Ne yapıp edip geleceğim."

Telefonu kapatıp balkondan içeri girdim. Hepsi yemek yemek için beni bekliyordu Jisung ile göz göze gelince hemen lafa girmişti.
"Bir sıkıntı mı var?"
Kafamı olumsuz anlamda salladım. Onlara güvenip bir şeyimi anlatamazdım.

Hepimiz sessiz sessiz yemeğimizi yerken Hyunjin lafa girmişti.
"Bugün çocuklara konuştum, Seungmin iş seyahati için şehir dışına çıkmış."
Kafamdan resmen sıcak sular dökülüyordu çünkü buradan çıkıp seungmine gitmeyi düşünüyordum, sikeyim.

Düşünmeye başladım. Seungmin'in arabası vardı ama şehir dışında, changbin fakir, jeongin zaten okuyor, minho desen zaten. eee kimse kalmamıştı, Ben ne bok yiyecektim?
Başka arkadaşlarımı düşünüyordum.
Younghoon olmazdı, kendisi çok götü kalkık biriydi ona ne kalmaya ne de beni ablamın yanına götürmesini isteyebilirdim.
Soobin zaten ful erkek arkadaşıylaydı ben rahatsız etmek istemem.
Sangyeon... hayatta olmazdı... Sangyeon konusuna hiç girmek istemiyorum.

Jisung'un beni dürtmesi ile yerimde irkildim.
"daldın gittin bir şey mi oldu?"
Hayır anlamında kafamı salladım. Onlara söylemeyecektim.
Hyunjin yine lafa girmişti.
"Dünden beri işlerim var, işlerim var diyordun. Buradan otobüs duraklarını bulabilecek misin?"
Beni evinden kovuyormuş gibi hissediyorum.
"Bulurum neden bulmayayım? Buraya kaç defa geldim. Her neyse ben çıkayım artık."
Ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdüm ve ayakkabılarımı giyinirken Jisung beni kolumdan çekip Hyunjin'in odasına sürükledi.

F U Till I F UHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin