Yerine Sevemem - Gökhan Kırdar
Ağlama sesleri kulağıma dolarken bedenimi saran kollara sıkı sıkı tutundum. Daha dün gece beni ardında bırakıp giden bedene şimdi sımsıkı sarılıyordum.
Gücüm kalmamıştı.
Bu korku yüreğime fazlaydı. Kaybetme korkusu ağır gelmişti benim yüreğime...
Gözümden akan yaşlarla, karanlıkta zar zor bir iki telefondan çıkan ışığın el verdiği kadarıyla kardeşime baktım. Yerde öyle kanlar içinde yatıyordu. Bu soğukta üstü çıplaktı. Ağlamam arttı.
Üşürdü ama böyle...
Turgut, Baran'ın üstünden çekildiğinde ''Kontrol et.'' dedi umutsuz bir sesle. Gözlerim görmez oldu umutsuzluğunu duyunca. Kalbim atmaz oldu sanki. Yanaklarımdan yaşlar aktı ama sanki hissemez oldum...
Yüreğim ağzımda baktım onlara. Yorgun ve sallanan bedenin kafasından kanlar çenesine akmıştı. Hatta o kadar çok akıyordu ki yere akıyordu. İyi değildi...
Onu düşünmek istemedim. Sevdiği adamı hayata döndürmeye çalışan adamı düşünmek istemedim. Çünkü kollarında olduğum adamın ölümünü düşünmek bile kalbimi paramparça ediyordu. Peki ya Turgut ben bile böyleyken nasıl hissediyordu...
Nasıl bu hâle gelmiştik...
Nasıl...
Bundan sadece, ama sadece 3 saat önce hep birlikte kız evine gitmiştik. Kız isteyecektik ulan. Kardeşimizin en iyi günlerinden biri olacaktı...
Kabusumuz olmuştu...
Aklım almıyordu lan...
Bu acıyı, bu olanları... Aklım almıyordu...
Aziz elini yerde kankar içinde yatan kardeşimin boynuna attığında yüzü anlamdıramadığım bir ifadeyle kaplandı.
Hayır...
Ölüyor olamazdı... Kardeşim bizi bırakıyor olamazdı.
Nefesim boğazımda tıkandı. Şimdi değil diye düşündüm. Allahım şimdi değil, nolursun...
Sırt üstü yere yığılan Turgut'la birlikte ambulansın acı sesi kulaklarımda tırmaladı. Öyle bir çalıyordu ki... Bu sesi bir daha unutamayacağıma emindim.
''ALEKS'' diye haykırarak yere yığılan Turgut'a koşan sarışın kıza içim parçalanarak baktım. ''Aziz bir şey yap!'' diye bağıran kıza kıvırcık çocuk gözlerinden akan yaşla bakıyordu. ''Döndü...'' diye kendi kendine mırıldanıyordu.
Kardeşim ölmeyecekti. Kalbi yeniden atmaya başlamıştı işte o saniyelerde. Bizi bırakıp gitmezdi ki o... Hele de Turgut'u bırakıp gitmek...
Rüyamızda bile göremezdik böyle bir şeyi.
Hıçkırıklarım artarken ''Şşş...'' diyip göğsüne çeken iri bedene yaslandım. Ağlamam daha da arttı. ''Kalbi atmaya başladı. Ambulans geldi sayılır çirkin. '' diye fısıldadı kulağıma doğru. ''Kamil...'' dedim hıçkırıklarım arasında. Adını ağzıma ilk alışımdı günlerdir belki de...
"Ağlama Soner... Kurbanın olayım böyle içli içli ağlama."
Sırtımda dolaşan eliyle daha sesli ağlamaya başladım. Ağlama diyordu ama ciğerim yanıyordu benim. Korkudan ödüm kopuyordu lan...
''Turgut'la ilgilen lütfen Aziz. Ben ambulanstakilere bilgi vereceğim.'' Sevgi'nin aceleci ve ağlak sesini duysam da kafamı yasladığım omuzdan kaldıramadım. ''BURADAYIZ!'' diye bağırıyordu. Koşuşturma seslerini ve Mehmet'in de bağırarak bir şeyler dediğini duydum. Fakat algılayamadım. Öyle bir hale gelmiştim ki gözlerim görmez olmuştu. Ağlayarak burnumu irin bedenin boynuna yönelttim. Aklımı kaçıracaktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIRÇIN DALGALAR (GAY)
Romance"Hani diyordun ya ben sevemem seni, işte orada biraz koptuk seninle. Çünkü ben zaten istememişken gelmemiş miydin hayatıma? Neden şimdi, neden ?" Gözlerine baktığımda pişmanlık gördüm. Peki ya ne için? Benim için mi, yoksa dedikleri için miydi bu hi...