9. Bölüm - Suçlu

290 30 5
                                    


İçeri girdiğinde Lindsay ve Angel ayağa kalkmışlardı ama Alex dayandığı masadan hiç istifini bozmadan ona bakmaya devam etmişti. " Siz çıkabilirsiniz. Benim bu genç bayanla konuşacağım bazı konular var. " Angel endişeyle ikisine de baktıktan sonra kardeşine " Fazla sert davranma. " diye fısıldadı. O bile Rachel'ın azarlanması gerektiğinde hem fikirdi. İkisi çıktıktan sonra Alex bir süre daha onu süzmeye devam etmişti. İçinde bulunduğu göz hapsinden iyice bunalan Rachel sonunda isyan etti.


" Eğer beni kovmak istiyorsan Robinson, hiç durma!!! "


************************************


Alex kollarını geniş göğsünde kavuşturarak dudaklarını büktü ve ona " seninle ne yapacağım ben " dercesine bıkkın bir ifadeyle baktı. " Bak başına büyük bir bela açtığımı biliyorum ama isteyerek yapmadım. Hayatım boyunca ilk defa başka hayatların sorumluluğunu üstlendim. Bazı ufak tefek hatalar yapmam normal. " Alex'in çenesini sıktığını fark edince hemen sustu. Ateşe odunla yürüyordu ve genç adam patlamak üzereydi. Alex dayandığı masadan doğrulup tam önüne geldi, ellerini beline koyarak aman vermez gözleriyle ona baktı.


" Ufak tefek mi? UFAK TEFEK Mİ? Lanet olsun kadın sen bir çocuğu fırtınanın ortasında, dağda, yabani hayvanlarla bir başına bıraktın! Pardon UNUTTUN!!!"


Gürleyen adam Rachel'ın gözlerini kapatarak korkuyla sinmesine neden olmuştu. Dışarıda hala tüm gücüyle gümbürdemekte olan fırtına bile bu adamın yanında hiç kalırdı. Çenesinde hissettiği güçlü parmaklar başını kaldırmaya zorladı. Rachel mavi gözlerini açınca Alex'in fazlasıyla yakında duran gözleriyle göz göze gelmişti. " En kötüsü de ne biliyor musun? Hala yaptığın hatanın ne kadar büyük olduğunu ve ne kadar kötü sonuçlanabileceğini hala idrak edememişsin. " Alex'in gözlerinde gördüğü hayal kırıklığı ve tiksinti karışımı ifade Rachel'ın ağlamak istemesine neden olmuştu. Şimdiye dek kimse ona böyle bakmamıştı. Kimseyi hayal kırıklığına uğratmamıştı. " Kyle orada fırtına yüzünden devrilen herhangi bir ağacın altında kalabilirdi. Yıldırım çarpabilirdi. En kötüsü de fırtına sonrasında yuvalarından çıkacak olan aç vahşi hayvanların saldırısı yüzünden parçalanıp ölebilirdi. Senin ihmalkarlığın yüzünden ben bir çocuğun cesedini ailesine teslim etmek zorunda kalabilirdim. Bütün bunların farkında mısın?" Rachel daha fazla o yargılayan gözlere bakamayarak başını önüne eğdi.


" Üzgünüm... "

" Üzgün olman yetmez. Bu kez şanslıydık. Kyle akıllı bir çocuk, yapması gerekenleri yaparak kendi hayatını kurtarmış. Ama başka bir çocuk olsaydı farklı davranabilirdi, bu yüzden de hayatı tehlikeye girebilirdi. Kyle'ın kurtulmuş olması yaptığın hatayı hafifletmez.

" Özür dilerim. Gerçekten böyle bir şeye neden olmak istememiştim. Kalmak ve daha iyi bir öğretmen olmak istiyorum. Ama eğer gitmemi istersen... Seni anlarım. "

" Ah hayır... Gitmeyeceksin küçük prenses. Yarattığın pisliği temizlemeden bu çiftlikten dışarı adım bile atamayacaksın. "


Rachel şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. Bu adam neden bahsediyordu? " Ne demek istiyorsun? İstesem de gidemem mi yani? Tutsak mıyım burada? " Alex gülerek başını iki yana salladı. " Hala resmin tamamını göremiyorsun değil mi? " Rachel Alex ona gülerken kendini tam bir aptal gibi hissetmişti. Gözden kaçırdığı bir suçu daha mı vardı yoksa? Alex tam bir salağa anlatır gibi tane tane açıklamaya başladı. " Rachel burası özürlü çocuklara yardımcı olan bir vakıf. Buraya gelen çocuklar için ailelerine can güvenlikleri için güvenceler veriyoruz. Oysa sen bir çocuğu ölüm tehlikesiyle baş başa bırakarak Robinson Vakfı'nın güvenilirliğini sarstın. Kyle'ın ailesi bize dava açmazsa şanslıyız. Bu işin sonu vakfın ve çiftliğin kapanmasına kadar gidebilir. Bundan sonra bu çiftlikten başka bir çocuk daha yararlanamayacaksa bunun tek nedeni sensin. " Rachel sarsak birkaç adımla geriledi. Yüzü sapsarı kesilmişti.

Number OneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin