Beğenin lütfen 🔪
Yorum da atın
"Luna uyandı mı?"
"Uyuyor hâlâ sanırım."
"Ne? LUNA! UYANSANA KIZ!"
Koridordan gelen bağırışlar ile gözlerimi araladım. Kapım hızlı hızlı çalınmaya başladı.
"LUNA! OKUL VAR OKUL! ALOOOOO!"
Yorganı üstümden atıp ayağa kalktım ve kapıyı açtım. Bir anda açtığım için Denki öne doğru düşer gibi oldu ama hemen kapı pervazına tutunup doğruldu.
Gözümü ovalamaya başladım, "Ne var ya?"
"Okul var."
"Ha..." sanki daha önce hiç gitmemişim gibi başımı aşağı yukarı salladım.
Omuzlarımdan tutup beni tekrar odamın içine soktu. "Aizawa senseinin popomuzu sikmesini istemiyorsan, ki isteme yoksa muhtemelen ölürüz... Hemen hazırlan."
Dediği şey ile gülmeye başlarken onaylarcasına mırıltılar çıkartıp kapıyı kapadım.
Hızlıca yüzümü yıkayıp dişimi fırçaladım ve eşyalarımı da alarak odamdan çıktım.
Koridorda kimse yoktu, aşağıda ise birkaç kişinin sesi geliyordu.
Koşarak aşağı indim. Denki ve Katsuki kapının önünde bir şeyler konuşuyorlardı.
"Günaydın!" hızlı adımlarla yanlarına doğru gittim.
Denki bana baktı ve gülümsedi, "Günaydın."
Katsuki ise hiçbir şey demedi, dümdüz bir ifade ile yüzüme baktı.
"Çıkalım hadi, geciktik zaten."
Çıktığımız sırada daha 10 saniye olmadan Denki bir anda ikimizin de kolundan tuttu.
"Ne oluyor la-"
Denki, Katsuki'nin sözünü kesti.
"Kardeşlerim, canlarım, dostlarım. Bunu bir yarış olarak düşünün ve ayaklarınız götünüze çarpana kadar koşun. Yoksa şakasız Aizawa sensei bize çarpacak."
Biz daha bir şey demeden bizi de sürükleyerek koşmaya başladı.
Ben, istemsizce kahkaha atmaya başlarken başımı Katsuki'ye çevirdim.
O da sabır diler gibi başını iki yana sallarken sırıtıyordu.
Nefes nefese okula girdiğimizde sabahın köründe tüm enerjimiz bitmiş gibiydi.
Denki kendisini yere atacağı sırada Katsuki ile aynı anda formasının sırtından tuttuk.
Göz göze gelince başımızı sınıfın olduğu tarafa çevirdik ve Denki'yi de arkamızdan çekmeye başladık.
Denki nefes nefese gülerken mırıldandı. "Bunu daha önce da yaşamıştık, hatırlıyor musun Bakugou?"
Katsuki'nin dudakları yana kıvrıldı. "Evet. Okula geç kalmıştık şeyle..."
"Kiminleydi lan?"
Bendim.
O da bendim.
Sınıfa gireceğimiz sırada Katsuki yine başını tuttu. "Hay sikeceğim..."
Kapıyı açarak ikisini içeri ittirdim ve arkadan ben girdim.
"Geç kaldığımız için üzgünüz..."
Aizawa sensei gözlerini kısarak üçümüze baktı, "Geçin yerlerinize."
Kafamızı sallayıp sıralara yönelirken Denki sadece üçümüzün duyacağı bir tonda fısıldadı. "Çok şükür sikmedi."
Katsuki kimseye belli etmeden alttan bacağını çimdikledi. "Susmazsan sikecek birazdan."
"Luna tek kız oğlum, yazık olur." Denki'nin alaylı sesi ile kaşlarımı çatarak ona döndüğümde Katsuki bana döndü.
Baştan aşağı beni süzdü, daha sonra gözlerime baktı. Bir şey demeden yerine oturdu ve tahtaya döndü.
İç çekerek ben de tahtaya döndüm.
Başıma ağrı girmesi ile elimdeki kalemi masaya bırakıp ellerimi şakaklarıma koydum.
Sanki beynimin içinde bir şeyler oluyordu. Her şey karışıyor gibiydi.
Bir anda gözlerim kapalı hâlde gözlerimin önünden birkaç saniyelik bir şey geçti.
"Katsuki nerede?"
"Odasında."
"Günlerdir doğru düzgün yemek yemiyor... Bir şeyler yedirmeliyiz."
"Ağzını açmıyor ki, bizimle bile doğru düzgün konuşmuyor."
Şok içinde gözlerimi açtığımda şaşkınlıkla etrafıma baktım.
Az önce ne görmüştüm?
Öldüğüm zamandan kalan bir şey miydi?
Gözlerimi Katsuki'ye çevirdim. O da o an bana baktığı için göz göze geldik.
Saniyeler boyunca öylece birbirimize baktık. En sonunda gözlerini tekrar tahtaya çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bakugou x Reader (Bnha x Reader)
FanfictionLuna, bir gün gece parktayken bir villainin saldırısına uğrayarak orada ölür. Ama bir melek, onu tekrardan hayata döndürür, hem de o öldükten 2 hafta sonraya. Luna parktaki bankta uyandığında hayatı tamamen değişmiştir. Çünkü kimse onu hatırlamıyord...