3. Bölüm: Aşk Üçgeni

5 2 2
                                    

Selam şekerparelerim! 3.bölüme hoşgeldiniz.

Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın. Oylarınız ve yorumlarınız sayesinde motive olmam emin olun daha kolay olacaktır. Şimdiden teşekkürler.💖

İyi okumalar.
_______________________________________________
Onur'a, Belinay'ın çok gizli bir sırrını bilip bilmediğini ne kadar sorarsam sorayım bilmediğine dair ısrar etti. Ben de pes etmek zorunda kaldım çünkü doğru söylediği belliydi. Zaten onun gibi aklı havada olan bir çocuktan beklediğimden çok daha fazlasını elde etmiştim. Şimdi ise kendime kullanabileceğim birilerini bulma aşamasına geçmeliydim. Onur'dan bir şekilde kurtulmam gerektiği için hızlıca bir yalan düşündüm.

"Onur, sınıfta telefonumu unutmuşum gidip bana onu getirir misin?"

Onur hiç tereddüt etmeden kabul etti ve koşa koşa sınıfımızın yolunu tuttu. Bunu neden daha önce yapmadığım için kendimi suçlayarak bir "dost" bulmaya koyuldum.

Bahçedeydim ve banklardan birinde birkaç erkekle oturan bir kız gördüm. Anlaşılan bir arkadaş grubuyla karşı karşıyaydım ve bu kız şu erkeksi takılan kızlardandı. En azından diğer kızlar gibi tozpembe takılmayan sade ve kafa birisiyle dostluk kurmak iyi olabilirdi. Erkeklerdense diğer yakışıklılar hakkında bilgi toplayabilirdim.

Yanlarına gidip selam verdiğimde bana dostane davrandılar. Aralarına girmem zor olmadı. Onlar hakkında az çok şey öğrensem de Gece veya Belinay hakkında ben daha bir şey soramadan zil çalmıştı. Hangi sınıftan olduklarını ve adlarını öğrenebilmiştim. Hepsi 10/F'ye gidiyordu. Aralarındaki tek kızın adı dışında öbürlerinin adını ezberleyememiştim. Berin bana her tenefüs bu banka geldiklerini söylediğinde beni sevdiğini anladım. Daha çok konuşmak istediğini ele vermişti. Bu okulu da önceki gibi benim yapacaktım. Yoluma çıkan tek bir şey bile yoktu.

O an ayağım taşa takıldığında erken konuştuğumu anladım. Neyse ki birisi beni yakalamayı başarmıştı. Düşmeyeceğimi bilsem de beni yakalayacak kişinin Gece olabileceğini düşünmemiştim. Nereden çıkagelmişti? Gökten inmiş bir melek olabilir miydi? Ya da yeri yararak çıkagelen bir şeytan?

Kaslı kollarıyla beni sarıp sarmaladığı an resmen zaman yavaşladı. Etrafımızdaki her şey bulanıklaştı ve birbirimizin gözlerine kenetlendik. Diğerleri için kısa bizim için sonsuza kadar sürmüştü sanki bu an. O güzel ela gözlerin derinliklerinde kaybolmamın ardından Gece'nin dudaklarından şu sözler döküldü:

"Dikkatli ol prenses."

Ah, ne kadar da afet gibi bir çocuktun sen öyle. Onu şimdi öpmek isterdim ama olmazdı. Eminim çok daha iyi bir zaman yakalayabilirdim. Belinay'ın önünde öpüşmemiz ne müthiş olurdu ama! Sabret kızım, sabret, dedim kendime. Karanlığın çocuğu, söz veriyorum sen benim olacaksın.

Ona teşekkür etmeme izin vermedi ve işaret parmağıyla dudaklarımı durdurdu. Sonrasında hiçbir şey olmamış gibi bahçenin merdivenlerini çıkıp gitti. Arkamdaki arkadaş grubundan adının Egemen olduğunh sandığım çocuk, "Daha ilk gününde aşkını buldun. Senden hızlısı mezarda tatlı kız," dediğinde herkes güldü.

Komik bulmasam da ben de yalandan güldüm. Sonuçta sahte duygularda oldukça başarılıydım. Ayrıca bu çocuklar Elfe'nin kim olduğunu bilmiyor ve dalga konusu yapıyordular. Beni basit biri bulmaları tam da istediğim türden bir rota çizmişti akıllarında. Harika gidiyorum, dedim zihnimde. Geriye altın adamı bulmak kaldı.

***

Okul sona erdiğinde Onur okulun çıkışına, yanıma, gelmişti. Biz aynı zamanda, ne yazık ki, komşu olduğumuzdan eve birlikte dönecektik. Çıkışa birlikte ilerliyorduk ki, Onur, satranç kulübünün başkanı olarak diğerleriyle konuşması gereken bir mesele olduğunu söyleyerek yanımdan ayrıldı.

Prensesin TacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin