Number One

1. Bölüm - Liste

Angel O’Brian elindeki programa göz atarak apartmana girdiğinde hazırlanmak için yeterince vakitlerinin olduğunu düşünüyordu. Bu akşamki televizyon programı Rachel’ın yeni filminin tanıtımı için önemliydi. Yüksek reytingler eşittir yüksek pazarlama… Gözlerini programdan kaldırarak lüks apartmanın salonunda gezdirdi. Dağınıklığı dillere destan Rachel bu kez kendini bile aşmıştı. Angel içini çekerek açık arttırmadan binlerce dolara aldıkları yüz yıllık lambanın içine düşmüş sutyeni, yangın çıkarabileceğini hiç düşünmeden orada tıkma başarısını gösteren Rachel’a söylenerek parmaklarının ucuyla çekip çıkardı. Lila rengi sutyene bakarken kaşlarını kaldırmıştı. Kulakları onu yanıltmıyorsa Rachel şu anda duştaydı. Cam çatlatacak bir sesle şarkı söylüyordu. Çamaşırı koltuğun üzerine bırakarak elindeki programı katlayıp cebine yerleştirdi. Hizmetçiler olmasa bu evin hali nasıl olurdu düşünmek bile istemiyordu. Gözleriyle odayı taramaya ve onlar yokken eve Rachel’ın kendisi dışında zarar verebilecek bir şeyin olup olmadığını anlamaya çalıştı.

Bakışları büyük camlara doğru yerleştirilmiş çalışma masasının üzerine ilişti. Rachel şehrin nefes kesen manzarasına karşı oturmayı sevdiği için masa böyle düzenlenmişti. Yatak odasının kapalı kapısına doğru bir bakış attıktan sonra masaya yaklaşarak üzerindeki karalamaları aldı. Kaşları çatılmış halde elinde duran listenin ne anlama geldiğini çözmeye çalışıyordu. Listedeki bazı isimleri tanıyordu. Bir oyuncu, bir müzisyen, bir yazar, bir sporcu, bir iş adamı hatta ünlü bir fizik profesörü bile vardı. Diğerlerini tanıdığı söylenemezdi ama listenin içeriği düşünülürse yeteneklerine göre dallarında yetkin birileri olmalıydılar. Sanki her dalın en iyileri bir araya getirilmiş gibiydi. Rachel neden böyle bir liste hazırlamıştı?

O sırada yatak odasının kapısı açılınca Angel elindeki listeyle birlikte döndü. Rachel Jones, film yapımcılarını peşinden koşturan gişe kraliçesi, erkeklerin etrafında pervane olduğu güzel, şık iki parçalık elbisesi içinde odadan çıktı. Uzun, koyu bal sarısı saçlarını sanki öylesine başının tepesinde toplamıştı. Ancak Angel bu topuzun bir saatlik uğraş neticesinde meydana geldiğini biliyordu. Makyajı kusursuzdu, abartılı değil sadece güzelliğinin çizgilerini belirginleştiren hafif makyajı sayesinde göz kamaştırıyordu. İnce, narin ama gerektiği yerlerde dolgunlaşan vücuduyla her erkeği kendine iki kere baktıracak bir kadındı. “ Angel! Bu gece çok şıksın. “ Rachel ışıltılar saçan bir gülümsemeyle ona yaklaşırken Angel elindeki listeyi genç kadının yüze doğru uzattı.

“ Bu ne Rachel? O güzel kafanda neler planlıyorsun yine? “

Rachel duraklayarak listeye baktı ve sonra hışımla listesini elinden alarak çantasının güvenli karanlıklarına kaldırdı. “ Seni ilgilendirmez. “ Angel bir kaşını kaldırarak en alaycı sen ciddi misin bakışını attığındaysa Rachel sadece görmezden gelmişti. Genç adam ellerini genç kadının narin omuzlarına koyarak onu kendisine bakmaya zorladı. “ Rachel… Dostun olduğumu biliyorsun değil mi? “ “ Elbette biliyorum Angel. Ama.. “ Özenle makyajını yapmış olmasına rağmen Rachel dudaklarını ısırdı. “ Ve ne kadar uğraşırsan uğraş benden bir şey gizleyemeyeceğini de biliyorsun değil mi? “ Rachel gözlerini kısarak yakışıklı genç adama baktı. İşte bu yüzden listesinde yer almıyordu. Onun bütün zayıf noktalarını bilen bir adamı listesine alamazdı. Gerçi büyük planlarını paylaşabileceği fazla arkadaşı yoktu. En azından gerçek arkadaşları… Angel sektöre girdiğinden beri yanında yer almış, ona yardımcı olmuş, korumuş, bir menajerden çok arkadaşı olmuştu. İçini çekerek pes halde koltuğa oturdu.