10 Nisan 2020Chan pov
"Bang chan ben hâla senin arkadaşlarınla konuşmaya çekiniyorum. Tanışmasak mı?"
Saçlarına öpücük kondurdum.
"Saçmalama sevgilim, hem onlar seni çok sevecekler, merak etme."
"Senden de daha çok mu sevecekler?"
Bana sırıtarak bakarken hafifçe kahkaha attım.
"Kimse seni benden daha çok sevemez gün ışığım"5 Haziran 2020
Felix pov
"Bang chan çok fazla çalışmıyor musun? Hastalanacaksın."
Beni kucağına doğru çekince ağzımdan küçük bi çığlık çıktı.
"Sen beni mi düşünüyorsun güzelim."
Göz devirmiştim.
"Başka kimi düşünebilirim Chan? Tabikide seni düşünüyorum."
Boynuma birkaç öpücük kondurdu.
"Ölürüm sana."19 Temmuz 2020
Felix pov
"Kimdi o Felix?"
Yüksek sesiyle yerinden irkilmiştim. Yaklaşık 15 dakikadır bunun kavgasını yapıyorduk ama asla anlamıyordu.
"Chan anlamıyor musun çalıştığım yerden olan bi arkadaşım öğle yemeğine çıktık bu kadar ne kadar taktın ya?"Sinirle saçlarını çekiştirmişti.
"O çocuğu gözüm tutmadı, onunla konuşma."
Kaşlarımı kaldırmıştım.
"Allah Allah ben senin çevrendeki iş arkadaşlarına karışıyor muyum Chan? Ben sana karışmıyorsan seninde bana karışmaya hakkın yok."
Seslerimiz gittikçe daha da yükseliyordu.23 Ağustos 2020
Bang Chan pov
"Felix ben bu gün eve gelemeyeceğim. Sen tek kalabilir misin?"
"Kalırım tabii"
Bi süre daha konuştuktan sonra telefonu kapatmıştım. Ona sürpriz yapacaktım.
Güzel bi buket alıp bir de güzel güzel yemekler almıştım.Eve geldiğimde yavaşça kapıyı tıklatmıştım. Uykulu gözleriyle kapıyı açtı. Beni görmesiyle şokla gözlerini açtı.
"Chan..."
İçeri girdim ve Buket'i ona doğru uzattım. Buket'i alıp kokladı ve kenara koydu. Ona sıkıca sarıldım ve boynuna öpücükler kondurdum.
"Bu aralar çok kavga ediyoruz Felix. Ben böyle olsun istemiyorum. Lütfen bu zamanları atlatalım hemen."
Yaşlı gözleriyle benden ayrıldı ve dudaklarımızı birleştirdi.3 Eylül 2020
Felix pov
Chan'ın Paniel ile olan konuşmalarını duyunca koşarak ordan uzaklaştım. Benden iğreniyordu. BENDEN İĞRENİYORDU.
beraber yaşadığımız ama onun olan evde eşyalarımı toplamaya başladım. Eğer beni istemiyorsa artık bitmesi gerekiyordu.Eşyalarımı topladıktan sonra onun eve gelmesini bekledim.
"Bebeğim ben geldim."
Gülerek yanıma yaklaşınca kan çanağı olmuş gözlerimle ona baktım.
"Felix ne oldu sana?"
Bana doğru yaklaşınca birkaç adım geriledim.
"Asıl sana sormalı, sana ne oldu?"
Şaşkın suratıyla bana baktıktan sonra tekrar yakınlaşmaya çalıştı.
"Ne oldu ben anlamadım. Fark etmeden seni üzüp, kıracak bir şey mi yaptım?"
Yaşlı gözlerimle ona sertçe baktım.
"Evet. Beni o kadar üzüp kırdın ki Chris. Gidiyorum artık ben."
O da göz yaşlarıyla bana bakarken evden çıkıp koşmaya başladım.
En son kendimi bi kenara atıp Hyunjin'i aradım.