Rachel'ın elleri güçlü omuzlarda, Alex'in kim bilir nereye uçmuş şapkası olmaksızın sarı saçları gözlerini alırken, şimdiye dek gördüğü en mavi gözlerle kendisine bakışı karşısında büyülenmişti. " Aslında başka bir şey yapmaya çalışıyordum... Ama önemi kalmadı. " diye mırıldandı Alex. Görünüşe göre büyülenen tek kişi kendisi değildi. Rachel itiraz etmeye fırsat bulamadan Alex onu kendine çekip dudaklarını kavradı.
" Delisin sen biliyor musun? " Rachel gülerek kampa dönerken Alex'in gülümsemesi yavaş yavaş sönmeye başladı. Galiba gerçekten delirtiyordu. Çünkü Rachel Jones'u deli gibi istemeye başlamıştı.
***********///************
Rachel nasıl bu kadar sakin davranabildiğini ve Alex'e arkasını dönebildiğini bilmiyordu ama bunu çok deneyimli bir aktris olmasına borçlu olduğunu düşünüyordu. Çünkü heyecandan dizleri titriyor, kalbi göğsünden fırlayacakmışçasına hızlı çarpıyordu. Her geçen dakika bu adamdan daha fazla etkileniyordu. Alex'in kaba yanları olsa da tanıdığı diğer erkeklerden farklı pek çok yanı da vardı. Bu da Rachel'a çekici geliyordu. Kampa girdiğinde biraz toparlanmıştı. Gözleriyle Angel' ı arayıp buldu.
Lindsay' e çadırları toplamasında yardım ediyordu. İkisinin büyük bir eşgüdüm içinde hareket edişlerini izlerken birbirlerine yakıştıklarını düşündü. Derken Angel Lindsay' in arkasından eğilip kulağına bir şey fısıldadı, göğsü sırtına yapışmış, aralarındaki mesafe kapanmış, Lindsay' in yüzü her ne söylediyse kıpkırmızı kesilmişken fazlaca samimi bir görüntü sergiliyorlardı. Rachel birden ikisinin arasında bir şeyler gelişmiş olduğunu fark etti. Lindsay gülerek Angel' ın omzuna vurup onu itti ama çadır direklerini toplarken hala kıkırdıyordu. Çok tatlılardı.
Rachel bu kampanya sayesinde Angel' ın uzun zamandır aradığı ama bulamadığı gerçek aşkı bulmuş olabileceğini düşünmeden edemedi. Angel sık sevgili değiştiren biri değildi. Ama şimdiye dek onu böyle gülümseten biriyle birlikte olduğunu da hatırlatamıyordu. Onun adına sevinerek arkadaşına yaklaştı. " Dur tahmin edeyim... Ona bir gece buraya kaçıp baş başa kamp yapmayı önerdin değil mi? Yıldızlar, kamp ateşi ve çadır... Hmmm... " Angel kızararak Rachel'ı kolundan tuttuğu gibi Lindsay' in çevresinden uzaklaştırdı. " Lanet olsun Rachel böyle şeyleri nasıl tahmin edebiliyorsun? " Rachel hin hin gülerken Angel gözlerini devirdi. Ne de olsa bu tür konularda aynı kafadaydılar. " Ne zaman bu kadar yakınlaştınız böyle? " Angel bir ağaca dayanarak gözleriyle Lindsay' i izlemeye başladı.
" Aslında daha önceden tanıştığımızı keşfettik. Bu sayede arayı kapatmak kolay oldu diyebilirim. "
" Öyle mi? Nerde tanışmıştınız? "
" Lindsay bir şarkı yarışmasında birinci olmuştu. Hatırlarsın ben jürideydim. "
" Ah evet... Ama şarkıcıysa burada ne arıyor? "
" Çünkü şarkıcılığı bırakmış. Şöhretin ona göre olmadığını ve sıradan bir hayatla daha mutlu olabileceğine karar vermiş. "
Rachel duraklayarak başını çevirdi ve Lindsay' e baktı. Böylesine büyük bir kararı vermek gerçekten zor olmalıydı. Şöhreti ve getirdiği bütün avantajları elinin tersiyle itip sıradanlığa geri dönmeye karar verebilecek kadar güçlü insanları takdir ederdi. Bu onun her zaman ideali olan ama yapmaya cesaret edemediği bir şeydi. Babası onu yetiştirirken farklı olmasına, ünüyle her zaman fark edilmesine, asla parasız kalmayacak kadar zengin olmasına çalışmıştı. Bir çiçek kendisini yetiştiren bahçıvanın yeteneği sayesinde büyüyebilir ve onun izin verdiği kadar gelişebilir. Babasının öğretilerinden ayrılmak ve kendi yolunu çizmek Rachel'ı korkutan tek şeydi. O zaman yolunu kaybetmekten korkuyordu. Şimdiyse bildiği ve kendine güvendiği bir yoldaydı. İçini çekerek Angel' a döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Number One
Romance"Biliyorsun son yıllarda Rachel tam bir idole dönüştü. Herkes onu filmine istiyor, herkes onu reklamlarında görmek istiyor, onu çekmek, onunla röportaj yapmak istiyor. Hollywood' un en çok kazanan aktristi. Peki, o ne istiyor? " " Saç boyası mı? "...