11. Bölüm - Vahşi Hayat

249 23 2
                                    

" Bu da ne demek şimdi? Benim neyim eksik ki? Güzelim, çekiciyim, param ve gücüm var. Milyonlarca erkek benimle birlikte olmak için her şeyi yapabilir." Angel yakışıklı yüzüne yakışan bir gülümsemeyle başını salladı.

" Haklısın. Ama inan bana Alex aşkından ölse yine de seninle birlikte olmayacaktır. Alex bu çiftliği yönetirken ona destek olacak, hayatındaki zorlukları anlayarak onunla birlikte bunların üstesinden gelecek, hayatını onunla birlikte bu çiftliğe adayacak, sorumluluk sahibi, olgun ve güçlü bir kadın arıyor. Yani senin olmadığın her şeye sahip bir kadın."

/////*****//////

" Ama kimse Rachel Jones'a emir yağdıramaz! Göreceksin bak Alex Robinson ne muhteşem bir öğretmen olacağım!" Alex başparmaklarını kemer tokasına takarak başını yana eğdi. Bu kadının davranışları ya onun kendinden çok emin olduğunun ya da tamamıyla beceriksizliğinin göstergesiydi. Onun çalılığa karşı giriştiği mücadeleyi izlerken Alex ikinci olasılığın daha geçerli olduğuna karar verdi. Gömleğini parçalamadan onu kurtarsa iyi olacaktı. Tam bir adım atmıştı ki duyduğu bir hırlama onu olduğu yere mıhladı. Rachel ise hiçbir şey duymamış, mücadelesine devam ediyordu.

Dünyaca ünlü Hollywood yıldızının hayatını kurtarmak için sadece saniyeleri vardı...


*********************************


Rachel çalının inatla bırakmadığı gömleğini kurtarmaya çalışırken siniri iki katına çıkmıştı. Şimdi yırtık bir gömlekle kamp alanına döndüğünde insan değil android olduğundan şüphelenmeye başladığı duygusuz robot Alex Robinson kim bilir onunla nasıl dalga geçecekti. Tam ağzını açmış homurdanacaktı ki bir el ağzına kapandı, arkasında duran kişinin diğer eli de bir kolunu sıkıca kavradı. Bu sanki tanınmış bütün oyuncuların en büyük kabusunun başına gelmesi gibi bir şeydi. Rachel içinden yükselen panik dalgasıyla ciğerlerindeki havayı topladı, tüm gücüyle çığlık atıp mücadele etmeye hazırlanarak omzunun üzerinden baktı ve nefesi boğazında düğümlendi. Onu hareketsiz kalmaya iten Alex'in bedenini tutuşundaki güç değil, genç adamın gözlerinde gördüğü ifadeydi. Alex korkuyordu. Gözleri birer uyarı fişeğiymiş gibiydi. Alarma geçmiş vücudu kaskatı, tetikte ve her an saldırmaya hazırdı. Tehlikedeydiler.


Alex parmaklarını gömdüğü kolunu serbest bırakarak elini dudaklarına götürdü ve sessiz kalmasını işaret etti. Rachel sadece yutkunarak başını sallayabilmişti. Ondan sonra genç adam ağzındaki elini çekti ve büyük bir dikkatle, çabuk hareketlere ses çıkarmadan gömleğini çalıdan kurtardı. Alex Rachel'ı çekerek çalılığın dibindeki bir ağacın gövdesine dayadı. Gözleri kısaca etrafı taradı, ne yapacağına karar vermeye çalışıyordu. Kamp alanından fazla uzakta değillerdi ama koşamazlardı. Kocaman olmuş gözleriyle ona bakan ve bir karar vermesini bekleyen genç kadına baktı. Hayatını ellerine bırakmakta bir saniye bile tereddüt etmemişti, onu kurtaracağından emindi ve kurtaracaktı da.


" Ağaca! Hemen!"


Alex ellerini birleştirerek çömeldi ve ona baktı. Rachel şaşkınlıkla bir birleşmiş ellerine, bir başlarının üzerinde yükselen ağaca baktıktan sonra sarsakça Alex'in avuçlarına bastı. Elleriyle genç adamın güçlü, geniş omuzlarına tutunmuştu. Alex sanki hiç ağırlığı yokmuş gibi onu kaldırıverdi. Rachel da bir zamanlar çocuk olmuştu ve birkaç kez ağaca tırmanmışlığı vardı. En yakın dala tutunarak kendini güzelce yukarı çekmeyi başardı. Alex onun güvende olduğunu gördükten sonra ağacın gövdesine tutunarak hızlı hareketlerle tırmandı ve karşısındaki dala yerleştikten sonra ona yine sessiz olmasını işaret etti. Rachel başıyla onaylayarak etrafa bakındı. Neden kaçıyorlardı? Etrafta tehlikeli birileri veya bir hayvan mı vardı? Derken sorularının cevabı biraz önce takıldığı çalıların arkasından çıktı. Bu kez ses çıkmaması için ağzını kapatan bizzat Rachel'ın kendisiydi.

Number OneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin