Sorgu

10 5 12
                                    


Vote vermeyi unutmayın lütfen!!!

Daha aklımda ne diyeceğimi toparlamamışken sorguya çekilmek ne kadar tehlikeli farkındaydım. Hayatım mahvolmuştu. Ne yapsam düzelmeyecekti. Öyle bir çıkmazdaydım ki çabaladıkça daha dibe batıyordum...

Neredeyse 15 dakikadır  sorgu odasında tek başıma oturmuş birinin gelmesini bekliyordum. Ondan önce benden bir tüp kan alınmış vücudumda ilac olup olmadığına bakılmıştı... Onların gözünde suçlu profilini coktan çizmiştim bile. Aklımda bir kurgu oluşturmuştum ama inanırlarmıydı orası kesin değil.

5 dakika kadar bir süre sonra içeri sakallı bir adam girdi.

"Zeynep Kanar...Aslında nerden başlayacağımı tam olarak bilemiyorum. Seninle ilgili öyle şüphelerimiz varki gözümüzde hem suçlu hem de suçsuz rolündesin." dedi

"Ben hiç bir şey bilmiyorum boş yere beni buraya getirdiniz. Bende herkes gibi oraya zorla götürüldüm." dedim

Olabildiğince sakin kalmaya çalışıyordum ama titreyen ellerim ve dizlerim beni ele vermeye yetiyordu...

"Hiç bir şey bilmiyorsun öyle mi? O zaman söylesene herkesin vücudunda ilaç çıkarken, kimse birşey hatırlamazken sende ilaç olmaması bir tek bize mi garip geliyor?" dedi

"İlaç içmedim. Çünkü verdikleri suyun içinde bir şey olduğunu anlamıştım. Bunu anlamamak için gerizekalı olmak gerekir." dedim

"Demek suyu içmedin. Ama onların nasıl biri olduğunu bile bile orada kaldın öyle mi? Yardım istemeden, kurtulmaya çalışmadan öylece onlarla kaldığını mı söylüyorsun? Onların suçuna ortak mı oldun?" dedi

"Oradan kaçmak için çok uğraştım. Tek başıma hangi biriyle savaşabilirdim ki? Kimden yardım isteyebilirdim?" dedim kendimden emin bir şekilde.

Yalan değildi bu dediklerim. Çok uğraşmıştım. Ama tek başıma ne kadar dayanabilirdim ki?

"O zaman kaldığınız binanın 20 kilometre ötesindeki kulübede çıkan parmak izlerini nasıl açıklayacaksın? Sadece senin değil iki kişinin daha parmak izleri tespit edildi. Eminim ki o kişileri iyi tanıyorsundur." dedi imayla

"Beni neyle suçluyorsunuz bilmiyorum ama bir katil sürüsüne yardım edecek kadar delirmiş değilim. Orada zorla tutuldum bunun başka bir açıklaması olamaz. O kadar polis olduğunuz halde gücünüz yetmezken elimden ne gelmesini bekliyordunuz? O an sadece kendimi düşünebildim. Yaşadığım şeyler emin olun hayatımı alt üst etmeye yetti birde buna sizin saçma imalarınızı ekleyemem. Tekrar söylüyorum. O kadar polisin gücünün yetmediği yere tek başıma ne yapabilirim. Bence burada beni suçlayıp vaktinizi boşa harcamak yerine gerçek suçluları bulmayı deneyin." dedim sakin bir şekilde.

Olabildiğince kendimi sakin tutup ele vermiyordum. Zaten dediklerimden sinirlenmiş gibi kaşlarını çatmış bana öldürücü bakışlar atıyordu.

" Son soru sonra serbestin...orada uzun zaman kaldın eminim ki yüzlerini hatırlıyorsundur. Bulamadığımız iki kişi var. İsimleri  Barlas ve Alaz hiç duydun mu? " dedi

"Hayır. Orada kaldığım süre boyunca kimsenin adını öğrenemedim." dedim yalanla.

"Pekala. Çıkabilirsin. Ama unutma gözüm hep üzerinde olacak. En ufak bir açık Zeynep, en ufak bir açığını bekliyor olacağım. İşte o zaman görebileceğin tek şey dört duvar olacak." dedi ciddiyetle.

" Böyle bir şey olmayacağı için endişelenme gereği duymuyorum...tekrar görüşmemek dileğiyle."

Kendimi karakoldan dışarı atıp eve doğru yürümeye başladım. Ellerim halla titriyor midem bulanıyordu. Sakin olmalıydım.

ÖLÜMÜN NEFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin