Kaçırılma

61 17 10
                                    


1. Bölüm.

"Evet sayın seyirciler şehrimize saldıran katiller gün geçtikçe büyümekte. Kendi seçtikleri insanları arasına alıp şehre gün geçtikçe sahip olmaktalar. Polisler ve özel ekipler  bu katillerle baş edemiyor. Lütfen evinizden çok gerekmedikçe çıkmayınız"
 

Televizyonda verilen haber karşısında gerçekten çok şaşkındım. Hayır tabi ki de korkmuyorum. Bu saçmalığa inanacağımı mı sanıyorsunuz? Bir grup var ve insanları kaçırıp kendi arasına alıyor ve koca şehirde o kadar polis o kadar özel ekip buna müdahale edemiyor öyle mi?...saçmalık.

Cama yaklaşıp etrafa baktım. Herkes kapısını kitlemiş perdesini çekmişti. Esnaflar kepenkleri kapatmış gitmişlerdi. Resmen şehre sessizlik hakim olmuştu. Böyle bir şey gerçekten mümkün olabilir mi?

Telefonumun sesiyle pencerenin önünden ayrıldım. Annem arıyordu. Büyük ihtimalle haberleri duymuştu.Doktor olduktan sonra Ankara'dan İstanbul'a atanmıştım. Annemle babamı  ve kardeşimi ne kadar Ankarada bırakmaya içim el vermese de kardeşimin lisesi orada olduğundan gelememişlerdi.

"Alo"

"Zeynep kızım nasılsın? Haberleri duydun mu? Sakın evden çıkma kızım. Ortalık bir sakinleşsin seni ilk uçakla alacağız oradan"  diyen annemin ne kadar endişelendiği sesinden bile belli oluyordu.

" Anne ben iyiyim. Gerçekten böyle bir saçmalığa inanacağımı mı düşünüyorsun?" dedim sakin bir şekilde.

" Saçmalama Zeynep kapını kitle evden sakın çıkma. Bak kızım böyle yaparsan bizi daha da endişelendirirsin. Söz ver bize evden çıkmayacağına."   Zaten evden çıkmayı düşünmüyordum ama en azından annemleri endiselendirmemek için söz verebilirim.

" Tamam anne söz veriyorum. Hem zaten şehirde o kadar polis o kadar özel ekip var. İki güne kalmaz çözülür bu olay. Tabi gerçekten böyle bir şey varsa."    annemin karşıdan derin bir nefes verdiğini duyabiliyordum. Ardından Mertin sesini duydum.

" Abla nasılsın?"   Gerçekten onları çok özlemiştim. Günlerdir işlerden dolayı aramaya fırsatım olmamıştı. Şuan seslerini duymak gerçekten beni mutlu etmişti.

" İyiyim Mert sen nasılsın? Lise nasıl gidiyor? "

" İyi abla. Sakın dışarı çıkma. Zaten babam şuan seni aldırmak için uçak arıyor ama İstanbul' un giriş çıkışları kapatılmış. Bir yolunu bulup seni oradan almaya çalışacağız."    Gerçekten bu kadar kötü mü durum?

" Ben zaten evdeyim. İyiyim. Benim için endişelenmeyin. Kendinize iyi bakın şimdi kapatıyorum." 

" Görüşürüz abla"

Telefonu masaya bırakıp mutfağa gittim. Yemek yapmak en iyisi en azından bir işle uğraşınca kafam dağılıyor. Şu saçma haberleri biraz unutmam gerek.

Ocaktaki tencereyi karıştırmaya başladığım sırada dışarıdan gelen bağırtılarla elimdeki  kepçeyi kenara bırakıp cama yöneldim. Mahallenin başındaki binadan bir kaç kişi katillerden birini gördüklerini iddia ediyorlardı. Olabilir mi ? Buraya gelebilecek kadar güçlüler mi?

Kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başladı. Off saçmalama Zeynep oturduğun mahallede hep bir olay vardır. Hepsi de yalan dolan. Yemeğimi yiyip mutfağı topladım. Saat 12' ye yaklaşıyordu.Pijamalarımı giyip yatağa girdim. Uyku beni içine hapsederken gözlerimi kapattım.

*********

Gördüğüm kabusla yerimden sıçrayarak uyandım. Ter içinde kalmıştım.  Saate baktığımda 02.13 olduğunu gördüm. Saçma sapan haberler beni etkilemişti. Gördüğüm kabusun etkisinde ne kadar kaldıysam zar zor nefes alıyordum. Bu böyle olmayacaktı hava almam gerekiyordu. Pencerenin önüne geçip hava almaya çalıştım. Ev sanki üstüme üstüme geliyordu.

Askıdaki hırkamı alıp evden çıktım. Evin önündeki banklardan birine oturup kafamı gökyüzüne çevirdim. Nefes alışverişlerim düzene girmişti. Ter içindeki yüzümü elimin tersiyle silip derin bir nefes aldım.

Banktan kalkacağım sırada arkadan kafama dayanan silahın tetiğinin çekilme sesiyle banka geri oturdum. Bu başıma gelmiş olamaz demi?

" Sesini çıkarmayı aklının ucundan dahi geçirme.Şimdi yavaşca arabaya bin." diyen kişinin nefesini ensemde hissediyordum.Korku artık tüm bedenimi ele geçirmişti.


" Lütfen gitmeme izin verin. Kimseye bir şeyden bahsetmem. " ağlamaklı çıkan sesim ve titreyen ellerime engel olamıyordum.


"Hadi ya gerçekten bahsetmez misin. Simdi hem kendin için hem de ailenin güvenliği için bin şu arabaya akıllı kız." diye adeta tısladı.


Önümdeki siyah arabaya yavaşca ilerleyip bindim. O da sürücü koltuğuna geçip arabayı sürmeye başladı. Yüzündeki maskeden onu göremiyordum. Üzerindeki deri ceket ve siyah askeri botlarıyla baştan aşağı simsiyahtı ve gerçekten korkutucu gözüküyordu. En azından gecenin köründe boş sokakta onunla karşılaşan benim için.

Şimdi nereye gidiyorum? Ne yapacağım? Ölecek miyim? Bilemiyorum. Ama iyi bir şey için kaçırıldığımı zannetmiyorum.

---------------

Sizce ilk bölüm nasıldı?

Vote atalım lütfen.

ÖLÜMÜN NEFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin