Bu bölümü Egeninincisiizmiiir adlı okuruma ithaf ediyorum. 💜
Ah sonunda buluşabildikkk. 🥳 Biliyorum fazlaca uzun bir süre oldu fakat inanın hiç vaktim yoktu. Neyse neyse sonuçta şuan bölüm geldi ve herkes mutluuu.
Bir kaç hayalet okurum var. 🤭 Fark etmedim sanmasınlar. 🙃 Kitabımı beğenip oylamanız gerçekten güzel birşey fakat yorum yaparsanız beni gerçekten çok mutlu edersiniz. Anlaştık mı? 😚
Multimedya ki şarkıyı açmayı unutmayalım bölüm sonunda görüşürüz. 👉👈
***
Kalbim, yavaş yavaş kan pompalamayı bırakmış, damarlarımdan geçen yolu tıkamıştı. Vücudum kendini felç ederek, bütün hareketlerimi kısıtlamış, beni öylece terk edip gitmişti. Beynim çalışmayı durdurmuş, düşünmemi engellemişti.
Kendimle başbaşa kalacağım bir yere gelmiştim, çocukluğumun geçtiği parka atmıştım kendimi, böyle kurtulabilirdim, bu şekilde kaçabilirdim.
Avuçlarımın arasındaki şekerler 'beni ye' dercesine gözlerime bakarken midem, şuan onları yiyemeyecek kadar toktu. Kendimi kasıyordum sebepsizce. Belkide sebebim vardı fakat kabullenemiyordum, istemiyordum.
Oflayıp avuçlarımın arasındaki şekerleri kucağıma bıraktım. Kafamda ki şapkayı çıkartıp ellerimi at kuyruğu olan saçlarıma doladım. Düşünmek istemiyordum ama bir yandan da istiyordum. İlk soracağım soru "Neden?" olurdu herhalde. "Neden böyle birşey yaptın?" diyerek tamamlardım kelimemi.
Devamında ise "Bana bu şekerleri niye aldın?" derdim.
Sahi neden almıştı ki?
Bilinmemezlikle beraber gözlerimi parkta oynayan çocuklara çevirdim. Kimisi arkadaşı ile tahtirevallide bir yukarı bir aşağı inip çıkıyor, kimisi kaydıraktan sıra sıra kayıyor, kimisi ise salıncakta sallanıyordu. Bazıları ise yaşlı büyüklerinin ellerinden tutmuş, heyecanla salıncakta sallanmak için sıra bekliyordu.
Saklambaç oynayanlardan tutun seksek oynayanlara kadar herkes mutluydu, gülümsüyordu. Düşünsenize; karşınızda bir sürü küçük çocuk varken ve hepside kahkahalarla gülüyorken sizin gülmemenize imkan var mıydı? Bence yoktu.
Anneler bankta oturmuş çekirdek çitlerken çocuklar koşuşturmaya devam ediyordu. Sahada futbol oyanayan mahallenin genç erkekleri bağıra çağıra küfür ediyor, bir yandan da topu kaleye doğru sürmeye devam ediyordu. Ben ise parkın en köşesinde tek başıma oturuyor, etrafımı izliyordum.
"Senin ben amına koyayım!"
Bir sürü küçük çocuk, bir sürü kadın varken böyle bir küfür edilmesi, seviyesizlikti. İsterse kendine söylesin bu küfrü, isterse yakın arkadaşına elde edeceği şey yine kaybedeceği saygısıydı. Sinirlenebilirdi, oynadığı oyunu kaybedebilirdi, hatta aklını bile kaçırabilirdi fakat küfür, o kişinin ne olduğunu kesinlikle belli ediyordu ve karşımda küfür eden kişinin kendine saygısı zerre yok iken çevresine yaydığı kötü enerji ile insanların kendisi hakkında "Terbiyesiz, edepsiz, ahlaksız," sözlerine maruz kalıyordu. Kalsındı. Eğer toplum içinde böyle iğrenç bir küfür ediyorsa daha beter sözleri duysundu.
Anlayamıyordum. Küfür edince ne oluyordu? Tamam bende ediyordum fakat bu derece ciddi bir şekilde asla hiçbir zaman etmemiştim, etmezdim. Hak edene hak edildiği gibi cevap verirdim, bu bazen küfür olsa bile.
Hala devam ediyordu. Ağzıma alamayacağım küfürler edip, utanmadan sırıtıyordu. İğrenç suratına daha fazla bakmak istemediğim için başımı çocuk parkına doğru çevirdim. Ve ne yazık ki gözlerim, parkın çıkışına doğru çocukları zorla sürükleyen anneleri, yaşlıları gördü. Çocuklar gitmek istemiyor, ağlıyordu. Büyükleri ise bu konuda ısrarcıydılar. Ne diyebilirim ki? Haklılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASOSYAL KOMŞUM ~ə~
Roman pour Adolescents(Bölümler düzenlemeye alındığı için 10. bölüm gelmeyecek. Tüm bölümler tamamen düzenlenip yazıldıktan sonra hikaye kaldığı yerden devam edecektir. Anlayışınız için teşekkür ederim.) *** İşte yine bir gece, balkonda bir yanımda kitabım, diğer yanımda...