Selam şekerparelerim! 5.bölüme hoşgeldiniz.
Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın. Oylarınız ve yorumlarınız sayesinde motive olmam emin olun daha kolay olacaktır. Şimdiden teşekkürler.💖
İyi okumalar.
_______________________________________________
Gece tüm bunları yazan kişi olabilir miydi? Bu durumda yazılanlar şaka olmayabilirdi. Gerçekten de tehlikeli bir çocuğun tekiydi ve beni elde etmek istiyordu. Aşkını gizlemek için bu tür bir yöntem kullanmak tam da istediğim türden bir erkek olduğunu kanıtlıyordu. Onunla konuşmam lazımdı. Mesajı atanın o olduğunu anladığımı yazmaya karar verdim.Siz: Kim olduğunu biliyorum.
0543: Ya öyle mi? Kimmişim?
Siz: Gece, sensin biliyorum. Benimle konuşmak ve ilgi çekmek için bu yöntemi kullanmana gerek yoktu.
Uzun bir aradan sonra yabancı yazmaya başladı.
0543: Ben Gece değilim.
Siz: Tamam bu kadar yeter. Sınıfta konuşacağız.
0543: Nasıl istersen.
Şapşal şey bir de bu gereksiz oyuna devam etmekte ısrarcıydı. Beni korkutarak hem kendince eğleniyor, hem de benimle bir bağ kurmaya çalışıyordu. Karanlığın çocuğu, böyle deşifre olman, kendini bakışlarınla ele vermen ne kötü olmuştu. Küçük eğlenceni erkenden bozduğum için üzülmüştüm ama seninle yüz yüze tatlı bir sohbeti tercih ederdim.
Zil çaldığında herkes sınıflarına döndüler. Onur ve ben sınıfımıza giden merdivenlerden çıkarken ona mesaj atanın kim olduğunu çözdüğümü söyledim. Gece'nin o olduğu fikrini ortaya attığımda beni onayladı.
"Zaten garip çocuğun tekiydi. Eminim o yapmıştır. Ama Elfe, bu durumda onun kötü biri olduğu apaçık kanıtlanmış olur. Bence ondan uzak durmalısın. Pek de niyeti güzel biri gibi görünmüyor. Özelikle bunu yaptıysa daha da tehlikeli biri olmuş olur."
"Ne yani benim yerime sen mi karar vereceksin?"
"Hayır. Öyle demek istemedim."
"Unut gitsin Onur. Beni sadece yalnız bırak."
Merdivenleri ikişer ikişer çıkarak Onur'dan uzaklaştım. Şükürler olsun nihayetinde ondan kurtulmuştum. Ona ondan bıktığımı yüzüne söylemeden onu başımdan def etmenin başka çaresini bulamamıştım, ama şimdilik bununla idare edecektim. Eften püften bir sebep olsa da bu onu biraz olsun oyalardı.
Sınıfa girer girmez sırama koştum ve oturdum. Herkes çoktan yerine oturmuştu ancak Gece hala yerinde değildi. Onur sınıfa girdiğinde yanıma gelecek gibi oldu, başımı cama çevirdim. Bu sefer için aklını kullanıp onunla konuşmak istemediğimi anlamış ve sırasına dönmüştü.
Gece, sınıfa gelmemişken kimya öğretmeni sınıfa girmişti. Herkes ayağa kalkıp hocaya selam verdikten sonra oturdu. Ders başlamak üzereydi ve o ortada yoktu. Sırf beni atlatmak için dersi astığına inanamıyordum. Nazın bu kadarıydı.
Parmak kaldırdım. Yaşlı, kafasında tek saç teli olmayan kimya öğretmeni burnunu çektikten sonra bana söz hakkı verdi. Gece'nin sınıfa dönmediğini söylediğimde kimya hocası homurdandı. Öğretmenler arasında en huysuzu oydu kesinlikle.
"Gece yarım gün izinli," dediğinde yerime oturmaya yeltendim. "Madem el kaldırdın acele etme. Sana bir soru çözdürelim."
Hay lanet olası! Ben kimyadan tek kelime anlamazdım. Daha doğrusu tek sayı anlamazdım. Kimya resmen matematiğin kuzeni gibiydi. İkisi baş belasından başka bir şey değildi. Ah, Gece, yaktın beni!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prensesin Tacı
ChickLitKaranlığın çocuğu, gözlerinin içindeki o yeşil ve kahverengi tonlarının birbirine girişini seyrediyorum. Uzun kirpiklerinin arasında kaybolacak gibi oluyorum. Gün battığında yanımda oluşunun sıcaklığıyla kendimi kollarına bırakıyorum. Biliyorum ki s...