Yeni hayat

4.7K 406 220
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

Ölmüştüm. Bir villain bana saldırmış, ve ölmüştüm. Peki şu an neredeydim? Etraf neden bu kadar beyazdı?

Tanrım, cennette miydim? Eğer öyleyse melekler neredeydi?

Ayrıca Katsuki'ye söylemek istediğim birçok şey vardı, gerçekten ölecek böyle bir zamanı mı bulmuştum?

"Luna. Uyan."

Birinin bana emir sözcükleri ile hitap etmesiyle gözlerimi araladım.

Gözüme çarpan güneş ışığı ile gözüm kamaşınca elimle gözümün önünü kapadım.

Yanımda birinin olduğunu fark edince başımı sağa çevirdim. Önce bir saniyeliğine etrafa baktım.

Ben... Parktaydım.

Tam karşımda bir çocuk duruyordu. Bembeyaz bir teni vardı, saçları ve kirpikleri sapsarıydı. 9-10 yaşlarında gözüküyordu. Mavi gözleri vardı.

Doğruldum ve ona baktım. "Ben..."

"Garip bir şey yaşadın. Hayatına devam etmeyi unutma."

Başka bir şey demeden yürümeye başlayınca afallayarak arkasından ona baktım.

Önüme dönüp birkaç saniyeliğine gözlerimi kapadım.

Bana ne olmuştu?

Tekrar gözlerimi açıp ayağa kalktım ve çocuğun gittiği yöne döndüm. "Hey! Sen..."

Çocuk hiçbir yerde yoktu.

Koskoca parkta, sadece birkaç saniyede kaybolmuştu.

O sırada tekrardan parka döndüm, kimse yoktu. Yalnızdım.

O çocuk kimdi?

Bana ne olmuştu?

Ölmüştüm, öldüğüme emindim.

Yaralandığım yer aklıma gelince hemen tişörtümü yukarı kaldırıp kalbimin altına baktım, belli belirsiz bir yara izi vardı.

Tişörtümü geri indirip banka yaslandım. Mantıklı düşünmeliydim.

Telefonum aklıma gelince hemen etrafa baktım, telefon bankın hemen köşesindeydi. Onu elime aldım ve evime yürümeye başladım. Hatta yürümek değil, koşmak.

15 dakika sonra evimin önüne gelmiştim. Ama geldiğim şey ile 2. bir şoka uğramıştım.

Evimde neden kiralık yazıyordu?

Yan binadan çıkan kişi dikkatimi çekti, bu Mitsuri ablaydı.

Hızlıca ona ilerledim, "Mitsuri abla!"

Durup bana baktı, baştan aşağı beni süzdü. "Tanışıyor muyuz?"

Ne?

Ne diyordu?

O buradaki en yakın olduğum insandı.

"Ben... Luna. Hani burada yaşıyordum?"

Başını sağa eğdi, "Sanırım başkası ile karıştırıyorsun canım."

Derin bir nefes aldım ve evimi gösterdim. "Bu evde yaşayan kadın... O nerede?"

Eve baktı ve iç çekti, "İntihar etti."

"Ne?"

"Maalesef. Yakını mıydın?"

"Ben onun..."

Beni hatırlamıyordu. Neden bilmiyordum. Ama şu an gerçekleri söyleyip kafa karıştıramazdım.

"Neden... İntihar etti?"

"Dayanamadığını söylüyordu."

"Neye?"

Bir süre düşündü, düşündü, düşündü...

"Çok garip ama, sanki bir anda aklımdan uçup gitti. Hatırlayamıyorum. Sadece son 2 haftadır üzgün olduğunu hatırlıyorum."

Bir şey demedim. Arkamı döndüm ve yürümeye başladım.

Telefonu cebimden çıkarıp tarihe baktım.

Ben 2 hafta önce ölmüştüm. Ve 2 hafta sonraya mı ışınlanmıştım?

Annem neden intihar etmişti?

Ben öldüğüm için mi?

Başka kimsem yoktu. Ailemden kimse yoktu.

Ana caddeye geldiğimde gözümdeki yaşları silip öylece etrafa baktım.

Polise gidemezdim.

Tanrı aşkına, ne diyecektim?

Ben 2 hafta önce öldüm, ve şimdi canlandım. Ama kimse beni hatırlamıyor mu?

Beni akıl hastanesine yatırırlardı.

Başka nereye gidecektim?

Ölmeden önceki zamanım olsa Katsuki'nin evine gidebilirdim, ama şu an o da beni hatırlamıyor olmalıydı.

Düşündüm. Dakikalarca.

Aklıma gelen en mantıklı şey Aizawa senseiydi.

Babam yoktu, doğduğumdan beri onu hiç tanımamıştım ama Aizawa sensei her zaman... En azından ben ölmeden önce babam gibi olmuştu.

Beni tanımıyor olabilirdi, ama yardım edeceğine emindim.

Bakugou x Reader (Bnha x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin