Merhabalar, sonraki bölümümüz Pazartesi günü gelecek.
İyi okumalar dilerim.
"Aaa, Batu!" dedim hayatımda ilk kez onu görüyormuşum gibi. Sonra ekledim İlkay'a bakarak. "Kuzenim. Halamın biricik oğlu."
"İlkay'la tanışıyoruz biz." dedi birden Batu. Sonra da kafasını çevirip İlkay'ın annesine selam verdi. Uzandı ve tuttuğu elini öperek önünde eğildi. "Nasılsınız Aynur Hanım?"
"Kalpten gideceğim şimdi." dediğimde İlkay'ın elini çıplak sırtımda hissettim. Hemen sonra sırtımdan aşağı kaydı ve belime yerleşti. Parmaklarının bir kısmı kumaşta, bir kısmı da tenimde durunca dönüp gözlerine baktım.
"Sorun yok." der gibi baktı bana.
"Nasıl sorun yok?"
"Onat soyadını duyunca sormuştum ona, biliyorum." dedi ve o esnada Batu'nun ablasının elini öpmesine de izin verdi.
"Kuzenimi sana kaptırdığıma inanamıyorum." diyerek başını iki yana salladı Batu. Sonra ben ona saçmalayarak beni rezil etmesin diye kedi bakışları atmaya başladım.
"Neva, annem Aynur. Anneciğim, Neva." İlkay'ın ablasına geçti sıra. "Ablam Kardelen, Neva. Neva, ablam." Her ikisiyle de memnun olduğumu söyleyerek el sıkıştığımda gözlerim babasını aradı. En kötüsü babayla tanışmaktı ama İlkay bunu da düşünmüş olacak ki konuştu. "Babam birkaç günlüğüne Antalya'ya gitmek zorunda kaldı, burada değil ama geldiğinde tanıştırırım mutlaka."
"Olur." dedim kabalık etmemek için ama gözlerime bakınca tanışmak istemediğimi anladı.
"Benziyorsunuz." diyen Aynur teyze oldu. "Batu ile kardeş gibi duruyorsunuz." Aslında evet, benziyorduk. Batu benim erkek halimden biraz daha uzundu. Saçlarının rengi daha koyuydu ama gözlerimizin yeşili aynı gibiydi. Eh, baba tarafının tek iyi geni o olsa gerek.
"Evet, zaten kardeş gibiyizdir." dedi Batu gözlerime bakarak. "Değil mi ufaklık?" Yalnızca gülümsedim. "Bir görseniz Aynur Hanım, mutfakta bile aynıyız."
Gözlerim irice açılırken dudaklarım aralandı. Batu ve mutfak eşittir savaş alanı. Neva ve mutfak eşittir dünyanın en iyi restoranı.
"Allah korusun." dedim bir anda. Bu söylediğim şey Kardelen ablayı güldürdü.
"Bence de korusun." diyerek konuşmaya dahil oldu. Sonrası hızlı gelişti. Batu, Kardelen abla sayesinde beni unuttu ve ben de lavaboya gidiyorum diyerek masadan kaçtım. En azından beni ben yokken rezil etsin, diyecektim ki tuvalette Beyza ile karşılaştım. Konuşmak istemeyerek suyu açtım ve ellerimi yıkayarak aynadan kendime baktım. Fondöten bile suratımdaki kızarıklığı saklayamamıştı ya, Aslı'ya da yazıklar olsun.
"Neva." dedi hemen sonra Beyza.
Batu'dan kaçayım diye ona sarılmıştım ben, değil mi? Sonra da gidip Batu'ya yakalanmıştım. Bana da yazıklar olsundu.
"Efendim?"
"İlkay'ın hediyesi ne?" diye sordu birden. "Tablo mu yaptı sana?"
Aynadan baktım ona, kendi gözlerimle bakmadım. Hatta, cevap verme gereği bile duymayarak dışarı doğru adımladım ama yeniden konuştu.
"Söylesene, bir anda nasıl ortaya çıkabildin sen?"
"Bir anda mı?" dedim kendimi tutamayarak. "Ben bir yıldır varım, yalnızca siz görmediniz." Kaşları çatıldı, geriye doğru bir adım attı. "Bu nedenle gecenin tek hediyesi İlkay'ın değil." diyerek göz kırptım. "En önden yer ayırayım mı sana?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bedenimi Çiz (+18) Texting
Short StoryNeva_onat: Eminim sana pek çok kişi nasıl iyi bir sanatçı olduğunu söylemiştir Neva_onat: Ama ben sanatçı değilim ve kimse nasıl bir sanat eserine dönüşebileceğimi bana göstermedi Neva_onat: Yüzümü değil İlkay, bedenimi çiz