Jaguarımla park yerine büyük bir gürültüyle girerken okul bahçesindeki bütün gözlerin üzerime çekildiğini hissedebilmiştim. Yarım ağız gülümseyerek, üzerime dikilmiş hayran gözlere karşılık verdim.
Popüler olmak güzeldi. Bir tanrı gibi hissetmenizi ve onurlanmanızı sağlardı. Kimse bu tahttan inmek istemezdi.
Çok değil bundan sadece üç yıl önce, üniversitenin ilk senesinde hızla popüler olmuştum. Artık yıldız bir alfaydım. Göz alıcı bir ışıltıyla parlıyor ve yerime geçmek isteyen bütün zavallıları ateş gibi yakıyordum. Kimse benimle rekabet edemezdi, çünkü herkes böyle bir yarışta mağlup düşeceğini bilirdi. Benim gibi bir alfa ile kimse yarışamazdı.
Bütünüyle kusursuz bir insana kim kafa tutmak isterdi ki zaten?
Gülümsemem iyice genişlerken arabamdan yavaşça indim. Yaklaşan topuk seslerini duyduğumda sesin geldiği yöne doğru hızla döndüm.
İşte benim sevgilim: Hyuuga Hinata.
Okulun hiç tartışmasız en güzel omegası.
Gözlerimi onun siyah saçlarında gezdirdim ve en son derin siyah gözlerini incelemeye başladım. İlk bakışta onu mükemmelliğin vücut bulmuş hali olarak düşünebilirdiniz. Ancak içinde deli gibi fırtınalar estiğini ve küçük bir lodosunun bile sizi yerle bir edeceğini yalnız ben bilirdim. Hinata bulaşabileceğiniz en tehlikeli maddeydi.
Sizi zihninde oluşturduğu hapishanede sıkıca tutar ve sizinle işi bitmeden gitmenize asla izin vermezdi ama o, bu hapishaneye beni asla sokamadı. Asla sokamayacaktı da. Çünkü onun sadık köpeği olmayı asla kabul etmedim.
İşte bu yüzden aramızdaki şeyin aşk olmadığını çok iyi biliyordum. Bizimkisi çıkar ilişkisiydi. Sonuçta iki altın bir arada çok parlak dururdu ve bu okuldaki sağlam duruşumuzu garantilediğimizin göstergesi olurdu. Etraftaki meraklı kafalara sevgili gibi görünmemiz şu an en mantıklı karardı. Çünkü ne o arı kraliçe olmaktan mahrum kalmak isterdi ne de ben altın çocuk olmaktan.
Bu yüzden aşk gösterilerimizden birini daha sergilemeye çoktan başlamıştık bile. Hinata sevinç dolu bir gülümsemeyle zıpladı ve koşarak yanıma ulaştı. Uzun topuklularına rağmen benden hâlâ beş santim kısa duruyordu. Bu yüzden parmak uçlarında yavaşça yükseldi ve kırmızı dolgun dudaklarını yavaşça benimkilere bastırdı.
Gülümsedim ve elimi saçlarına dolayıp okşadıktan sonra öpücüğüne istemeyerek de olsa karşılık verdim. Etraftaki bakışların bizi kıskançlıkla izlediğini biliyordum ama gözlerimi açmadan Hinata'nın yumuşak dudaklarını öpmeye devam ettim.
Tam üç yıldır Hinata'yla çıkıyordum ve bugün dördüncü yılımıza girmiştik. Sadece ikimizin bildiği bir sırrı paylaşıyorduk.
Birbirimizi kullanıyorduk.
Aşk yok.
Bağlanmak yok.
Sevgi yok.
Duyguya dair tek bir şey yok.
Bir süre sonra dudaklarımı Hinata'nınkilerden çektiğimde herkes sessizliğinden kaybolup tekrar gereksiz konuların dedikodusunu yapmaya geri dönmüştü. Zira dedikoduların konusu daima ikimizdik. Elimi ince beline yavaşça doladım ve onu gürültülü kalabalıktan sıyınp okula doğru sürüklemeye başladım.
Dişlerinin arasından yavaşça fısıldadı. "Neden hâlâ dedikodu yapıp duruyorlar? İstedikleri şeyi veriyoruz."
"Çünkü hepsi bizim yerimizde olmak istiyor'tebayo ."
Kafasını yavaşça salladı, elimi tutup yürümeye devam etti ve ben her şeyi tekrar yoluna soktuğumuzu düşünmeye başlamışken, arkamdan gelen bir erkek sesiyle olduğum yerde sabitlendim. "Naruto! Uzumaki Naruto!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Baba Olamam / NaruSasu
FanfictionNaruto popülerdi. Onu herkes severdi. Popüler Altın Çocuk'un kalbinde ise iki kişi vardı; oğlu Boruto ve oğlunun dayısı Sasuke. #narusasu 1. #sasunaru 3. -Ara verilmiştir-