6 ay sonrasından tekrar merhabalar! Nasılsınız? Ben çok iyi ve heyecanlıyım. Açıkçası bu 6 ayda bir ilham bulamadım. Gerek hayatım gerek olumsuz durumlar beni çok etkiledi. Sonunda yazmaya başladım! Ve bu bölümü öyle bir keyifle yazdım ki diğer hiçbir bölümü bu keyifle yazmamıştım.
Gelelim diğer konuya. Panoma geçtiğimiz hafta bir kaç bölüm üst üste bölüm atabileceğimi söylemiştim fakat diğer bölümün %70'lik kısmını tamamlayabildim. Diğer kısmını elimden geldiğince çabuk yazıp paylaşmak istiyorum. İnşallah bu haftaya yetişir. Neyse neyse çok uzattım. Haydi bölüme geçelim!
Oy vermeyi ve en önemlisi yorum yapmayı unutmayın!
Keyifli okumalar...💜
***
Sıcak su başımdan aşağı yavaş yavaş inerken hiçbirşey düşünemez olmuştum. Uzun zaman olmuştu bu kadar sıcak -aslında kaynar- bir suyun altında duş almayalı. Hoş artık pek işlemiyordu bu sıcaklık ruhuma, derime işlemesi de artık işime gelmiyordu. Beyaz tenime baktım önce, yer yer kızarmış büzüşmüştü. Sonra etrafımı saran yoğun buhara baktım fakat bir kaç metreden ötesi gözükmüyordu. Havalandırma penceresine bakmak istedim açık mı diye ama onu bile göremeyecek kadar yoğundu içerideki buhar.
Sahi ben nasıl nefes alıyordum bu yoğun buharın içinde? Neyse, demek ki kapalıydı pencere. Omuz silktim. Alışıktım bu duruma.Fakat alışık olmayan biri vardı, sevgili ablam.
"Anne! Bu deli kendini buharla öldürmeye çalışıyor!" diye bağırdığını duymuştum. Kahkaha attım. Bir kaç dakika önce gelip kapıyı yumruklamaya başlamış fakat benden hiçbir cevap alamayınca kendi kendine bağırmaya başlamıştı. Şimdi ise beni buradan annem yolu ile çıkartmaya çalışıyordu. Arkamı dönerek soğuk suyu açtım.
Cos!
Bu ses tam olarak kafamdan çıkmıştı.
Gözlerimi kapatıp soğuk suyun vücudumun her yerine ulaşmasını bekledim. Saniyeler sonra soğuk suyun değmedi yer kalmamış aynı zamanda tenimdeki kızarıklıklar da geçmeye başlamıştı.Tabii tüm bunlar olurken kapının önünde ki anne-kız dayanışması hızla devam ediyordu. Ablam ne yapıp ne edip annemi buraya sürüklemişti. Yazık kadına yahu!"Nare iyi misin kızım?"
Kulaklarım annemin gür sesini biraz boğuk duymuştu çünkü su ve iki yanımdan aşağı sarkan ıslak saçlarım bunu engellemişti.
"Ay anne iki saattir duş alıyor iki saattir!" diye söyleniyordu ablam.
Annem ise bunun normal olduğunu ve bundan daha normal birşeyin olmadığını savunuyordu. Başımı iki yana salladım. Ablam asla akıllanmayacaktı. "Çıkıyorum birazdan!" diye bağırdım. Sesleri kesilmişti fakat ablamın "Çok şükür!" dediğini işitmiştim. Tekrar kahkaha attım.
Ablamı deli etmeye bayılıyordum!
Soğuk suyu kapatıp üzerimdeki su damlacıklarınım süzülmesini bekledim. Yoğun buhar yavaş yavaş yok oluyordu. Derimin uyuştuğunu hissettim. Buna da omuz silktim.
Bornozumu giyip banyodan çıktım. Odama -aslında ablamla olan odama- doğru yürümeye başladım. Buraya kadar herşey normaldi ta ki yellozun sesini odamda -odamızda- duyana kadar.
Önce yanlış duyduğumu düşünüp bir adım attım fakat bu seferde ablamla ikisinin kahkaha sesini duydu kulaklarım. Biri bana kamera şakası falan yapıyordu herhalde, kamera şakasıysa kötüydü değilse çok daha kötüydü!
Saçlarımdan damlayan sular yerde neredeyse bir gölet oluşturacaktı. Derin nefes aldım. Yoktu. Bana rahat yoktu. Elimi kapı kulpuna götürdüm fakat başka bir elde kapının arından kulpa dokunmuş olacaktı ki kapı açılıp kapandı. Bu da bir şakaydı herhalde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASOSYAL KOMŞUM ~ə~
Novela Juvenil(Bölümler düzenlemeye alındığı için 10. bölüm gelmeyecek. Tüm bölümler tamamen düzenlenip yazıldıktan sonra hikaye kaldığı yerden devam edecektir. Anlayışınız için teşekkür ederim.) *** İşte yine bir gece, balkonda bir yanımda kitabım, diğer yanımda...